Kadının köpeği olmak

Son zamanlarda hemen her gün yeni bir kadın diğer kadınların hayatını daha iyi yaşanır daha güzel yapacağı iddiasıyla ortaya çıkıyor ve bu iddiasını da kolaylıkla kazanç kapısı haline getiriyor.

***

hipnozcular, meditasyon, orgazm seansları, kuantum düşünce tekniği ve bilinçaltı temizlik ritüelleri zaten vardı ve popülerdi.

bunlar hakkındaki düşüncemi ‘pozitif dönüşüme kesin karşıyım, ben negatif kalmaktan yanayım’ başlıklı yazımda yazdım (11 haziran).

***

ama kardeşim, hangi birine yetişeceğimi şaşırdım, yaz yaz bitmiyorlar. çünkü dedim ya artık hemen her gün bir yenisi çıkıyor bunların.

***

Gelen son  haberlere göre ‘eski sevgilini yalvart’ ritüeli başlıklarıyla reklam tanıtımı yapan bir kadın “Kapında köpek olsun, sana yaşattıklarını yaşasın, sana olan ilgi alakası artsın, seni düşünmeden duramasın” ifadelerini kullandı.

medyum olduğu iddiasındaki bu kadın eski sevgilileri 10 bin TL karşılığında geri döndürme seansları düzenliyor.

Yüzde 90 ile 92 arasında başarı oranı verdiği söylenen  kadının 48 saat içinde geri dönme garantisi sunması ve paylaşımına “büyü değildir” notu düşmesi de dikkat çekiyor.

***

‘Pozitif dönüşüme karşıyım, ben negatif kalmaktan yanayım’ yazımda diğerlerine eleştirel/mizahi yaklaşmıştım.

ama bu sonuncusunu oldukça ciddiye alıyorum. sosyal medyada sergilenen eleştirel tavra rağmen bu tavrımda ısrarlıyım.

***

bu tavrım geçmişte ‘köpeğim olacaksın, bana yalvaracaksın, önüme diz çökeceksin’ laflarıyla tanıtımını yapan hangi kadının çağrısını kabul edip gittimse hiçbirinin seansından mutsuz ayrılmadığımı hatırlamamla alakalı olmalı.

***

bunun çözümlemesini sonuçta ne diyeceklerini umursamayacak olsam da psikiyatristlere bırakıyorum. çünkü onlar bana cinsel sapıklığım olduğunu söylüyor, ben de bunu zaten biliyorum, yeni bir şey söylüyor musun diye cevap veriyorum hep.

***

erkeğini köpek yapıp yalvartan kadınlara duyduğum özel ilginin yanı sıra ben bu son ritüele Ertuğrul Özkök türü bir pop sosyolog ilgisiyle de yaklaşıyorum.

Gerçi Ertuğrul Özkök fetişistik seksten anlamaz. hep böyleydi ve o 104 yaşına gelinceye kadar da böyle sürecek.

İkimiz de Hürriyet’teyken ona bir gün benim evde Japonya’dan özel siparişle getirttiğim bir fetiş filmini izletmişim. ekranda o an ne kadar tuhaf ve anlaşılması zor görüntü olursa olsun, onun ilgisini çekemedi.

ertesi sabah günün önemli iç ve dış olaylarını tartışıp yorumlamak için toplanan Hürriyet’in yazı işleri toplantısında yayın yönetmeni Özkök her şeyi bir yana bıraktı ve benim kendisine bir gün önce bir kadının yerde yatan bir adamın suratına topuklu ayakkabısıyla basmaktan ibaret bir film seyrettirdiğimi anlattı ve beni ağır sözlerle kınadı.

Onu hoş gördüm, çünkü onun fantezi anlayışının 1970’lerin Alman porno devrimi günleriyle sınırlı olduğunu biliyorum. Adam hala Kama Sutra’nın pozisyonlarını çözümlemekle meşgul, 104 yaşındaki ölümü de son zor pozisyonu denerken uğrayacağı vücut kilitlenmesi kazasından olacak büyük ihtimalle.

***

Neyse, Ertuğrul Özkök anomalisine rağmen bu ülkede çok şükür onun gibi olmayan kadın ve erkekler var. Onlar sayesinde vasatın her yere hükmetmesinin istendiği bu ülkede vasatın dışında deneysel fetişistik seks de tırmanışa geçti. sahibe (dominatrix) olabilen kadınlara ilgisi olan erkek sayısı ve onların bu ilgiyi tatmin edeceği site ve mekan sayısı her geçen gün artıyor.

***

vasatın terörü altındaki bu ülkede bu çok sevindirici bir gelişme, ama son ‘köpeğin olacak yalvartacaksın’ sözleriyle yeni ritüelini tanıtan hanımefendi bu ülkede ne tür bir  cinsel Pandora kutusunun kapağını sonuna kadar açmış olduğunun farkında mı acaba? çünkü kendisine yalvartmaktan hoşlanan kadınlar ve onların kulu köpeği olmaya hazır adamlar bence onun seanslarına koşa koşa gelir. 

***

sonra bu yeni ritüeli oluşturmuş prof. dr kadının fotoğrafına da baktım. gördüğüm kadarıyla türbanlı bir hanımefendi. hiçbir sakıncası yok tabii ki, bu ana kadar anlattıklarımı yalanlayan bir şey de değil. Çünkü şunu bilin, sahibeler dünyasında şu an İstanbul’da çok popüler olmaya başlayan bir ‘türbanlı sahibe’ de var.