Seksin Kısa Tarihi’ni yazmaya başlamadan önce

12 Ocak 2025

Yeni bir kitap yazmaya başlıyorum.

Şu aralar yoğun okuma, araştırma  sürecindeyim, ama yavaştan yazma kıvamına gelmeye başladığımı hissediyorum.

Çalışmaya ‘Seksin Kısa Tarihi’ başlığını koydum.

ilk kitabım olan ‘Kütüphanemdeki Sesler’i de yazmadan önce yoğun caz dinlemiştim. Cazın beni daha iyi yazar yaptığına inancım var.

şimdi de bu aşamadayım.

iyi seksin de caz gibi olması gerektiğini söyleyenler olabilir. ben de tabii ki itiraz etmem

ama bu iyi gibi görünen fikri daha sonra kitapta açmalıyım. Buna şimdilik hazır değilim.

***

Bir caz sanatçısı her ne kadar doğaçlama çalsa ve yeni bir parça oluşturmaya girişse de, eski parçaların, ustaların tekniğinin yani geleneklerin ağırlığını üstünde hep hisseder. 

Geleneklerden uzak bir parça yaratmaya girişse de onları hiçbir zaman reddedemez ve tamamen yıkamaz. Geleneklerle bu ilişkisi nedeniyle caz benim için geleneğin içinden gelip yeniyi yaratmaya girişen başka dallardaki sanatçılarla, yazarlarla bağlantısı ve onları anlama çabam adına çok önemliydi. Doğaçlama çalmaya girişen her caz sanatçısı sonunda yeni bir müzik yaratmayı başardığında, bu ilk başta mutlaka geçmişin müziklerinden oluşan bir kolaj niteliği de taşıyacaktır, çünkü yeni olanı arama süreci başlarda kolajı kaçınılmaz kılabilir. Sanatçılar, yazarlar bunun farkında olmalı diye düşünüyorum. Gerçi sanatçılar, yazarlar  direkt kolaj tekniğiyle yaratmaya girişseler bile sonuçta ortaya çıkardıkları yeni bir düşünce, yeni bir ses olabildiğinde bu kopyalama sayılmadan yeniyi yaratma olarak görülebilmektedir. Bu nedenle kolaj bence gelenekle yeniyi yaratma diyalektiğini ve o süreçteki derin çelişkili yönleri en iyi vurgulayan tekniktir. 

***

Çünkü sanatçı kolaj tekniğiyle sadece eskinin etkisinde kalmayıp bunun da ötesine geçerek eskiden yaratılmış ürünleri direkt kullanarak ve yeniden bir araya getirerek yeniyi yaratmaya giriştiğinden, bu süreçte var olan çelişkileri sadece kendi yaratıcı gücüyle aşmayı başarır. Bu yüzden yaratıcı seksin kısa tarihi süreçlerinde bir dizi jam session’lardan (jam session çalmak için özgür ortamda bir araya gelen cazcıların herhangi bir kural koymadan, birbirlerine doğaçlama uyum sağladığı seanstır) ibaret olacak bu yeni çalışmada kolaj benim için özellikle önemli bir kontrol kavramı oldu. 

Çalışmayı bir jam session’a benzetiyorum, çünkü solo çalmaya girişen bir caz sanatçısı gibi çıkış noktasından sonra nereye gideceğimi şu an tam olarak bilmiyorum. Yaratmaya girişen sanatçılarda olması gerektiğini söylediğim geleneklerin benim üzerimdeki kontrolünü okuduğum çalışmalar, dinlediğim parçalar, baktığım fotoğraflar ve videolar sağlıyor. Geçmişteki o çalışmaların bana verdiklerine ihanet etmeden bazı yeni bağlantılar bulmaya çalışıyorum. Bulduğum bağlantılar beni zaman zaman farklı konuları düşünmeye yönlendirdi. Metin içinde bu tür yan sapmaların sayısını bazen abartacağım da, ama bunların her biri yaratıcı düşüncenin olabilmesi için gerekli ortamın anlaşılabilmesi adına gerekliydi. Bu yüzden içim oldukça rahat olacak. 

Her yeni olanı yaratma süreci yaratıcının doğaçlama çalışmasını gerektirdiğinden ve ben de bu çalışmada aslında konu seks de olsa yaratma sürecindeki insanı anlamaya çalıştığımdan, uzunca bir süre caz tarihini özellikle doğaçlama bağlamında çözümlemeye uğraştım. Geçmişin birikimlerini ve yaratıcı düşüncenin önemli unsur ve anlarını, oluştukları ortamlarla birlikte anlamadan bir sonuca varabilmek bence imkansızdı. Bir süre sonra çıkacağım yazma süreci yolculuğu aslında bu zihinsel dönüşümümün nasıl olduğunun kısa bir hikayesinden ibarettir. Ve şunu da söylemeden duramayacağım; evet, bu kitap da aslında  bir kolaj olacak sonuçta.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.