Denizli’nin Pecha Kucha’sı var

Denizli'deki Pecha Kucha gecesine  başarı hikâyelerimi değil, iniş çıkışlarımı, başarısızlıklardan öğrendiklerimi ve hatta sırlarımı anlatmaya gelmiştim. Gerçek hayat anlatıldığı gibi toz pembe değil. Krizlerden kaçamayız ama içinden geçebiliriz.

14 Nisan 2025
Denizli'de gençlerin heyecanları, tutkuları ve çalışkanlıklarından çok  etkilendim. Üniversite öğrencileriyle buluşacağım için kendi 20’li yaşlarımdaki belirsizlikleri hatırladım.

Ben hep değişimi, yeniliği ve ilerlemeyi sevdim.

*Zor olacağını bile bile.

*Duvara toslayacağımı bile bile.

*Her istediğimizin olmayacağını, üzüleceğimizi bile bile.

Ama yine de değiştirmek istedim.

Yıllardır süregelen işleri, sistemleri dönüştürmek için birilerine rahat batması gerekir. İşte o insanlar—rahatı kaçıranlar—aslında işin keyfini en çok çıkaranlar oluyor. Kendini huzurlu hissedenler, “Elâlem ne der” demeden harekete geçenler… Onlar sadece kendileri için değil, tüm topluluk için fayda yaratan çözümler üretip iz bırakıyorlar.

Geçen yıl tam da bu zamanlar TEDx konuşması için Denizli’ye gitmiştim. Harika insanlarla tanışmış, dostluklar kurmuş, sofralara oturmuş ve çok değerli konuşmalara kulak vermiştim. O gün sahne arkasında genç gönüllülerle sohbet etmiş, fotoğraflar çekmiştik. Aradan bir yıl geçti, işte o gençlerden biri bir mesaj attı:

“Ağabey, bizim üniversitede Pecha Kucha gecesi düzenliyoruz. 20 slayt, her biri 20 saniye. ‘Kriz ve kaosta yolunu bulmak’ teması üzerine konuşur musun?”

Konu ilgi çekiciydi. Zaten krizlerin tam ortasında büyüdük, yaşamaya devam ediyoruz. Konuştuk, zamanını netleştirdik. Antalya’daki koşudan hemen sonra Denizli’ye geçmeye karar verdim. Etkinlik öncesi iki online toplantı yaptık, formatı konuştuk. Hatta İstanbul’a bir buluşma için gelen, geceyi düzenleyenlerden sevgili Atilla Kurhan’la bizim evde buluşup sunumu birlikte gözden bile geçirdik.

Gençlerin heyecanları, tutkuları ve çalışkanlıklarından çok  etkilendim. Üniversite öğrencileriyle buluşacağım için kendi 20’li yaşlarımdaki belirsizlikleri hatırladım. Benim zamanımdan farklı olarak, onların karşılaştığı yeni belirsizlikleri de düşündük. Genç girişimci iki arkadaşımla birlikte 20 başlık belirledik. Sunumu ise—yine ve her zaman olduğu gibi— tasarımcı arkadaşım, sevgili Gülce Yılmaz hazırladı. Etkinlik 19.30’da başladı, gece 23.30’a kadar sürdü. Oyunlar, tanışma kartları, iyi düşünülmüş sorular derken sıra konuşmalara geldi.

“Her kaos bir oyundur,” diyerek sahneye çıktım

İlk olarak dünyanın en büyük kablo üreticilerinden Nexans’ın Denizli fabrika direktörü Necati Günendi sahnedeydi. Çok güzel bir anlatımla, Denizli’de doğan ve yetişen bir gencin yine Denizli’de üretim yapan bir yapıda ayakta kalma hikâyesini paylaştı. Sonra sıra bana geldi. “Her kaos bir oyundur,” diyerek sahneye çıktım.

20 yaşındaki Tuğrul’u bir oyun karakteri olarak anlattım. Kaoslardan nasıl geçtiğimi, nerelerde düştüğümü, nasıl yeniden ayağa kalktığımı paylaştım. Her slayt yeni bir seviye gibiydi; bazılarında bir üst seviyeye geçtim, bazılarında engellere takıldım ve başa döndüm. Dedim ki:

“Hepimiz bir dönem en kötü dönemde yaşadığımızı düşündük. Ben de, dedem de, babam da, kızlarım da aynı şeyi söyledi. Ama inanın, her kriz bir değişimi ve ilerlemeyi de beraberinde getiriyor.”

O gece Denizli’ye başarı hikâyelerimi değil, iniş çıkışlarımı, başarısızlıklardan öğrendiklerimi ve hatta sırlarımı anlatmaya gelmiştim. Gerçek hayat anlatıldığı gibi toz pembe değil. Krizlerden kaçamayız ama içinden geçebiliriz. İlk iş deneyimimden başlayıp bugüne kadar geldim. Gençlerin en çok kafasını kurcalayan soruları, kendi gençliğimde yaşadığım ikilemlerle yanıtlamaya çalıştım:

“İş bulabilecek miyim?”,

“Bulduğum işi sevecek miyim?”,

“Bu iş bana uygun mu?”

35 yıl önce ‘girişimcilik’ kavramı bile icat edilmemiş, ‘iş kanvası’ henüz yazılmamıştı. Bizim seçeneklerimiz çok azdı: kamu ya da özel sektör. Ben Efes’i seçtim, çünkü daha özgür ve etkili olabileceğimi düşündüm. 32 yıl aynı şirkette çalıştım ama bugün olsa bu kadar uzun kalmazdım. Başka işler ve sektörleri mutlaka dener, Uzak Doğu’dan gelen teklifi kabul eder, farklı yollara girerdim.

Değişim aslında senden başlar

Yurtdışı deneyimi konusunu da özellikle vurguladım. 12 yıllık yurtdışı tecrübem beni çok dönüştürdü. Her kaosta ve krizde içimden matruşka bebekler gibi yeni Tuğrul’lar çıktı. “Kaoslara hazırlıklı olmak gerek. Dayanıklılık, direnç, cesaret, talep etmek ve küçükten başlayarak risk almak… Bunlar gelişmek için şart,” dedim.

Kibirli, yeni fikirlere kapalı, geçmişe takılı kalan yöneticilerin olduğu yerlerde fazla ilerleme olmaz. Kaybedecek çok zamanımız da yok. Değişim merakla başlar. Her kaos bir fırsattır ve değişim aslında senden başlar.

“Hayatımı değiştiren insanlar her zaman benden daha gençti. Şimdi bile benden 25-30 yaş  genç arkadaşlarım daha çok. Herkesi dinleyin ve  kapsayıcı olun.” dedim. Ve konuşmamı şöyle bitirdim:

“Bazen konfor batar insana. Bana battı. Krizi ve kaosu ben çıkardım. Ne yapacağımı bilmeden işten ayrıldım. Şimdi öğrenerek, tanışarak, merak ederek ilerliyorum. Bu bana iyi geliyor.”

Etkinlik sonrasında gelen sorulardan da etkilendim. Her biri düşünülmüş, içi dolu sorularını yanıtlarken düşündük, hatta zorlandık:

-Kriz dönemlerinde kafamızı nasıl sağlam tutarız?

-Kriz dönemi liderlerinde olması gereken en önemli üç özellik ne olur?

-İyi bir pazarlamacı olmak için ne okumak gerekir? Herkes pazarlamacı olabilir mi?

-İş ve özel hayat dengenizi  kurabildiniz mi?

-Kurumsal hayatta ayakta kalmak için tüyolarınız neler?

-Sizde olmayan, geleceğin yetkinlikleri ne olacak?

Ve en sevdiğim, bizi zorlayan soruyu Pamukkale Üniversitesi Endüstri Mühendisliği öğrencisi Zülal sordu:

“Bize hep ‘yarının liderleri’ diyorsunuz ama neden bugün karar alma süreçlerine dahil edilmiyoruz?”

Biz Necati ile dilimiz döndüğünce yanıtlamaya çalıştık. Ama bu soruları buraya not ediyorum ki, yazıyı okuyan yöneticiler ve liderler de kendilerine pay çıkarsınlar.

Antalya’dan Denizli’ye giderken yolda Serinhisar’da durduk. Leblebisi dillere destan. “Çorum’a leblebi bizden gider,” dediler. Bir gün önceden gitmenin avantajıyla Buldan’ı gezdim. Simidine bayıldım! TEDx’i organize eden Esra, “Yemeye başlarsın, fark etmeden bitirmiş olursun,” demişti. Gerçekten öyle oldu, iki kişi dört simiti on dakikada  yedik!

Biz harekete geçersek, umut her zaman  var

Buldan Vakfı’nı ziyaret ettik. Restore ettikleri tarihi bir evde, 10 yıldır üniversite okuyan genç kadınlara burs sağlıyorlar. Vakfı yönetenlerle  yaklaşık iki saat sohbet ettik. Hayallerini, zorluklarını ve başarılarını dinledik. Çok umutlandık.

Buldan bezi ise efsane. Geçmiş yıllarda Buldan’s markası ile tanışmıştım. Eve başka marka almaz olduk. Dünyanın en iyi tekstil ve giyim markaları burada üretiliyor. Pamukkale’si, antik şehirleri, doğası… Her şey var.

Küçük şehirlerde okuyan gençlerde “geri kalma” korkusu var. Ama bu sadece gençlerde değil, orada doğup büyümüş iş insanlarında da var. Oysa asıl engel kendi kafamızda.

Ben yine giderim Denizli’ye. Gördüğüm potansiyel bu talihi değiştirir. Yeter ki birlikte düşünelim, birlikte harekete geçelim. Her gencin ve her iş insanının hayalleri ve süper güçleri var. Biz harekete geçersek, umut her zaman  var.

 

Tuğrul Ağırbaş Kimdir?

30 yılı aşkın süre ile Türkiye, Rusya ve CIS ülkelerinde FMCG alanında değişik görevler alan Tuğrul Ağırbaş, son 20 yıldır Efes’in global marka olma, satınalma ve birleşme projeleri ve yeni pazarlara giriş işlerini yürüten ekipte, büyüme odaklı projelere liderlik yapmıştır.

Pertevniyal Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Tuğrul Ağırbaş öğrenim hayatı boyunca Kapalıçarşı’da değişik alanlarda çalışarak, ticareti ve tüketici davranışlarını öğrenme şansına sahip oldu.

İş hayatına 1990 yılına Anadolu Efes’te Pazarlama uzmanı olarak başlayan Ağırbaş, sırasıyla Proje Geliştirme, Satış ve Pazarlama’da görev aldıktan sonra, son olarak da değişik ülkelerde 16 yıl boyunca Genel Müdürlük görevlerini sürdürdü.

Anadolu Efes’in Rusya operayonunu 10 yıl boyunca yönetti ve dünyanın en büyük bira pazarlarından biri olan Rusya’da satınalma ve birleşmelerle firma pazar payını ikinciliğe taşıyan ekibe liderlik yaptı. Türkiye,Rusya ve çalıştığı diğer ülkelerde büyüme odağıyla çok sayıda yeniliği ve markayı tüketicisiyle buluşturdu.

Efes Türkiye Genel Müdürlük görevini yürüttüğü dönemde ise, marka ve kurumun topluma katkısını büyütme amaçlı, pazarı büyütmeye yönelik, bira kültürü oluşturma ve inovasyon, kültür, sanat, turizm ve spor alanında çok sayıda projeye öncülük etmiş ve tüm paydaşlara katkı sağlayan stratejileri hayata geçirmiştir.

İnovasyon ve yeni ürünlerin hem hızını artırma hem de etkisini büyütme amaçlı, inovasyon ve kurum içi girişimcilik çalışmalarını yapılandırarak ve ekosistemdeki çok sayıda girişimle işbirliği kurarak, Efes’in Start-Up dostu şirket olması yönünde çalışmalara öncülük etmiştir.

Halen çalışmalarını yurtiçi ve yurtdışı şirket ve girişimlere danışmanlık ve üst düzey yöneticilere koçluk yaparak sürdürmekte olan Ağırbaş, Türkiye’de kurumsal şirketlerin, girişimci kurumlara dönüşmesi vizyonu ile 2018’de kurulan ‘ Girişimci Kurumlar Platformu’nun danışma kurulu üyesi ve başkanıdır.

2022 sonunda, ortağı Zeynep Kurmuş ile birlikte, 40+ yaş ve kurumsal deneyimi olanlar için, birikmiş deneyim ve tecrübelerin yeni işlere ve girişimlere dönüşmesini sağlayan, üretim ve paketleme kampı Genwise girişimini hayata geçirmiştir.

Köylerde, çocuktan başlayarak tüm topluma yayılacak yenilikçi bir eğitim anlayışını hayata geçirmek için 2016’da kurulan Köy Okulları Değişim Ağı- KODA’nın yönetim kurulunda görev almaktadır.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.