Bugünlerde tüm birikimimi seferber edip ve bunlara yoğun yeni öğrenmeleri de katarak başlıkta ifade ettiğim ruha uygun bir kitap yazmaya çalışıyorum.
Şu anda başlığını ‘’Kütüphanemdeki Arzu: Cinselliğin kısa dekadan tarihi’’ olarak düşündüğüm bu çalışma ‘Kütüphanemdeki’’ serisinin üçüncü kitabı olacak.
Birinci kitap ’Kütüphanemdeki Sesler’de yaratıcı düşüncenin çeşitli dallarda oluşum ve gelişmesinin hikayesini yazmıştım. ikinci kitap ‘Kütüphanemdeki İsyan’da sanatta modernin ve postmodernin anlam ve gelişimini çözümlemeye uğraşmıştım. üçüncü gelecek kitap ‘Kütüphanemdeki Arzu’da ise tüm yaratıcı düşüncenin temelinde var olması gereken arzu ve onun da derinden belirleyicisi olan cinselliğin incelenmesi gerekti.
***
Bu konuda çalıştığımı duyan herkesin suratında önce müstehzi bir gülümseme beliriyor. çoğu beni tanıyan bu insanlar konu bu olunca yine yaramazlık yapmadan duramayacağımı sanıyor olmalıydılar. eleştirmiyorum onları olabilir tabii ki asla yaramazlık yapmam demiyorum. Hem bakın önerdiğim kitap başlığında dekadan demişim, yani konuya dekadan bir ahlak ile bakacağım kesin olsa da beklendiği gibi işin yıkıcı mizah yönüne fazla gitmeyeceğim.
kitapta olmayacak bir başka şey de şu: bu kitap iyi seks nasıl yapılır, konusunda bir tavsiye içermeyecek.
içermeyecek çünkü:
1- iyi seksin nasıl yapılacağı konusunda tek bir fikrim yok.
2- bir şeyin normalinin tanımlanabilmesi için onun tanımın baştan kesin yapılması gerekiyor. oysa neyin seks olduğunun herkes için geçerli tanımı yapılamaz. normal seks diye bir şey olmadığı da kitapta göstereceğim gibi kesin.
dolayısıyla kitabım normal olmayanın norm olduğu, insanın en önemli beyin faaliyeti olan cinsellik üzerine olacak.
vurgu ruhsal faaliyet ve en büyük afrodizyak olan beyin olacağından tabii ki Freud ve Lacan ile de boğuşacağım kitapta. Özellikle Lacan korkutmasın kimseyi, bu kitabın diğerlerinde olduğu gibi bir diğer amacı da zor anlaşılanları kolay anlaşılır hale getirmek olacak.
***
bu yazıyı aslında son günlerde cinsellik temalı yazılarımda bir artış olmasını açıklama amacıyla düşünmüştüm. bu tür yazılara bakanlar beni Freud gibi cinselliğe abartılı takıntılı veya adam 70 yaşından sonra azdı galiba diye düşünmesinler, o yazıların kökenini görün diye bu yazıyı yazmış bulunuyorum.