Başarısız olmasına rağmen kibrinden yanına yaklaşılmayan Mourinho küçük gören ifadeyle Avrupa’da türkiye ligi maçlarının kimse tarafından seyredilmediğini söylemişti ya, ona küçük bir haberim olacak. Galatasaray sayesinde artık bundan böyle türkiye ligi Avrupa’da da izlenmeye başlanacak yakında.
Tottenham maçında izleyen herkese mutluluk veren güzellikte bir futbol oynadı Galatasaray.
Daha sonra Fenerbahçe’nin ergenlikten yeni çıkmış oyuncularla dolu olan Az Alkmaar’la maçını seyrettik. Ve bazı oyuncularının bireysel gayretleriyle arada bir ortaya koyduğu güzellikler dışında Fenerbahçe’de hiçbir şey yoktu.
Oynadığı oyun ne izleyene keyif veriyordu, ne de önceden çalışılmış, planlanmış bir hazırlık olduğu izlenimi veren bir durum vardı ortada. Fenerbahçe sanki teknik direktörü olmayan bir takım görünümündeydi.
Mourinho cezalı olduğundan maçı yedek kulübesinden değil seyirci arasında izliyordu. Aslında izlemese de olurdu ama seyirci arasında olması ona tam yakışan, tam ona uyan bir konum olmuştu. çünkü o büyük paralar karşılığında geldiği ülkemizde Fenerbahçe kendisine büyük özveriyle istediği her şeyi verdiği halde bugüne kadar Türkiye’de sadece seyirci konumundaydı. ne Türkiye’yi ne Fenerbahçe’yi ne de kendini sevebildi. takımına eğer bir şeyler veriyorsa, ki ben bundan kuşkuluyum, bunu sahada görmemiz şu ana kadar maalesef mümkün olmadı.
Aslında Mourinho antremanlarda sadece Galatasaray’ın maçlarını futbolcularına seyrettirse belki o zaman fenerbahçe biraz güzel oynamayı Galatasaray’a bakıp öğrenebilirdi.
Ama ne Mourinho ne de başkanı Ali koç rasyonel düşünüp kendilerine bizlerin yakıştırdığı asaletle davranıp takımlarına doğru yolu çizecek gibi davranmıyor.
her kifayetsiz muhterisin yapacağını sonunda Mourinho da yaptı ve Ali Koç’tan kopya çekerek bir takım gizli yapıların Fenerbahçe aleyhine çalıştığını filan söyledi ve sanki bu topraklarda doğup büyümüş gibi başarısızlıkları asıl suçunun bu ‘yapı’ ve hakemler olduğunu anlatmaya başladı.
Bu yazının tonundan ne Mourinho ne de Ali Koç benim aslında kendilerinin sonu iyi bitecek bir Fenerbahçe yolculuğunda olabilmelerini istediğimi anlayamayacaktır.
ama vallahi billahi de öyle. çünkü biz Galatasaraylıların kendimizi sevmemiz için onlar gibi durmadan başkalarından şikayet etmeye veya onları suçlamaya ihtiyacımız yok. Bizim takımımız arslanlar gibi çıkıp oynuyor ve biz sadece bu nedenle mutluyuz. Hayali düşmanlıklar yaratıp Don Kişot gibi onlara durmadan saldırmak filan gibi absürt işlere ihtiyacımız yok bizim.
Ama ikisine de bir konuda ikaz getirmeliyim. Birçok insan onların bu şekilde bir yapıya, hakemlere saldırıp durmasının temelinde kendi başarısızlıklarına kılıf bulma çabası olduğunu düşünmeye başladı.
Bence de Mourinho bir türlü sevemediği bu ülkeden ve Fenerbahçe’den bir an önce çıkmak ve bu arada tazminatını da koparabilmek için zihinsel hazırlığına başladı ve kaçmak, aslında başarısız olan ben değilim bahanesi için kendine altlık oluşturuyor ve Ali Koç da başkan olarak başarısızlığının sorumluğunu kendisi yerine başkalarında arama çabası içinde diye düşünüyor insanlar.
artık Avrupa Galatasaray sayesinde Türkiye ligini de seyredecek dedim ya, Galatasaray’ın yanında Fenerbahçe de olabilseydi, o da biraz futbol oynayabilseydi o zaman bundan sadece Türkiye kazanırdı ve türkiye ligi o zaman tüm dünyanın gündemine otururdu diye düşünüyorum. Ve bu yüzden eğer Ali Koç kendisi ayrılmayacaksa yanına biraz daha takviye alarak güçlendireceği yönetimiyle kurtarıcı radikal kararlar alsın ve ilk karar olarak da bu Mourinho’yu göndersin artık.
çünkü biz Galatasaraylılar bile iyi bir Fenerbahçe gerçekten çok özledik.