Gazetecinin ülkeyi yönetenlerle aynı masada rakı içebildiği eski güzel Türkiye günleri

31 Ekim 2024

Yarın (1 Kasım) 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in 100’üncü doğum günü.

Ben çok sık bir araya gelemesek de, konuştuğumuz veya buluştuğumuzda aramızda kültürel ve entelektüel bağlantı olduğunu hep hissettiğim Süleyman Demirel’i çok severdim ve hala da seviyorum. Çok özledim Süleyman beyi.

***

eski bir radikal solcu olarak kendisini çok ağır eleştirdiğim günler de oldu. Bu bizlerin yaşamakta olduğumuz günlerin kıymetini bir türlü bilememe ve sadece bu yüzden özelikle siyaset alanında bazı insanlara haksızlık yapmak kötü adetimizin yansımasıydı bana göre.

***

şimdi bazılarının aşağılamak amacıyla eski Türkiye diye adlandırdığı günlerin kıymetini ancak yeni Türkiye’yi yaratanların yaptıklarını yaşadıktan sonra anlamaya başladık.

bunu anlayabilmemiz biraz geç oldu, iş işten çoktan geçti, ama olsun zararın neresinden dönülürse kardır diyerek geçmişe yönelik özeleştirimizi doğru yapalım da bu yeni denen acuzeyi inşallah bir gün arkamızda bıraktığımız da (yani yeni eski Türkiye’mize yeniden kavuştuğumuzda) belki ülkeyi yeni yönetecek insanlara yönelik eskiden Süleyman beye karşı yapılanlar gibi hatalar yapmayız diye umuyorum.

***

Süleyman Demirel benim onunla yaşadığım deneyimde son derece entelektüel düzeyi yüksek, müthiş öğrenme arzusu olan ve bu yüzden misafirlerini kabul ettiği Ankara Güniz Sokaktaki evinde oturduğu koltuğun önündeki alçak masasında Türkiye’de ve dünyada daha yeni basılmış kitaplar görebileceğiniz ve okuduğunu çok iyi anlayıp onları bilgisine yedirmeyi iyi başaran, esprisi olan ve kendisiyle alay edebilen müthiş bir insandı.

kendisiyle düzeyli alay edebileni de zekası nedeniyle severdi.

***

bir defasında o günlerde Hürriyet gazetesi Ankara temsilcisi olan Ertuğrul Özkök ile birlikte gazeteden arkadaşlar yanlış hatırlamıyorsam Ankara’daki Anadolu kulübünde o ve arkadaşlarıyla yemekte karşılıklı içki içmiştik.

Masanın karşı tarafında Süleyman bey ve yanındakiler yemekte rakı içiyordu. Hürriyet elemanlarının oturduğu bizim tarafta da ben dahil çoğumuz gayet tabii rakı içmekteydik. 

rakı konusunda bir vatan haini olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğim Ertuğrul Özkök’ün ise ne içtiğini vallahi hatırlamıyorum. Mutlaka şarap içmiştir o hain. Kuvay-ı milliye şu an aktif olsaydı sadece rakıya karşı bu tavrı nedeniyle onun vurulmasına en azından ben karşı çıkmazdım.

***

bütün varlığımızı borçlu olduğumuz cumhuriyetimizin kurucularına ayyaşlar diye hakaret edilebildiği bu berbat yeni Türkiye’yi bilenler, eskisini bilemeyenler bir gazetecinin ülkeyi yöneten en güçlü insanla karşılıklı rakı içip şakalaşabilmesinin o gazeteciye ve diğer insanlara ülkesinin geleceği hakkında nasıl büyük güven ve mutluluk verebildiğini sanırım anlayamayabilir.

***

Ben o gün ülkemin geleceğine duyduğum güveni bir de çok sonra Turgut Özal döneminde duymuştum.

o da Süleyman Demirel gibi gücünün zirvesindeyken yanlış anlaşılan bir liderdi.

Bir gece turgut bey Çankaya köşküne bizi davet etmişti.

Ertuğrul Özkök, Esen Ünür ve ben gitmiştik köşke.

Turgut bey ve Semra hanım odada son derece rahat giysilerle oturmuş televizyon izliyorlardı.

zaten içkimizi gazetede içip geldiğimizden bize ikram etmek istedikleri içkiyi değil sadece kahve istedik ve koyu sohbetimiz başladı.

***

Turgut bey iyi takip ettiği Amerikan futbol liginden bir maçı naklen  izliyordu televizyonda.

Bir ara Turgut bey ‘Bak Semra, bu oyunda zenciler hep iyi oynar, hep çok iyi koşarlar ama hiçbir zaman takımın oyun kurucusu (quarterback) olamazlar, iyi oyun kurucu zenci oyuncu yoktur’ demişti.

Bunu o gün o cumhurbaşkanıyken yazsaydık büyük ihtimalle  çok sevdiği Amerika’da ırkçı olarak filan damgalanırdı. Ama niyeti o değildi, sadece rahat ortamda biraz mizahi sohbet ediyordu. 

***

Süleyman beyin yarınki doğum günü vesilesiyle o eski güzel günleri tekrardan hatırladım. O zaman genç bir muhabir olarak eski Türkile sayesinde hissettiğim özgürlük duygusunu ve gelecek için umut dolu ruhumu artık kaybetmiş durumdayım. bu yeni Türkiye şartlarından fena halde bunalmış durumdayım, içimi sıkıntı bastı artık. Bu yüzden yarını beklemeden, belki de sadece kendimi biraz rahatlatmak için, bugünden 100’üncü yaş günün kutlu olsun sevgili Cumhurbaşkanım demek diyorum.    

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.