Türkiye emekli maaşı ve sosyal korumada Avrupa’nın sonlarında
Türkiye, küresel dijital ekonomiden aldığı binde 1 payla, geleneksel ekonomide küresel GSYH içinden aldığı binde 85’lik payın ancak 7'de 1'ini alabiliyor. Gelişmiş ülkelerde dijital ekonomi toplam GSYH'nin en az yüzde 65'ini oluştururken Türkiye'de bu oran sadece yüzde 6.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ile Türkiye Bilim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) işbirliğiyle hazırlanan “Türkiye’nin 2. Yüzyılında Yüksek Teknoloji için Eylem Çağrısı” raporu, Türkiye’nin dijitalleşmede dünyanın ne kadar gerisinde kaldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Rapora göre Türkiye, dünya nüfusundan aldığı yaklaşık binde 3’lük paya rağmen küresel dijital ekonomi içinde 50 milyar dolarlık katma değerle aldığı binde 1’lik payla potansiyelinin oldukça gerisinde kalıyor.
Küresel büyüklüğünü ölçmek zor olsa da China Academy of Information and Communications Technology’nin (CAICT) çalışmasına göre dijital ekonominin 38,1 trilyon dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’nin en büyük 10 dijital ekonomi içinde yer almadığı çalışmada, dijital ekonominin oluşturduğu katma değer yönünden ABD 15.3 trilyon dolar ile ilk sırada yer alırken, Çin 7.1 trilyon dolar ile ikinci, AB ülkeleri ise 6.3 trilyon dolar ile üçüncü sırada yer buluyor. ABD, Almanya ve Birleşik Krallık’ın dijital ekonomilerinin ülke gayri safi yurtiçi hasılalarına (GSYH) oranı yüzde 65’i geçiyor. Türkiye yaklaşık 50 milyar dolar ile verisi olan 18 G20 ülkesi arasında sonuncu sırada yer alıyor. Türkiye dijital ekonomideki binde 1’lik payıyla, geleneksel ekonomide küresel GSYH içinden aldığı binde 85’lik payın ancak 7’de 1’ini alabiliyor.
Yeni nesil teknolojilerin tetiklediği dönüşümle birlikte küresel ekonomide ve değer zincirlerinde söz sahibi olmak isteyen ülkeler, teknolojiyi ve dijitalden ekonomik katma değer yaratmayı vizyonlarının ve stratejilerinin merkezine konumlandırıyor. Dünya Ekonomik Forumu’na göre, önümüzdeki 10 yıl içinde ekonomide yaratılan yeni katma değerin tahmini yüzde 70’inin dijital platforma dayalı iş modellerinden olması bekleniyor. Literatürde farklı tanımları olmakla birlikte, insanlar, işletmeler, cihazlar, süreçler ve veriler arasındaki çevrimiçi bağlantılardan kaynaklanan ekonomik faaliyetlerinin bütününü içeren dijital ekonominin küresel ekonomi içinde önemli bir payı olacağını gösteriyor.
Rapora göre, gelişmiş ülkeler, dijital dönüşüm süreciyle ilgili temel gereksinimlerini gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha hızlı tamamlamışlar.
Dijital dönüşümle ilgili en temel performans göstergelerinden biri olan nüfus içinde internet kullanan kişilerin oranının zaman içindeki eğilimlerine bakıldığında yüksek gelirli ülkelerin dijital dönüşüm sürecini diğer ülkelere göre daha hızlı biçimde tamamladığı görülüyor. Bu ülkelerde internet kullananların oranı 2005 yılında %70’lere, 2015 yılında ise %90’lara çıktı. Orta yüksek, orta düşük ve düşük gelirli ülkelerde ise bu eğilimlerin
kademeli olarak daha gecikmeli biçimde gerçekleştiği görülüyor. Ancak sonrasında bu eğilimleri kademeli olarak gerçekleştiren bu ülkelerde hızlı bir dijital dönüşüm olmuştur. Bu durum, bahsi geçen ülke gruplarının yüksek gelirli ülkelerdeki dijital ve teknolojik dönüşümü yakalama
azimlerinden kaynaklanıyor.
Gelişmekte olan ekonomiler, gelişmiş ülkeleri yakalamak için hızlı bir dijital dönüşüm sürecinin içinde olsalar da bunu ekonomik değere dönüştürmede zorluklar yaşıyor. Geleceğin dijital iş modelleri ve iş yapış şekillerinde olduğunun farkında olan tüm gelişmekte olan ekonomiler, gelişmiş ekonomileri yakalamak için hızlı bir dijital dönüşüm sürecine girmiş, ancak bunu ekonomik katma değere yeterince dönüştürememiş durumda. Google tarafından 2020’de AlphaBeta Danışmanlık’a hazırlatılan The Digital Sprinters (Dijital Atılımcılar) çalışmasında Türkiye’nin de dahil olduğu, farklı gelir düzeyleri ve bölgelerden 16 dijital atılımcı ülkenin17 dijital dönüşümdeki performansları ile ekonomik performansları kıyaslanmış ve bu ülkelerin dijital dönüşümdeki başarılarını ekonomik büyümeye dönüştürmede zorluk yaşadıkları görülüyor.
Yukarıdaki tablodan da görülebileceği gibi, bu 16 dijital atılımcı ülkede internet kullanıcılarının sayısı dünya genelindekine benzer oranda
bir yıllık büyümeye sahipken (dünya genelinde %9.1 iken dijital atılımcılarda %9.2), ekonomik büyüme hızları dünya genelinin oldukça gerisinde kalıyor (dünya genelinde %2.8 iken dijital atılımcılarda %1.5). Çalışmada söz konusu dijital atılımcılarda, dijital dönüşümün sağladığı potansiyel verimlilik artışlarından yeterince yararlanılamadığı ve uygun politikalarla söz konusu 16 ülkede toplam 3.4 trilyon dolarlık (Türkiye özelinde ise
269 milyar dolarlık) bir ekonomik büyüme potansiyelinin olduğu vurgulanıyor ve bu potansiyelden yararlanılabilmesi için rotayı belirleme, yönetimde koordinasyonu sağlama ve küreselde dijital entegrasyonu desteklemenin kaldıraç etkisi yaratacağı belirtiliyor. Türkiye’de büyük ölçekli işletmeler ve küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) dijital gelişmişlik düzeyleri arasındaki fark gelişmiş ülkelere kıyasla daha yüksek düzeyde ve KOBİ’lerdeki dijital dönüşüm hâlâ etkin bir biçimde gerçekleştirilememiş durumda.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre, işletmelerin web sitesi sahiplik oranlarına bakıldığında, Finlandiya, Almanya ve Kanada gibi ülkelerde büyük, orta ve küçük şirketler benzer ve %80’in üzerinde değerlere sahipken, Türkiye’de büyük işletmelerdeki %90 civarındaki web sitesi sahipliği oranının küçük işletmelerde %45 civarında olduğu görülüyor. Benzer durumun kurumsal kaynak planlama (ERP), müşteri
ilişkileri yönetimi (CRM) ve bulut çözümleri gibi diğer dijital araçlarda da söz konusu olduğu, Türkiye’de KOBİ’lerdeki temel seviye dijital dönüşümün yavaş ilerlediği, büyük ölçekli şirketlerdeki atılıma yetişemediği ve büyük işletmeleri de etkileyerek verimlilik ve rekabet gücünün tam potansiyeline erişmesine engel olduğu görülüyor. Türkiye’de mikro, küçük ve orta ölçekli şirketler yaratılan katma değerin %53’ünü ve istihdamın %74’ünü sağlıyor. Bu nedenle dijital dönüşümlerini tamamlamalarının Türkiye’ye önemli bir ekonomik değer yaratacağı kesin ancak bunun için yol haritasına ve destek mekanizmalarına ihtiyaçları bulunuyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz: Türkiye’nin 2. Yüzyılında Yüksek Teknoloji için Eylem Çağrısı Raporu (tubisad.org.tr)