Ülkenin ruh sağlığı bir kez bozulunca bunların olmaması bence imkansızdı

20 Haziran 2024

Bunu daha önce birkaç kez yazdığımdan biliyorsunuz, bilinçli bir tercih sonucunda insanlarla ilişkiyi olabilecek en minimum düzeye indirdim. bu konuda da okumuşluğumu göstermek için ‘cehennem diğer insanlardır’ diyen Jean Paul Sartre’a da ukala bir atıf yapabilirdim ama bu sıcak havada sizi daha da bunaltmamak için bugün yapmıyorum.

***

Peki ama diğer insanların cehennem oluğunu gerçekten düşünüyor muyum? açıkça söyleyeyim evet, hem de nasıl… benim Sedat Ergin, Oray Eğin ve Ertuğrul Özkök’ten başka uğraşıp didinerek görmek istediğim başka insan yok artık.

Eşim Rana’yı da görüyorum o bu ne kadar istemese de. Ama ondan son aldığım işaretlere göre o bu can sıkıcı sorunu yakında kalıcı bir şekilde çözmeye kararlı görünüyor.

***

Türkiye’deki kolektif ruh sağlığının durumunun korkunç olduğu ve yukarıda ismini verdiklerim dışında ülkede karşılıklı iki düzgün laf edilecek rasyonel insan kalmadığı düşüncesindeyim.

tabii ki bu aşamada gayet meşru biçimde, benim düzgün, rasyonel diye kabul ettiğim insanlara bakarak aslında toplumun kolektif ruh halinin değil sadece benim ruh sağlığımın bozuk olduğunu da ileri sürebilirsiniz.

açıkça söyleyeyim, böyle derseniz de olamaz bu diyecek halim yok. çünkü bu insanları sevsem de çok normal olduklarını ben de katiyen düşünmüyorum.

***

Ama ülkenin dört bir tarafından gelen haberlerden anladığım kadarıyla ülkenin genelinde kollektif ruh sağlığı açısından son derece vahim gelişmeler oluyor, hissediyorum. 

Dadacı araştırmacı mizah yazarı olarak bu konudaki ilk tehlike sinyalini 27 şubat tarihinde yazdığım ‘elinizi yüreğinize koyun ve söyleyin, sizce böyle bir şey mümkün mü’ başlıklı yazımda vermiştim.

***

o yazıda onun elinde de olduğundan emin olduğum tüm verilere rağmen Türkiye’de bilimsel içerikli işler yapılabileceğini hala düşünebilen İsmet Berkan’la polemikti amacım. polemiği sağlam temellere oturtmak, ülkedeki vahim  durumu görmek için yaptığım araştırma sonucunda Tübitak’ın bilimsel diye kabul ettiği bazı projelere rastlamıştım:

***

örneğin Tillo evliyalarının kerametleri projesi var. Lise öğrencilerimiz tarafından tasarlanmış, TÜBİTAK tarafından bilimsel bulunarak sergiye kabul edilmiş. Bu projede şeyh ismail fakirullah, şeyh hamzel kebir,sultan mahmud memduh, şeyh hasan-ül fatirin gibi evliyalarımızın kerametlerine yer verilmiş. Özellikle aynı anda iki yerde birden görünebilen şeyhin kerameti gerçekten çok bilimsel bulunmuş.

***

Ayrıca bir de Hacı robot projesi tasarlanmış ortaokul öğrencilerimiz tarafından, TÜBİTAK Bilim Fuarı’na kabul edilmiş. Robot ihram giyiyor, Kabe’yi tavaf ediyor, Arafat vakfesini yerine getiriyormuş. Daha da geliştirilmesi ve haccın diğer vecibelerini yerine getirebilmesi için sponsor aranmış. Türkiye’nin getirildiği durumda birçok sponsor bulunduğundan, hatta birçok şirketin projeye sponsor olabilmek için ciddi rekabete  girdiğinden de eminim.

***

Tabii şunu da unutmamak gerek. Ayet okunmuş fasulye projesi tasarlanmış lise öğrencileri tarafından, TÜBİTAK Bilim Fuarı’na kabul edilmiş. Ses yalıtımlı üç ayrı saksıya fasulye ekiliyormuş, birinci saksıya dünyaca ünlü hafızlar Mustafa İsmail ve Abdüssamed’in sesiyle Kuran’ı Kerim okunmuş, ikinci saksıya gürültülü şarkılar okunmuş, üçüncü saksıya hiç ses verilmemiş. Bir hafta sonra… Gürültülü şarkılar okunan saksıda çimlenme bile olmamış, sessiz ortamdaki saksıda 11 santimlik fasulye oluyor, ayet okutulan saksıda 33 santim fasulye yetişiyormuş…

***

bilimsel dünyada durum böyle olunca sosyal siyasi baskıdan bunalmış insanların dünyasında işlerin daha da vahim olmamasını beklemek de mümkün olmamalıydı bence. Bu bir durumu anlama çalışması için başlangıç varsayımımdı. bu varsayımla yola çıkınca ülkenin dört bir yanından hemen her gün akan haberlerdeki tuhaflık, gariplik, saçmalık  boyutu daha bir anlaşılır oluyordu.

***

ruh sağlığı belki de bir daha düzelemeyecek derecede bozulmuş insanların arasında kadınların özel bir yeri var. çünkü kadınlar sadece sosyal, siyasi, kültürel baskıyla uğraşmakla kalmıyor, kendilerini daha önemliymiş gibi gören erkeklerin baskısıyla da uğraşmak zorundalar.

***

Özellikle kadınların bu had safhada bunalmış durumlarına rağmen, hangi ruh halinde olurlarsa olsunlar yine de mutlu olabilecek erkekler gibi katiyen olamayacaklarını ve kadınların ruhsal yolculuğa çıkıp pozitif dönüşüm sağlamaya uğraşacaklarını gören ve Türkiye’ye özgü en tehlikeli zeka türü olan dolandırıcı zekasına sahip bazı kadınlar oda tv’nin artık direkt ‘keriz silkeleme’ diye tanımladığı, dolandırıcılık olduğu programlarının adından belli, neredeyse üstünden dolandırıcılık akan projeler geliştirdi. 11 haziran tarihindeki ‘Pozitif dönüşüme kesin karşıyım negatif olmaktan memnunum’ başlıklı yazımda bunların bazılarını incelemiştim.

***

ama bu işlerin zirvesine yeni ulaşıldı. kendini bilinçaltı temizliği, enerji frekans uzmanı diye tanıtan bir kadın Göbeklitepe’de Sirius yıldızına portal açma seansları düzenledi. bu iç yolculuk seyahatine sadece 69 bin liraya çıkabiliyorsunuz. bakın 70 bin bile değil sadece 69 bin lira!

***

Tillo evliyalarının kerametleri projesinin bilimsel görülebildiği bir ülkede bunun da olmasına tabii şaşırmadım, ama sonumuz hayır olur inşallah, çünkü gidişat hiç iyi değil.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.