Türkiye’de gerçekleri duymak istemeyen bir medya var (Batı Şeria’ya el konuyor ve Ürdün Filistin yapılacak)

30 Ocak 2025
  • 10Haber news

Hayatımızın her alanında ve kültürde yaşanan çürüme bariz biçimde en çok medya sektöründe görünüyor.

Aslında bir elin parmak sayısını geçmeyen birkaç yazar dışında yazı okumayı çoktan bırakmıştım ve konuşan kafaların şov alanına dönüşmüş programları da gayet tabii izlemiyordum.

Ancak son aylarda, özellikle Trump’ın başkan olacağı belli olduktan sonra bazı gerçekleri bari ben anlatayım diyerek bu programlara katılmaya başladım.

ve katıldıkça da çok enteresan bir ortam gördüm.

***

Gördüm ki bu gibi konuşma programlarına katılanların çoğunluğu istikrarlı olarak kendilerine uymayan gerçekleri yok sayma eğiliminde. onlar açısından  ‘gerçek’ daha önce ezberledikleri hayali ortama ait olanlardan ibaret. Kafalarında hayali bir dünya oluşturmuşlar, ona uymayan bir laf söylendiğinde ya duymazlıktan geliyor ya da bunu kendi hayali  dünyalarına yapılmış bir saldırı olarak algılayabiliyorlar.

Baktım ki bu kişilerin hepsi Orwell’in distopik çalışması olan ‘1984’teki düşüncenin kontrollü biçimde ifade edilmesi ve dile getirilmesi üzerine kurulu özgür olmayan konuşma cehenneminin içinde.

***

konuşurken kendi hayal dünyalarına uymayan ne söylerseniz söyleyin beyinlerini sarmış otoriter sansür zırhını delemiyorlar ve onlara ulaşabilmeniz katiyen mümkün değil.

durum böyle olunca da ele alınan konu ne olursa olsun onlarla diyalogla, normal konuşma süreçleriyle bir çözüme, senteze ulaşılabilmek katiyen mümkün değil.

ele alınan konu Türkiye de, dünya da olsa bir şey fark etmiyor onlar için. özellikle Türkiye’yle ilgili konularda önceden kararlaştırılmış bazı şablon laflar ve sonuçlar var ve siz bunun  dışına çıkıp bir şeyler söylemeye çalıştığınızda bu basit  iş bile müthiş krizler, kızgınlıklar çıkarabiliyor. onlar için kendi hayali dünyalarını bizlere de kabul ettirmek neredeyse hayati bir görev olmuş.

***

ben Türkiye’yle ilgili konulara pek girmem, ama katıldığım programlarda türkiye ve yönetimiyle ilgili aralarındaki konuşmalarda gördüm ki durumları hayli vahim arkadaşların; hakikatleri ne duymak ne de bilmek istiyorlar. Bunların haline baktığımda ‘Newspeak’ kavramını getiren George Orwell bunları görse herhalde ‘yandaşspeak’ gibi bir kavram daha formüle etmesi gerekecekti diye düşünüyorum.

***

o programlara genellikle Washington yönetimini yorumlamak için çağrıldığımdan aynı tavrın dış olaylarda da konduğunu gördüm.

Türkiye’de henüz konuşulmayan, üstünde nasıl konuşulacağı tespit edilmemiş bir konu açtığınızda bu arkadaşlar ya dediğinizi duymamış gibi yapıyor veya onu unutturmaya çalışıyorlar.

***

yaklaşık iki ay önce İsrail’in ABD ile birlikte Batı Şeria’ya el koyacağını, Filistinlileri Ürdün’e süreceğini ve Ürdün’ün filistin olarak konumlandırılacağını anlatmaya ve yazmaya başladım. Washington’da bu konudaki yasal düzenlemeleri de anlattığım, atılan somut adımları yazdığım halde bu gelişmeler bu arkadaşların İsrail  ve Gazze hakkındaki kendi hayal dünyalarına uymadığından anlattıklarımı duymamayı tercih ediyor.

***

Ama bakın son olarak ne oldu. umarım gerçeklerden kaçmaya çalışan herkes bunu dikkatle okur.

Trump yönetimi Birleşmiş Milletler’e yeni bir temsilci önerdi. Elise Stefanik’in senato dış ilişkiler komisyonunda yapılan sorgulamasında neredeyse her soru israil’le ilgiliydi. ve Stefanik Batı Şeria’yla ilgili bir soruya verdiği cevapta ‘İsrail’in Judea Samaria üzerinde incile dayanan hakları vardır’ dedi.

***

iki aydır  anlatıyorum. Evanjelist hareket Batı Şeria’nın adının incilde yer alan  Judea Samaria adıyla  değiştirilmesini  istiyor.

Hatta senatör Cotton verdiği yasa önergesinde judea Samaria adının konmasını yasal haline getiriyordu, dahası geçmişe gidip ABD yazışmalarında nerede Batı Şeria adı geçiyorsa bunlar Judea Samaria olarak değiştirilecekti.

şimdi bu ad çoktan değiştirilmiş olmalı ki ABD’nin yeni BM temsilcisi ‘‘İsrail’in Judea Samaria üzerinde incile dayanan hakları vardır’ diyebildi senatoda.

***

duymak isteyen, anlamak isteyenler de duysun. ABD Israil’in Batı Şeria’ya el koymasını destekliyor.

Dahası İsrail’ deki bütün filistinliler Ürdün’e sürülecek ve Ürdün de yeni Filistin yapılacak.

bir de dipnot vereyim, Trump Gazze’nin bir tatil yöresi olmasını hayal ediyormuş ve hatta bu iş için New York’taki emlakçı arkadaşlarıyla ile bölgede deniz manzaralı villalar yapmaları için görüşmelere başlamış bile.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.