Para politikasına ilişkin çarpıcı tespitler
2007'de 19,9 milyar USD ile zirve yapmış olan net yabancı girişler 2020'de 4,5 milyar USD’ye geriledi. 2023'te ise 4,7 milyar USD ile en düşük seviyeye yakın gerçekleşti. Demek ki içeride görmezden gelinen nedenlere yabancılar pek öyle bakmıyor.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından 2023 dördüncü çeyrek dönemine ait Doğrudan Yatırımlar Bülteni yayımlandı. Bültende 2023 dördüncü çeyrek bilgilerinin yanı sıra yılın tamamına ait veriler de var.
Buna göre 2023 yılı dördüncü çeyreğinde doğrudan yabancı yatırım girişi yaklaşık 3,8 milyar, yurt dışına doğrudan yatırım çıkışları yaklaşık 1,6 milyar USD olurken net girişler yaklaşık 2,1 milyar USD olarak gerçekleşti. Gayrimenkul kaynaklı net girişler hariç tutulduğunda doğrudan yatırım kaynaklı sermaye hareketleri net 1,4 milyar USD.
Rapora göre 2023 yılı dördüncü çeyreğinde yabancılara konut satışı yüzde 61,3 düştü ve 6.968’a geriledi. Satışların yüzde 27’si Rus uyruklu kişilere yapıldı. Söz konusu satışların 1.877’si Rusya, 674’ü İran ve 318’i Irak uyruklu vatandaşlara yapıldı. Geçen yılın aynı dönemine göre konut satışları Rusya uyruklularda yüzde 73,2, İran uyruklularda yüzde 60 ve Irak uyruklularda yüzde 67,7 geriledi. Satışların 2.330’u Antalya’da, 2.264’ü ise İstanbul’da yapıldı.
Yıllık olarak baktığımızda doğrudan yabancı sermaye kaynaklı net girişlerde son 15 yıllık dönemin pandemi yılı olan 2020 sonrasındaki en kötü yıl olduğu görülüyor. 2007 yılında 19,9 milyar USD ile zirve yapmış olan net girişler 2020 yılında ise incelenen dönemin en düşük seviyesi olan 4,5 milyar USD’ye geriledi. 2023 yılında ise net girişler 4,7 milyar USD ile en düşük seviyeye yakın düzeyde gerçekleşti.
Gayrimenkul alımları 2007 yılında net 2,9 milyar USD düzeyinde iken 2018 yılında 5,9 milyar USD’ye kadar çıktı, net girişler içindeki payı ise yüzde 14,7’den yüzde 66,9’a ulaştı. Pandemi sonrasında da yüksek düzeyler korundu ve 2023 yılında gayrimenkul alımlarının net 3,6 milyar USD olarak gerçekleşmekle birlikte özellikle yılın ikinci yarısında gerilemeye başlaması dikkat çekici.
Doğrudan yabancı yatırım girişleri gayrimenkul alımları hariç hesaplandığında 2023’te yıllık olarak 4,7 milyar USD’den 1,1 milyar USD’ye geriledi.
2023 yılı genelinde Türkiye’de kurulan yabancı sermayeli şirketlerin sayısı yüzde 39,2 oranında geriledi. 2022 yılında 20.135 olan Türkiye’de kurulan yabancı sermayeli şirketlerin sayısı 2023 yılında 12.241’e düştü. 2023 dördüncü çeyrekte de bu sayı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 47,8 düşerek 2.614 oldu.
Türkiye’den yurt dışına yapılan doğrudan yatırımlarda ise gayrimenkul sektörü ağırlıkta. 2023 yılı dördüncü çeyreğinde, yurt dışına yapılan yatırımların yüzde 38,9’u gayrimenkul sektörüne, yüzde 18,7’si ise finans ve sigorta faaliyetleri sektörüne yapıldı. Geçen yılın dördüncü çeyreği ile karşılaştırıldığında, gayrimenkul alanında yapılan yatırımların payı yüzde 26,9’dan yüzde 38,9’a çıktı. Yıllık verilerde de gelişmeler benzer nitelikte olup gayrimenkul sektörünün payı yüzde 16,2’den yüzde 36,8’e çıkarken imalat ve finans-sigorta faaliyetlerinin yatırım paylarında gerileme gözlendi. Diğer taraftan, geçen yılın son çeyreği ile karşılaştırıldığında özellikle İngiltere, Yunanistan, İtalya ve İspanya gibi Avrupa ülkelerindeki yatırım artışları dikkat çekiyor. Yapılan yatırımlar İngiltere ve Yunanistan’da iki katına, İtalya’da 10 katına, İspanya’da ise 3,4 katına çıktı.
Bu verilerden çıkarılabilecek sonuç; ülkemize gelen doğrudan yabancı sermaye durma noktasına yaklaştı. Yani yabancılar Türkiye’de doğrudan yatırım yapmıyor.
Aynı durum gayrimenkul sektöründe de görülüyor. Son yıllarda gayrimenkul ve inşaat sektörüne önemli katkı sağlayan yabancılar buradan da çekilmiş.
Ülkedeki sıkıntıların göstergesi olan bu durumu destekleyen bir başka unsur Türkiye’den yurt dışında özellikle gayrimenkul sektörüne yapılan yatırımlardaki artış. Bu Türkiye’den giderek artan sayıda insanın yurt dışında yaşama kararı vermesinin bir göstergesi.
Bu duruma yol açan ülkemize ait başlıca nedenleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:
– Hukuk devleti olma özelliğinin yitiriliyor olması,
– Eğitim kalitesinin giderek düşmesi,
– Devlet kurumlarına olan güvenin giderek yitirilmesi (TÜİK vb.),
– Güvenlik sorunları,
– Ülkenin demografik yapısının giderek bozuluyor olması,
– Ekonomideki bozukluklar.
Bu sorunlar yurt içinde görmezden gelinerek hareket edilmekle birlikte yurt dışında gerçekler maalesef açık bir şekilde görülüyor. Yine bu sorunlar dışında olumlu olarak söyleyebileceğimiz geriye ne kaldı diye düşünürsek, elde maalesef bir şey yok. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde net doğrudan sermaye girişinin negatif olduğunu görmek de şaşırtıcı olmayacak.