Benzin ve motorin yarın zamlanıyor
Paris Uluslararası Tahkim Mahkemesi, Irak tarafından açılan davada kaçak petrol taşıdığı gerekçesiyle Türkiye’nin 1.5 milyar doları faiziyle birlikte ödemesini kararlaştırdı. Karar, söz konusu dönemde yapılan günlük 450 bin varillik sevkiyata ilişkindi. Türkiye'yi ikinci bir dava daha bekliyor.
Türkiye’nin, Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nden 2014’te devreye giren ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Adana’daki Ceyhan Limanı üzerinden ham petrol ihraç edebilmesi için özel olarak inşa edilen boru hattıyla yaptığı taşımacılığın faturası ağırlaşıyor. Paris Uluslararası Tahkim Mahkemesi, Irak merkezi hükümeti tarafından açılan davada kaçak petrol taşıdığı gerekçesiyle 2014-2018 arası sevkiyatlar için Türkiye’nin 1.5 milyar dolar ve bu paranın faizini ödemesini kararlaştırdı. Karar, söz konusu dönemde yapılan günlük 450 bin varillik sevkiyata ilişkin olarak alındı.
Irak hükümetiyle IKBY arasında Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nden merkezi hükümetin onayı olmadan petrol ihracatı yapılması konusuna ilişkin bir anlaşmazlık vardı. Merkezi hükümet bölgeden kendi onayıyla ihracat yapılabileceğini ve elde edilen ihracat gelirinden de Kuzey Irak Kürt Bölgesi’ne pay verilebileceğini, onayı olmadan yapılacak sevkiyatın ise kaçak kabul edileceğini ifade ediyordu. Türkiye, tahkimin kararına uyacağını Kürt yetkililere bildirirken, Irak merkezi hükümetinin onayı olmadan Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nden sevkiyat yapılamayacak.
Edinilen bilgiye göre, Paris Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nde 2018 yılından bugüne kadar yapılan sevkiyatlarla ilgili bir başka dava daha bulunuyor. Petrol piyasası uzmanları, tahkimin 2014-2018 dönemine ilişkin kararının “emsal” teşkil edeceğini belirterek ikinci davada da kararın Türkiye’nin aleyhine çıkmasının büyük olasılık olduğunu ifade ediyorlar.
Irak’ın 2014’te açtığı davada son celse 2022 Temmuz ayında yapıldı. Ancak karara varılması ve Uluslararası Ticaret Odası’nın kararı onaylaması aylar aldı. Ekonomistler konuyla ilgili İKBY ile merkezi hükümet arasında uzlaşmaya varılamaması durumunda ihracat gelirinden mahrum kalacak bölge ekonomisinin zorlanacağını, ayrıca bölgede yatırım yapan batılı petrol şirketlerinin de sıkıntıya düşeceğini ifade ediyorlar.
Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nden kamyonlarla Ceyhan’a oradan da gemilerle dünya piyasalarına yapılan ihracat da geçen yıllarda Türkiye’de iç politika konusu olmuştu. Muhalefet partileri dönemin başbakanı ve bugünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çok yakın bazı isimlerin tankerler ve sahipleri gizlenen şirketler aracılığıyla bölgeden kaçak petrol taşımacılığı yaptıklarını iddia etmişlerdi.
Hürriyet gazetesinin Washington eski temsilcisi Tolga Tanış’ın Potus ve Beyefendi adlı kitabında yer alan belgelere göre, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ndeki petrolü taşıma işini 2011’den itibaren Powertrans adlı şirket üstlenmişti. Tanış’ın kitabında yer alan belgelerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok yakınlarından biri, Powertrans adlı şirketin ortaklarından görünüyordu.
Tanış’ın kitabında yer alan bilgiler ışığında Cumhuriyet gazetesinde de 12 Mart 2015 tarihinde, bu konuda bir haber yayınlanmıştı. Söz konusu kişi bakan olduktan sonra, Powertrans ile ilgili basında çıkan iddiaya ilişkin Enerji Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde şöyle bir açıklama yayınlanmıştı: “Esas itibarıyla bölge ile enerji ticareti (petrol, petrol ürünü, doğalgaz, elektrik) yapmak isteyen firmalarımızın Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nde kontrata bağlanmış başvurularına istinaden, ilgili kamu-kurum ve kuruluşlarımızca mer’i mevzuat çerçevesinde gerekli lisans ve izinler verilmiştir. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından uluslararası ticarete ve Türk mevzuatına uygun şekilde PowerTrans şirketinin başvurusu değerlendirilerek ve mer’i dış ticaret ve gümrük mevzuatımız çerçevesinde; firmanın yerine getirmesi gereken tüm yükümlülükleri tamamıyla yerine getirmesi kaydıyla faaliyetlerine izin verilmiştir. Bir hukuk devleti olarak hükümetimizin gayri yasal ve gayri ahlaki olarak hiçbir kişi, firma veya kuruma imtiyaz sağlaması söz konusu değildir.”
Ceyhan’da petrol nakliyesi alanında çalışan kaynaklar, yalnızca tankerlerle yapılan sevkiyattan değil, boru hattıyla gönderilen petrolden de kimliği belirsiz bazı çevrelerin büyük paralar kazandığını öne sürüyorlar.
IKBY’nin merkezi hükümettin onayı olmadan ham petrol ihraç etmek için Norveçli DNO adlı şirkete inşa ettirdiği 120 kilometrelik boru hattı Kerkük- Yumurtalık hattı gibi Kerkük’ten değil Erbil’den çıkıyor. Erbil çevresindeki petrol kuyularından boru hattına basılan ham petrol Irak’tan çıkışta Fishabur’da ölçüm istasyonuna geliyor. Burada Türk tarafında da bir ölçüm istasyonu bulunuyor. İddialara göre merkezi hükümet görevlilerinin bulunmadığı bu ölçüm istasyonu Kuzey Irak Kürt petrolünde boru hattıyla yapılan vurgunun başlangıç noktası.
İddialara göre hatta basılan petrol miktarı düşük gösteriliyor ve Türkiye’deki son durakta da aynı işlem yapılıyor. Elde edilen kazanç da hem Türkiye’deki hem de Kuzey Irak Kürt bölgesindeki iş ortakları arasında pay ediliyor.
Reuters: Irak tahkim davasını kazandı, Türkiye’ye petrol ihracatını durdurdu