Yaşımdan olsa gerek uzun zamandır içim mutsuzluk ve umutsuzlukla dolu.
ülkemde nereye baksam gri ve ağır bir hava görüyorum. insanlar gelecekten hiç umudu kalmamış gibi bugünlerini de tüketiyor. Milletimizin Atatürk önderliğinde oluşturmuş olduğu bu muhteşem cumhuriyet hepimizin gözü önünde eriyip tükeniyor gibi. liyakatsızlığa, çapsızlığa, beyinsizliğe, sahtekarlığa prim veren bir tuhaf yer olduk gibi geliyor ne yazık ki bana.
yaşlılıkla gelmiş olması gereken karamsarlığım bu nedenle her gün daha da katlanarak güçleniyor.
yazı yazmaktan başka iş beceremeyen bir insan olarak kendimi çok da çaresiz hissediyorum.
potansiyeli aslında büyük olan ve isteyip aklına koyduğu takdirde modern bir ülke olarak dünyanın önde geleni olabilecek ülkemin bu hale getirilmesi çaresizlikle birlikte içimdeki isyanı da büyütüyor.
bu duruma gelmemin yanlış olduğunu da biliyorum. Neredeyse sıfırlanmış haldeyken bile kendine vatan yaratan bu cumhuriyetin bir şekilde bu umutsuz durumdan çıkacağı inancını da hiç kaybetmemem gerektiğini de biliyorum.
örneğin bir süre önce kara, deniz hava harp okullarını dönem birinciliğiyle bitiren teğmenlerin kadın olduğu ve genç teğmenlerin kendilerini Mustafa Kemal’in askerleri olarak gördükleri ortaya çıktı.
genç askerlerimizin şahsında, onların varlığında benim geçmişte Türkiye’ye umut veriyor diye yazdığım iki önemli gelişme bir araya gelip hayata geçmiş durumda.
ilk yazı ‘onlar şimdiye kadar sadece bir harftiler şimdi cumhuriyetimizin geleceğini kurtarıyorlar’dı.
O yazımda kendilerine uymayan her şeyi reddeden Z kuşağının artık Türkiye’yi ele almaya başladığını, son seçim sonucunun da bunu gösterdiğini ve artık Türkiye’nin değişmeye başlayacağını yazmış ve yazımı bu gençler arasında Atatürk’ün özelliklerine sahip olanlar da çıkarsa hiç şaşırmam diye bitirmiştim.
Diğer yazım ‘Türkiye’nin geleceğini kadınlar kurtaracak’ başlıklı yazımdı. ülkemizde sporun her dalında kadınların nasıl da da hakimiyet kurduğundan yola çıkarak Türkiye’nin laik, modern ve Atatürkçü kadınlarının kolay pes etmeyeceğini ve ülkemizin geleceğini kurtarmak için kararlı olduklarını yazmıştım.
yeni mezun olan ve kendilerini Mustafa Kemal’in askeri olarak tanımlayan gençlerin hepsi Z kuşağı. çünkü 2000 doğumlular ve özellikle harp okullarının birincisi kadın teğmenler benim o eski iki yazımın sentezi gibi.
onların fotoğraflarını görünce bu güzel ülkenin bir yaşlısı olarak umutsuzluğa kapılma hakkım olmadığına karar verdim.