2024 bankacılık için mücadele yılı olacak
Ekonomide durgunluk ortamı enflasyonu düşürmek amacıyla bilinçli olarak yaratılıyor. Peki enflasyonda beklenen başarı elde edilebiliyor mu? Enflasyon baz etkisiyle düşüyor, ancak yıl sonunda gerçekleşecek olan yüzde 40 üstündeki seviye başarı değil.
Ekonomide durgunluk son dönemde giderek daha çok konuşulan bir konu haline gelmeye başladı. Geçen yıl yeni ekonomi yönetiminin işbaşına gelmesi sonrası enflasyonu düşürmeye yönelik izlenen politikaların araçlarından biri büyümeyi yavaşlatma olarak belirlenmişti. Ancak bugüne kadar bu konuda istenen düzeyde bir başarı da sağlanamadı. Aynı zamanda son dönemde ekonomide yavaşlamanın daha ön plana çıktığı görülüyor. Bu durum açıklanan bazı ekonomik verilerde de kendini gösteriyor.
Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan imalat sanayisi genelinde kapasite kullanım oranı ağustosta geçen aya oranla 0,5 azalarak yüzde 75,4 oldu. Bu oran geçen ay yüzde 75,9 iken 2023 yılsonunda yüzde 77,5 olarak gerçekleşti. Dolayısıyla 2024’te bir düşüş eğiliminden söz etmek mümkün.
Yine aynı konuyla ilgili olarak TCMB ağustos ayına ilişkin iktisadi yönelim istatistikleri ve reel kesim güven endeksini açıkladı. Buna göre, reel kesim güven endeksi ağustosta geçen aya göre 1,8 puan azalarak 100.3’ten 98,5 seviyesine düştü. Böylece bu değer Aralık 2022’den bu yana en düşük seviyeye geriledi. Aynı dönemde mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi 0,7 puan gerileyerek 98,0 seviyesinde gerçekleşti.
Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, gelecek 3 aydaki ihracat sipariş miktarı, mevcut toplam sipariş miktarı, gelecek 3 aydaki toplam istihdam, gelecek 3 aydaki üretim hacmi, sabit sermaye yatırım harcaması ve genel gidişata ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkilemiş. İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha kötümser olduğunu belirtenler lehine olan eğilim artmış.
Yine aynı konuya ilişkin TOBB temmuz ayı sonu itibariyle açılan ve kapanan şirket sayılarına ait verileri yayımladı. Buna göre 2024’ün ilk yedi ayında kurulan şirket sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,5 azaldı. 2024’ün ilk yedi ayında, 2023’ün ilk yedi ayına göre kapanan şirket sayısı ise yüzde 28,3 arttı. Temmuz 2024’te kapanan şirket sayısı da 2023 yılının aynı ayına göre yüzde 39,8 yükseldi.
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından kesinleşen nisan, mayıs ve haziran ayı GSYH öncü göstergeleri ile yapılan hesaplamalara göre ise Türkiye ekonomisinin 2024 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine kıyasla yüzde 0,6 oranında küçülmesi bekleniyor. BETAM mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle yapılan hesaplamalarla ise 2024 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre GSYH’nin yüzde 0,7 azalacağını öngörüyor.
Bütün bu verilerden yılın kalan bölümünde giderek artan bir durgunluk içine gireceğimiz görülüyor. Bu durum firmaları olumsuz etkilerken, firmaların yaşadığı olumsuzluklara bağlı olarak bankalar da geri dönmeyen kredilerden dolayı sıkıntıya girebilir. Yine artan konkordato ve iflaslar piyasada diğer firmaları da olumsuz etkileyecek. Bunun bireysel olarak sonuçları da işsizlik oranında artış olacak. Haziran 2024 itibariyle işsizlik oranının yüzde 8,5’ten 9,2’ye yükseldiği açıklandı. Bu oranın TÜİK rakamları ile bile bir süre sonra yüzde 10’un üzerine çıkması beklenmeli.
Ekonomide durgunluk ortamı daha önce belirttiğimiz gibi enflasyonu düşürmek amacıyla bilinçli olarak yaratılıyor. Peki enflasyonda beklenen başarı elde edilebiliyor mu? 2024’te enflasyon oranı yaptığı zirve sonrası baz etkisi ile düşmeye başladı. Ancak yılsonunda gerçekleşecek olan yüzde 40 üzerindeki seviye başarı değil. 2025 yılında da bunun çok altına düşürülebilme olasılığı yüksek görünüyor. Çünkü ülkede kamu kurumlarının kamu kaynaklarını ve toplanan vergileri sınır tanımaksızın israf etmeye devam ettiği görülüyor. Bu ortamda enflasyonun sadece para politikası önlemleri ile tek hanelere doğru düşürülebilmesi mümkün değil. Dolayısıyla Türkiye’nin önümüzdeki dönemde bu politika ve uygulamalarla stagflasyona doğru gitme olasılığı artıyor.
6 Ekim 2024 - Üniversiteli gençliğin içler acısı hali
2 Ekim 2024 - Finansal stres ve konkordato: Firmalar arasında zincirleme etki
29 Eylül 2024 - Kamuda bozulmanın yeni bir boyutu ve hiçe sayılan etik ilkeler
25 Eylül 2024 - Kamuda israf ve Türkiye
22 Eylül 2024 - Bütçe açığı ağustosta uçuşa geçti, rekor üstüne rekor geliyor