Malum, özellikle iktidara yandaş medyada bir süredir Türkiye’nin bu üzülünecek durumuyla bile dünyada aslında birçok ülke tarafından kıskanıldığı yolunda bir düşünce vardı nedense.
Hatta onlar bunu sadece düşünce düzeyinde bırakmıyor, kendilerini daha da rezil etmek için bizi kıskanan ülke örnekleri bulmak için uğraşıyorlardı.
Makul insanların acıma hisseyle de dolu bir gülümsemeyle izlediği bu zavallı arayışta yandaş gazeteciler yalaklıkta part-time olmaktan çıkıp full-time moduna girince sadece bu konuya çalışan beyinleri hayli yaratıcı oldu ve gerçekten bizi kıskandığı söylenen birkaç ülke bulmuş gibi yayınlar filan bile yaptılar.
ilk önce Almanya adı ortaya atıldı. Almanya’da açlık olduğunu ve Almanların alışveriş için süpermarkete gidip elleri boş çıktıklarını çünkü bütün rafların boş olduğunu anlattıkları günlerde Almanlar restorandan çıkıp yedikleri besin ve içtikleri bira nedeniyle osura osura alışveriş yapmaya gittikten sonra fazla bolluktan canları sıkkın vaziyette eve dönerken bile burada onların aslında aç olduğu yayınının yapılabilmesi aslında Pulitzer ödülü verilmesini gerektiren bir gazetecilik başarısıydı bence.
Daha sonra yandaş medyanın bir Pulitzer ödülü daha almasını gerektirecek bir haber de İngiltere hakkında düşünüldü.
Demokrasiyi neredeyse 1215 yılından beri yaşatan, demokratik kuralları artık karakterlerinin parçası haline getirdikleri için anayasaya bile ihtiyaç duymayan İngiltere’nin Türkiye’deki demokrasiyi kıskandığı haberi üstünde çalışıldı. Gerçi İngilizler birbirleriyle samimi konuşmayı, hatta günaydın demeyi bile fazla laubali bulduklarından Türk demokrasisini kıskanmakta oldukları haberine fazla birlikte gülememişlerdi ama buna Türkiye’deki makul insanlar kıçıyla güldü. ama olan olmuş, yandaş medya yüzünden bir defa daha dünyaya rezil olunmuştu.
sonra bizi kıskanan ülkeler listesine Fransa’yı da eklemek üzerine bir girişim daha başlatıldı. Güya evdeki sifonu çekip de yeterli tazyikte su gelmediğinde bile bundan sosyal isyan gerekçesi yaratabilen ve bu konuda bile kitle eylemi yapabilen Fransızların bizdeki gösteri ve protesto hakkını ve düşünce özgürlüğünü kıskandığı söylentileri yayılmaya çalışıldı.
gerçi bu söylenti bunu ortaya atmaya çalışan yandaş medyayı bile utandırdığından olsa gerek fazla büyütülmedi ama yine de bunu yapmak bile düşünüldü.
Çünkü bizi kıskanan ülke bulunması arzusu müthiş boyuttaydı ve bunun için her türlü imkan seferber edildi. Arzu o kadar büyüktü ki bir gün bu arayışa örtülü ödenekten büyük miktarda para aktarıldığı ortaya çıkarsa da şaşırmam ben.
Ama hayal kurma ve sonsuz palavra sıkma gücü ne kadar çok olursa olsun bizi kıskanan ülke ne yazık ki bir türlü bulunamıyordu.
Sonunda imdadımıza Amerika yetişti.
Sanki görünmez bir el Amerika’daki kolektif iradeyi manipüle etmiş gibi, düşünce ve ifade özgürlüğünün ülkesinde polis üniversite kampusunda doğuştan gelen haklarını kullanmakta olan barış içindeki öğrencilere sert müdahalede bulundu.
Artık yandaş medyanın Türkiye’yi kıskanmakta olan ülke aramasına gerek kalmamıştı, çünkü Amerika gibi bir ülkenin Türkiye’de her türlü demokratik hakkın, özgürlüğün baskı altında tutulmasını içten içe çok kıskandığı ve bu konuda bizi rol model olarak kabul ettiği belliydi artık. Burada yönetim ve onun medyası ne kadar övünse yeri; Amerika bizi çok kıskanıyordu, bu belliydi.
Bu öyle belliydi ki ben bile gidişat bu şekilde sürerse New York’taki Riker’s hapishanesinin yakında Silivri’den örnek alınarak ABD’nin Silivrisi’ne dönüştürüleceğini ve şovunda yaptığı espriler yüzünden stand-up komedyeni Dave Chapelle’in ABD’nin Osman Kavalası olarak damgalanıp müebbet hapisle Riker’s hapishanesine konacağını düşünüyorum. Çünkü toplumda çürüme bir yerde başlayınca bütün topluma yayılır. bizde en baştan başlamıştı çürüme, ABD’de tabandan başladı, ama sonuç değişmez.
Bugüne kadar hiçbir olumlu konuda dünyaya model olamadık, ama demokrasiye karşıtlık, düşünce özgürlüğüne saygısızlık, insanları yalan söyleyerek hapse atma konusunda ABD’den başlayarak bütün dünyaya model olacağımız kesin. Artık içimiz rahat olabilir, onların bizi gerçekten kıskanmakta olduğu bir konu sonunda gerçekten de bulundu.
27 Aralık 2024 - Serdaramus’un 2025 için 10 Suriye kehaneti
26 Aralık 2024 - Büyük oyunda Türkiye ne yapacak?
25 Aralık 2024 - Trump Ukrayna-Rusya hattında gizli operasyon başlattı
24 Aralık 2024 - Fırat’ın Doğusunda neler oluyor?
23 Aralık 2024 - Yanı başımızdaki tehlikenin bilemiyorum farkında mıyız?