9. Gün
28 Temmuz 2023
Cumhuriyet'e 100 Gün
Lozan Antlaşmasından 29 Ekim’e günbegün yaşananlar
Ali Fuat Cebesoy anlatıyor: Rauf Bey Lozan imzalanınca çok sevindi, koşa koşa Mustafa Kemal’e gittik

Gerek Mustafa Kemal’in Nutuk’ta gerekse Rauf Orbay’ın kendi hatıralarında, onun Lozan’dan çok da memnun olmadığı yazılı. Ama Ali Fuat Cebesoy tamamen başka bir öykü anlatıyor.

Ali Fuat Cebesoy anlatıyor: Rauf Bey Lozan imzalanınca çok sevindi, koşa koşa Mustafa Kemal’e gittik

Rauf Orbay, Mustafa Kemal ve Ali Fuat Cebesoy, Amasya Tamimi için masa başında çalışıyor.

İsmet Paşa, 15 Temmuz günü Ankara’ya Başbakan Rauf Orbay’a bir telgraf çekip Lozan anlaşmasının imzaya hazır olduğunu, hükümetin başka bir itirazı yoksa 24 Temmuz günü bunu imzalayacağını yazdı, izin istedi.

Rauf Orbay bu telgrafa olumlu veya olumsuz hiçbir cevap vermedi. Bunun üzerine İsmet Paşa 18 Temmuzda çareyi doğrudan Mustafa Kemal’e yazmakta buldu. Gazi Mustafa Kemal, 19 Temmuz günü Lozan’a telgraf çekerek İsmet Paşa’ya izni verdi ve onu kutladı.

24 Temmuzda Lozan törenle imzalandı. Hemen o gece Mustafa Kemal İsmet Paşa’ya tebrik telgrafı gönderdi. Ama Rauf Orbay İsmet Paşa’yı kutlamakta gecikti.

Bütün bunlar Nutuk’ta ayrıntılarıyla anlatılıyor, Cumhuriyet’e 100 Gün dizisinde de yazıldı. Nitekim Rauf Orbay’ın İsmet Paşa’ya karşı dorudan ve Lozan’a karşı da hayli ikircikli tutumu, onu Mustafa Kemal döneminin önde gelen muhaliflerinden biri yaptı.

Mustafa Kemal’in Nutuk’ta defalarca vurguladığı gibi Rauf Orbay yalnız da değildi. Her seferinde Mustafa Kemal’in çocukluk arkadaşı Ali Fuat Cebesoy’la, Kurtuluş Savaşı döneminin önemli isimlerinden Refet Bele ile ve Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir ile işbirliği halindeydi. Nitekim bu ekip daha sonra ilk muhalefet partisi olan kısa ömürlü Terakkiperver Cumhuriyet Fıkrası’nı kuracaklardı.

Ancak ilginçtir, Ali Fuat Paşa, yani Ali Fuat Cebesoy hatıralarında Lozan’ın imzalandığı günün ertesi sabahını çok farklı anlatıyor. Burada Lozan’ın imzalanmasına çok sevinen bir Rauf Orbay portresi var.

Cebesoy’dan aynen aktarıyoruz:

25 Temmuz 1923 sabahı henüz yatakta iken yanımdaki telefon çalmaya başladı. Reseptörü kulağıma götürür götürmez Vekiller Heyeti Reisi Hüseyin Rauf Beyin sesini duydum: ‘Erkenden sizi rahatsız ettim, itizar ederim’ dedikten sonra İsmet Paşa’nın sulhun imza edildiğini bildiren telgrafının geldiğini haber verdi ve sözüne şöyle devam etti:

‘Sizi, cümlenizi tebrik ederim. Çankaya Köşkü’ne çıkarak bu başarılı haberi bizzat Gazi’ye bildirmek istiyorum. Bana refakat eder misiniz?’

Teklifi memnuniyetle kabul ettim. Hazılığımı henüz tamamlamıştım ki, kapıda bir otomobil durdu. Bütün mücadele senelerinde benimle beraber bulunmuş olan Ali Çavuş gelerek Rauf Beyin beni otomobilde beklediğini haber verdi.

Otomobile girdiğim zaman Rauf Beyi de benim kadar sevinç içinde buldum. Çankaya Köşkü’ne doğru süratle giderken konuşmuyor, kendi kendimizi dinliyorduk.

Köşke 10.30’da vardık. Aradan pek az zaman geçmişti ki Gazi oturduğumuz odaya geldi. Sabahlık yerine kullandığı güzel maşlahına bürünmüştü. Bizi fazla bekletmemek için giyinmemiş olduğunu söyleyerek özür diledi.

Rauf Bey şu suretle söze başladı:

‘Bizi bekletmediğinize çok iyi ettiniz. Çünkü getirdiğimiz mesut haberin fazla beklemeye tahammülü yoktur. İsmet Paşa’nın sulh muahedesini imza ettiği hakkındaki telgrafını buyurun.

Bu haberden çok sevinen Gazi heyecanından sapsarı kesildi. Gözlerini telgraftan ayıramıyordu. Bir parça sakinleşince şunları söyledi:

‘Rauf, son günlerde artık sulhun imza edileceğini ben de tahmin etmiştim. Fakat tereddüdüm hiçbir vakit zail olmamıştı. Adamların son dakikada cayabileceklerini de hatırıma getirmemiş değildim. Verdiğiniz haber beni çok sevindirdi. Teşekkür ederim.

Rauf Bey: Başta siz olmak üzere bu mesut günün muvaffakiyetini Karabekir, Ali Fuat ve Refet Paşalara borçluyuz. Bu, sizin eserinizdir. Ben sizin aranızda bir arkadaşınız olarak çalışmakla kendimi dünyanın en bahtiyar insanı telakki ediyorum. Sizlerin çok samimi surette bir araya gelerek vatanın kurtuşu için feragat ve fedakarlıkla çalışmaya başladığınız Amasya’dan beri içimden daima ellerinizi öpmek arzusu gelmiş, fakat bunu izhar edememiştim. Şimdi bu hissiyatımı ellerinizi öpmek suretiyle açıklayacağım.

Gazi: Rauf, fazla ve lüzumsuz nezaket gösteriyorsun. Daha ilk günlerde hakiki bir vatan fedaisi gibi evvela Fuat Paşanın yanına, sonra beraberce benim yanıma gelerek ve bugüne kadar bir dakika ayrılmayarak birlikte çalışmadık mı? Senin hizmetinin de bizimkiler kadar olduğuna şüphe etmemelisin. Bir daha böyle söz işitmek istemem.

Rauf: Teveccühünüze çok teşekkür ederim.

Gazi: Sevinçten bir türlü kendimi toparlıyamıyorum. Birer kahve ve sigara içersek belki kendimize gelebileceğiz.

Oysa Mustafa Kemal bir gün önce kutlamıştı

Ali Fuat Cebesoy ‘Siyasi Hatıralar’ında böyle yazıyor ama Mustafa Kemal’in Lozan’ın resmen imzalandığını 25 Temmuz sabahı Rauf Orbay ve Ali Fuat Cebesoy tarafından yatağından kaldırıldıktan sonra öğrenmiş olması pek olası gözükmüyor.

Daha önce burada yayınladık, gazeteci Ali Naci Karacan 24 Temmuz’da Lozan’ın imza törenini anlattığı ayrıntılı haberinin en sonunda 24 Temmuz akşamı İsmet Paşa’nın oteline döndüğünde Mustafa Kemal’in kendisini tebrik eden telgrafını bulduğunu yazıyordu. Mustafa Kemal’in kendisi de Nutuk’ta bu telgrafı 24 Temmuz günü gönderdiğini söylüyor.

9