Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan eylül enflasyonu tahmini: Yüzde 50’nin bir tık altı olabilir
ABD'li yatırım bankası Morgan Stanley'ye göre, iktidar bu ayın ortasında yüksek enflasyon ve cari açık kaynaklı dengesizlikleri gidermeye yönelik ekonomik önlemlerin de olduğu bir seçim manifestosu açıklayacak. Bankanın raporuna göre, seçimi kim kazanırsa kazansın dolarda ve faizde yükseliş yolda.
Dünyanın en önemli yatırım bankalarından Morgan Stanley’ye göre hükümet nisan ayı ortalarında içinde yeni dönemde uygulayacağı ekonomi politikasının da bulunduğu seçim beyannamesini açıklamaya hazırlanırken, muhalefet de iktidara geldiğinde uygulayacağı ekonomi politikasıyla ilgili çalışmalarını sürdürüyor.
Morgan Stanley ekonomistleri, Ankara ve İstanbul’da politikacılar, ekonomistler ve yerel yetkililerle yaptıkları görüşmeler sonucu Türkiye’nin görünümüne ve seçim sonrası beklentilere ilişkin bir rapor hazırladı. Raporda Türkiye ekonomisiyle ilgili beklentiler üç farklı senaryoda incelendi.
Birinci senaryoda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yeniden seçilirken, Cumhur İttifakı da TBMM’de basit çoğunluğu elde ediyor ya da gerektiğinde elde edebilecek anlaşma yapıyor. İkinci senaryoda cumhurbaşkanlığını Kemal Kılıçdaroğlu kazanırken, Millet İttifakı TBMM’de basit çoğunluğu alıyor. Üçüncü senaryoda ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını elinde tuttuğu ancak parlamentodaki çoğunluğu kaybettiği bir “siyasi belirsizlik” var ancak kuruluş bu senaryonun şu anda pek mümkün olmadığını vurgulayarak, “Bu durumu olası bir seçim yenilenmesini gerektirebilecek bir senaryo olarak yeniden kurguluyoruz” yorumunu yapıyor.
AK Parti yetkilileriyle görüşen Morgan Stanley ekonomistlerine göre içinde yüksek enflasyon ve cari açık kaynaklı dengesizlikleri gidermeye yönelik, büyümeyi ve istihdamı önceleyen yapısal reformları içeren bir ekonomi programının da bulunduğu seçim manifestosu bu ayın ortalarında açıklanacak. Programda EYT ile deprem sonrası imar çalışmalarının politika öncelikleri olarak öne çıkacağı öne sürülüyor. Morgan Stanley ekonomistleri görüşmelerde kendilerine rekabetçiliği teşvik için dövizin daha az baskılanacağını ancak bu konuda konvansiyonel politikalara geri dönüş olmayacağının ifade edildiğini belirtiyorlar.
Birinci senaryoda düşük faiz politikasının süreceği, finansal koşullar ile piyasa faizlerinin, alternatif araçlarla ve bankacılık sektörü düzenlemeleriyle belirlenmeye devam edeceği öngörülürken şu görüşlere de yer verildi:
“Rusya ve Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (GCC) gibi bölgesel ortaklardan gelen koşullu para akışları, düzenleyici adımlar ve aktif rezerv yönetimiyle döviz kurundaki düzeltme (düşüş) ilk aşamada sınırlansa da artan dengesizlikler göz önüne alındığında dolar/TL’de yılın son çeyreğinde keskin bir düzeltme bekliyoruz. Bu, politika faizinde kısmi bir tersine dönüşü tetikleyebilir ancak muhtemelen enflasyonda yukarı yönlü bir hareketle ve yeni bir makro politika çerçevesi getirilene kadar 2024’te gerçekleşecek bir resesyonla sonuçlanacaktır.”
Muhalefetin potansiyel politika yapıcılarının seçim sonrası yeni makro ekonomi politikası devreye girene kadar piyasalarda yaşanabilecek bozulmayı minimize etmeye yoğunlaştığını belirten Morgan Stanley, raporunda “Ekonomik yönetişim yapısı üzerinde yoğunlaşmışlar. Hazine, Merkez Bankası, BDDK ve SPK gibi önemli kurumlarda görev alacak kişi ve ekipleri belirlemeye, makro ekonomik programın detayları üzerinde de çalışıyorlar” sözlerine yer veriyor.
Morgan Stanley, cumhurbaşkanlığını Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazandığı ve Millet İttifakı’nın TBMM’de basit çoğunluğu aldığı ikinci senaryoda kur korumalı mevduatın risk yaratmaması için aşamalı olarak kaldırılacağını ve serbest döviz kuru rejimine aykırı uygulamalardan vazgeçileceğini ifade ediyor. Raporda döviz kurunda önden yüklemeli yüksek artışın, enflasyonda ve faizlerde yüksek artışla keskin bir durgunluğa neden olacağı belirtilerek “Politika yapıcıları da bu faktörlerin politikaların etkinliğini sınırlandırdığının farkındalar” diyor.
Yatırım bankası temas ettiği kişilerin de, enflasyon beklentilerini kırmak ve kredibilite kazanmak için önden yüklemeli bir faiz artırımının gerekirse yapılması ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığını güçlendirecek adımlar atılması konusunda görüş birliği içinde olduğunu ifade ediyor. Raporda bu senaryoya ilişkin şu ifadeler yer alıyor:
Morgan Stanley’nin raporunda bugünkü ekonomik durumla ilgili ise şu tespitlere de yer veriliyor:
Morgan Stanley daha önce üçüncü senaryoyu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını elinde tuttuğu ancak parlamentodaki çoğunluğu kaybettiği bölünmüş bir sonuç olarak çerçevelendirdiğini belirterek, “Bunun şu anda pek mümkün olmadığını düşünüyoruz. Bu durumu olası bir seçim yenilenmesini gerektirebilecek bir senaryo olarak yeniden kurguluyoruz. Böyle bir durumda artan siyasi belirsizlik, dövizde büyük bir değişikliğe yol açabilir ve düzensiz bir hareket getirebilir” ifadelerine yer verdi.