Olmasından korktuğum şey Alabama’daki ilk saatlerimde oğlumun odasından dışarı baktığımda oldu.
evin hemen yanından geçen demiryolu ve ABD’nin sonsuzluğuna açılmış gibi ufuktaki evlerin görünümü beynimdeki fotoğrafik hafızayı canlandırdı.
bunun olmasından korkuyordum, çünkü fotoğraflar beni teslim almaya başladığında, fotoğraflara bakarak düşünme sürecine girdiğimde bundan çıkabilmemin kolay olmadığını daha önceki deneyimlerimden biliyordum.
örneğin ‘Kütüphanemdeki sesler’ kitabımın Paris ve viyana bölümlerini yazmaya başlamadan önce konunun içine iyice girebilmek için neredeyse yüzlerce kafe yaşamı fotoğrafına bakmış ve haklarında belgeler okumuştum.
bu çalışma yöntemini ‘the Ongoing Moment’ ve ‘See/Saw’ adındaki fotoğraf sanatı üzerine müthiş kitaplarıyla İngiliz deneme türünün yaşayan en büyük ustası Geoff Dyer’e ve onun da ustası olan John Berger’e borçluyum.
Alabama’daki o ilk saatlerdeki pencerede gördüklerim bana kendi ‘Ongoing Moment’imi yaşattı ve birden sanki büyük fotoğraf sanatçısı Walker Evans’ın o an bulunduğum şehirdeki, Birmingham Alabama’daki çalışmalarına bakıyormuşum duygusuyla dolmaya başladım.
Walker Evans’ın Birmingham’daki maden işçilerinin evini 1930’larda çektiği fotoğrafın hemen ortasında görülen iki paralel çizgi oğlumun evinin yanındaki demiryolunu çağrıştırıverdi bana ve bulunduğum yerde eskiden bu fotoğraftaki maden işçisi evleri olduğu duygusuna kapıldım.
gündelik yaşamına dahil olalı henüz birkaç saat geçmiş olmasına rağmen Alabama’nın insana bunu yaptığını ve tarihinin tüm yükünü şehre yeni gelene bile yüklediğini hissediyordum.
Walker Evans’ın şehirdeki diğer fotoğrafları arasında bir de tarım işçisinin eşinin portresi vardı. kadının yüzü şehirdeki acıların, mutsuzlukların ve (ender?) mutlulukların toplamının sentezi gibiydi. ve bu yüzün benzerleri şehirde hala görülebiliyordu.
Bütün bunlar tamam da, yine Walker Evans’ın 1936’da yine Birmingham’da çektiği Carole Lombard’ın oynadığı ‘love before Breakfast’ filminin afişinin fotoğrafının Geoff Dyer’in ‘See/saw kitabında (s.43) bile anlatılacak kadar meşhur olabilmesini nasıl anlamlandırmak gerekiyor acaba?
Lombard’ın afişteki fotoğrafında sol gözünün morarmışlığı o dönemde güneydeki aile içi şiddetinin ancak Tennessee Williams’ın piyeslerinde güzel anlatılabilecek türde bir yorumu olarak mı görülüyordu?
şimdi amacım Birmingham Alabama’ya daha uzun süreliğine fotoğraf kitaplarımla gidip şehri bir de o yönüyle görmek. özellikle Walker Evans’ın izini süreceğim şehirde ve o afişin önünde sergilendiği o iki ev hala duruyorlarsa mutlaka onları da bulacağım.