Biraz terbiyemizi bozalım!

Önceki akşam Fenerbahçe’nin Bulgaristan takımı Ludogorets’le maçı vardı. Yayıncı kuruluş Exxen’in sosyal medya hesabında maç öncesinde çıkan paylaşımına bakın: “Fenerbahçe Ludogorets’i bu akşam evire çevire n’apar?”

N’apar Exxen’in sosyal medyasını yöneten kişi, söyle. “S.ker” değil mi?

Exxen’in Instagram hesabında paylaşıp ertesi gün kaldırdığı post

Paylaşım ertesi gün hesaptan kaldırıldı. Dedim, herhalde akılları başlarına geldi, onu yazan “ergen”in de kulağını çekmişlerdir. Spor servisinden Cüneyt, “Fenerbahçe maçı kaybetti, kazansa kalırdı o post orada” diye akıl yürüttü. Haklı galiba, muhtemelen öyle olurdu.

Özlem Gürses de iki sene önce “terbiyesini bozmuş” ve Haber 7’nin kendisiyle ilgili bir video yayının altına gelen küfürlü yorumu kendi yayınında açık açık okumuştu: “Özlem Gürses seni bulduğum yerde seni domaltıp g.t.nden bağırta bağırta s.k.ceğim.”*

Gürses o dönemde kendisine küfreden kişiden şikayetçi olmuş ancak savcı “Küfrün kime edildiği belli değil” diyerek takipsizlik kararı verilmiş.

Konu burada bitmiyor. Devam eden yıllarda Gürses’in yayınlarının ya da sosyal medya hesaplarının altına çok sayıda “Özlem Gürses seni bulduğum yerde…” yazan mesajlar geliyor.

İki sene önceki bu video bugünlerde yine dolaşımda. İşin hukuki boyutunu, avukatı Furkan Kamalak’a sordum. Takipsizliğe itiraz etmişler ordan da olumsuz sonuç alınca kanun yararına bozmaya gitmişler ve bunun suç olduğunu ve suçun Özlem Gürses’e karşı işlendiğini nihayet kabul ettirmişler. Şimdi yargılama süreci devam ediyor.

Özlem Gürses yakın zamanda bir başka hareketle ilgili de suç duyurusunda bulunmuş. Avukat Kamalak, “Süreçleri sonuna kadar takip edeceğiz ve bu ahlaksızlar ceza alana kadar mücadele edeceğiz” diyor.

İşin hukuki kısmı tabii ki çok önemli ama her gün yargıya taşınması söz konusu olmayan onlarca örnekle karşılaşıyoruz. En masumunu söyleyeyim mi: Oturuyorsunuz bir grupta, biri çıkıp diyor ki “Şimdi bir şey diyeceğim ayıp olacak kadınlar var burada.” Bunun kibarlık olduğunu, kadınların da ona müteşekkir olması gerektiğini düşünüyor. Ben de böyle konuşanlara demek istiyorum ki “Dilini korkak alıştırma, söyle ne diyeceksen, sonra tekrar konuşalım.”

Bu söylediklerime bakıp ağzımdan küfür çıkmadığını sanmayın. Bana küfür ettiren öfke değil daha çok neşe. Sonra, öyle yaratıcı küfürler var ki insan hayranlık duyuyor. Ama küfür kadın ya da erkek birinin kimliğine hatta varlığına saldırıysa orada sınırı çizmek gerekiyor.

Biz ezilip büzüldükçe, başkaları adına utandıkça bu erkek dili bitmeyecek çünkü.

* Bu küfürleri açık açık yazmak istiyordum ama danıştığım bir avukat “Yargı sisteminin hali ortada, durduk yerde uğraşırsınız, noktalı yazın” dedi, onu dinlemeyi tercih ediyorum.