İmamoğlu ile ilgili son yaşananlar Erdoğan’ın elini güçlendirme süreci olabilir mi?

27 Mart 2025

Bu başlığı okuyan bir çok insanın şaka mı yapıyorsun, sokakların durumunu, muhalefetin kararlığını, İmamoğlu’na verilen büyük desteği görmedin mi, sen neden bahsediyorsun diye düşüneceğine eminim.

evet gördüm bütün bu olanları, ama yine de adım adım giderek yaşananların bunlardan ibaret olmayabileceğini de ifade etmek istiyorum.

dediğim gibi adım adım giderek anlatmak zorundayım meseleyi, o yüzden baştan biraz sıkıcı gibi gelse de ricam mantığı sonuna kadar okuyup düşünmenizdir.

İmamoğlu ilk gözaltına alındığı günlerde bu sitede ‘Erdoğan bütün bunları düşünmemiş olabilir mi’ başlıklı bir yazı yazdım ve orada özetle şunu söyledim:

‘bütün bu yaşananlarda aklımı mantığımı zorlayan bir başka yön de var. En azından bunu paylaşmalıyım.

Ben bütün olan bitenden Erdoğan’ın oyun planının ne olabileceğini hala anlayabilmiş değilim.

bu olayda bunun çok önemli olduğu bariz 

Çünkü Erdoğan hakkında ne düşerseniz düşünün, onu sevin ya da sevmeyin, tavrınız ne olursa olsun onun son derece zeki, olağanüstü siyasi sezgileri olduğunu ve geleceğe yönelik planlı programlı hareket etme yeteneği bulunduğunu herhalde inkar etmek mümkün olmamalı bence.

tavrımız ne olursa olsun eğer bu asgari müşterek yorumda anlaşıyorsak o zaman da Erdoğan’ın İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayacak süreçleri önceden tahmin edemeyeceğini düşünmek mümkün değil.

ve eğer yaşanacakları önceden tahmin edip de bu işe girilmesine müsaade ettiyse o zaman da kafasındaki  oyun planının ne olabileceği sorusu çok daha önem kazanır.’’

***

Bundan çok daha önce 25 şubatta yazmış olduğum bir başka yazıyı da hatırlatmalıyım.

‘’İsmail Küçükkaya ile Ertuğrul Özkök’e katılmıyorum (Yanlış anlamayın bu bir mizah yazısı katiyen değil)’’ başlıklıydı o yazı. orada da şunu söylemiştim:

‘’Ertuğrul Özkök, İsmail Küçükkaya’nın Halk Tv’deki programına dün sabah konuk oldu. dolayısıyla hiç kaçırmadan takip etmeye çalıştığım bence Türkiye’nin en başarılı yayıncısı İsmail’in programını daha bir ilgiyle seyrettim sabah.

Türkiye’nin siyasi durumu üzerine hayli kapsamlı konuştular ve beklediğim gibi insanın kafasını açan  bir programdı.

ama onların hemfikirmiş gibi göründükleri bir konu var ki ben bununla tamamen anlaşmazlık içindeyim.

konu geleceğimiz açısından önemli olduğundan bunu mutlaka yazıya dökmeliyim dedim.

şimdi söyleyeceklerim bazılarınıza tuhaf veya marjinal gelebileceğinden, bazılarınızı yoksa adam mizah mı yapıyor diye düşündürebileceğinden başlıkta bunun mizah olmadığını da özellikle vurguladım.

Ertuğrul Özkök Türkiye’deki güçlendirilmiş başkanlık sisteminin artık tıkanmaya başladığını ve bunun daha fazla götürülemeyeceğini ve bu sistemin değiştirilmesi gerektiğini düşünüyor. İsmail de buna katılıyor.

Ben onlarla katiyen aynı fikirde değilim. Aksine dünyanın bu durumunda Türkiye’nin bu güçlendirilmiş başkanlık sisteminden kesinlikle vazgeçmemesi ve eğer bu hala mümkünse başkanlık sisteminin daha da güçlendirilmesinin doğru olacağını düşünüyorum.

ayrıca dünyanın gidişatını yıllar önce görüp bu sistemi dünyadaki diğer ülkelerden çok daha önce Türkiye’ye getirdiği için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür de borçlu olduğumuzu da söylemeliyim.

Erdoğan dünyada yerleşmiş düzenin değişeceğini ve demokrasilerin daha otoriter yapılara geçeceklerini güzel bir vizyonla herkesten önce görüp Türkiye’yi bugün bu yeni kurulmaya çalışılan otoriter dünya düzeninde her ülkeden önce konumlandırmış ve Türkiye’ye özel bir avantaj bile sağlamış olabilir.’’

***

ve bu avantajın ne olabileceğini Erdoğan’ın Trump ile İmamoğlu gözaltına alınmadan önce yaptığı telefon görüşmesi ve sonrasında gördük.

Trump ile Erdoğan’ın o telefon görüşmesinin harika geçtiği iki tarafça da vurgulanıyor, hatta Washington’da “ilişkilerde dönüşüme sebep olacak” olarak nitelikte bile görülüyor, üstelik nisan ayında bir Beyaz Saray daveti bile beklenmeye başlandı. İmamoğlu ile ilgili yaşananlar türkiye-Washington ilişkisine bir yara vermiş değil, hatta bunu daha da güçlendirmişe benziyor.

son olarak içgüdüsüne, yorumlarına güvendiğim Yılmaz Özdil salı geceleri halk tv’de yaptığı yorumların sonuncusunda önümüzdeki günlerde ABD Türkiye’ye f-35’ler ve para da verirse hiç şaşırmayın diyerek Hakan Fidan’ın Washington’da görüşmeler yaptığı anda ABD ile Türkiye’nin karşılıklı yeni bir anlayışa ulaştıklarını söyledi.

***

bu yorumlar doğruysa Erdoğan’ın yeni oyun planında son yaşananlardan ABD’yi de yanına çekerek Türkiye’yi daha güçlü konumda çıkarmak olduğunu söylemeliyim. Eğer gerçekler böyleyse muhalefetin ve sokağın gazına gelmeden gerçekçi analizlerle sonuca varmamız gerekli.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.