Fazıl Say’dan yeni beste: Mozart ve Mevlana
Fazıl Say'ın merakla beklenen 100. Yıl Marşı 23 Nisan'da prömiyer yaptı. Lakin Türkiye marş üzerinden öyle bir tartışma girdabına girdi ki sanatın, eleştirinin dışında her şey vardı. Seçimler, PKK, Türklük, Millet İttifakı, Kılıçdaroğlu, Erdoğan... Marş çağrışımlarıyla gündemi yakalamıştı
Fazıl Say’ın merakla beklenen 100. Yıl Marşı önce dijital platformlarda yayınlandı sonra da 23 Nisan akşamı İzmir’de Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlenen konserde prömiyer yaptı. Konserin TV’den yayınlanmasıyla daha da kitleselleşen marşı seven ve beğenen de vardı beğenmeyenler de. Lakin marş üzerinden öyle bir tartışma girdabına girildi ki sanatın, eleştirinin dışında her şey vardı bu girdapta.
Marşa yaklaşım genel olarak beğendim, beğenmedim ya da olmuş, olmamış indirgemeciliğindeydi. İndirgemeci tavrın en net örneği Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’tan geldi. Sadece “Bence olmamış” yazdı sosyal medya hesabından. Ama neden marşın olmadığını düşündü onu öğrenemedik Bakan Varank’tan. Çünkü devamını getirmedi. Ki marşı beğenmeyenlerin yorumları Bakan Varank kadar kısa olmasa da genel olarak bir tweet kısalığıyla sınırlı kaldı. Çoğu da eseri analiz etmekten ziyade duygusal ve kişisel görüşlerden ibaretti.
Beğenmeyenler arasında marşı neden beğenmediğini anlatanlar da vardı elbet. Marşta Türkiye, cumhuriyet kelimelerinin geçmemesi bir eleştiri konusuydu. Bununla ilgili en kayda değer eleştiriyi Andante Klasik Müzik Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bali’den geldi: “Cumhuriyetimizin 100. yılı için bestelenmiş bir marşta bir kere bile ‘Türkiye’, ‘Cumhuriyet’ sözcükleri geçmez mi? Şiir, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıldönümünü anlamlandırmaktan o kadar uzak ki. Beste de neticede ısmarlama olunca ortaya yapay bir iş çıkmış. Kusura bakılmasın…” Bali bu değerlendirmesinden sonra başka bir paylaşımında “Birkaç kez daha dinledikten sonra: Ortaokullarda liselerde söylenebilecek bir marş olarak aslında fena değil, okuldayken bundan çok daha kötü marşlar söylemek zorunda kalmıştık. La la la la la falan o gençlik dinamizmini verebilecek cinsten. Ama bir ülkenin 100. Yıl Marşı olamaz” ifadesini kullandı.
“Türk” ve “Türkiye” kelimeleri resmi milli marşımız İstiklal Marşı’mızın okuduğumuz iki kıtasında da geçmemektedir pic.twitter.com/hOVdqwZ1Iz
— Fazıl Say (@fazilsaymusic) April 24, 2023
Fazıl Say da bu tür eleştirilere “100. Yıl Marşı’na gösterdiğiniz büyük ilgiye içtenlikle teşekkür ediyorum. Tüm eleştirilere açığım. Sonuçta işin aslı; biz besteciler tohumlar atarız, eserlerimiz tohumlardır. Fidan olur, çiçek olur, ağaç olur zamanla. Sürekli tekrarlanan eleştiriye gelince, hatırlatmadır, Türk ve Türkiye kelimeleri resmi milli marşımız İstiklal Marşımızın okuduğumuz iki kıtasında da geçmemektedir” açıklamasıyla cevap verdi.
Fazıl Say’ın 100. Yıl Marşını, (üslubu bir yana) 14 Mayıs Seçimlerindeki “Kılıçdaroğlu Israrı” ile birlikte düşünmek gerek! “Israr” diyorum zira ortada bir düşünce yoktu! Bildiğiniz gibi müzik, düşüncenin ürünüdür! Şarklılar hayallere söylenir! Gelecek ERDOĞAN 🇹🇷@fazilsaymusic
— Yücel Arzen (@YucelArzen) April 24, 2023
Marşla ilgili bir başka tartışma ise müzik görünümlüydü ama son derece siyasi amaçlarla yapılıyordu. Bu eleştiriye en net örnek Ak Parti milletvekili Yücel Arzen’inkiydi. Arzen 100. Marşı’nın olmamışlığını kendince uzun uzun anlattı sosyal medyasından. Tam ikna olmuştuk ki birden şöyle bir paylaşım geldi: “Fazıl Say’ın 100. Yıl Marşını, (üslubu bir yana) 14 Mayıs seçimlerindeki ‘Kılıçdaroğlu Israrı’ ile birlikte düşünmek gerek! ‘Israr’ diyorum zira ortada bir düşünce yoktu! Bildiğiniz gibi müzik, düşüncenin ürünüdür! Şarklılar hayallere söylenir! Gelecek ERDOĞAN” Marştan seçimlere, seçimlerden Kılıçdaroğlu’na, Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a Arzen nasıl bir bağlantı kurmayı başarmıştı tweetinde onu da anlamadık.
Fazıl Say’ın 100.yıl marşı: fiyasko, marş dediğin tempo, yükselen heyecan ve toplu bir coşku ister, iniş çıkış geçişler çok yoruyor, ritim tutmuyor, akmıyor, tıkalı, ruhsuz! Kibir ego küstahlıkla buraya kadar, ancak hakkını verelim, Atatürk maskesiyle PKK şakşakçılığı şahane!
— Nihat Genç (@nihadagenc) April 23, 2023
Derken Nihat Genç girdi devreye: “Fazıl Say’ın 100. Yıl Marşı: Fiyasko, marş dediğin tempo, yükselen heyecan ve toplu bir coşku ister, iniş çıkış geçişler çok yoruyor, ritim tutmuyor, akmıyor, tıkalı, ruhsuz! Kibir ego küstahlıkla buraya kadar, ancak hakkını verelim, Atatürk maskesiyle PKK şakşakçılığı şahane!” Tweet imkanları içinde marşı neden beğenmediğini anlatabiliyordu Genç ama konuyu nasıl PKK’ya bağladığı onu anlamadık!
Şu hadsize bak, Millet İttifakı için yaptığı besteyi 100. Yıl Marşı diye yutturacak. 100. Yıl Marşı’nı ancak tarafsız bir sanatçı çıkartabilir. Fazıl Say, sen CHP’nin sanatçısısın, ama en önemlisi milli birlikten ve manevi şuurdan uzaksın. O yüzden bu çıkarttığın marş Türkiye’yi…
— Tuğçe Kazaz (@tugce_kazaz1) April 24, 2023
Sansasyonel açıklamalarıyla şaka konusu olan manken Tuğçe Kazaz, bu kadar anlaşılamayan bağlantıların kurulduğu bir ortamda sessiz kalır mı? Kalmadı elbet. O da attı bir tweet: “Şu hadsize bak, Millet İttifakı için yaptığı besteyi 100. Yıl Marşı diye yutturacak. 100. Yıl Marşı’nı ancak tarafsız bir sanatçı çıkartabilir. Fazıl Say, sen CHP’nin sanatçısısın, ama en önemlisi milli birlikten ve manevi şuurdan uzaksın. O yüzden bu çıkarttığın marş Türkiye’yi tasvir etmiyor, ancak seni ve tayfanı temsil ediyor. 2. Yüzyılı bu millet yeniden yazınca gerçek bir Akif daha çıkacaktır. Sen sanatçı şuurundan uzak bir piyanistsin, piyanist kal!” Piyanist olmayı küçümseyen Kazaz’ın piyanistler dünyasında nasıl bir şaka konusu olacağı artık merak konusu.
Fazıl Say’a @fazilsaymusic ve Tunç Soyer’e @tuncsoyer sitemimdir! Bir marş yapılacaksa önce şair lazım. Dönemine uygun bir üslup, coşku ve betimlemeler lazım. Bunu Ayten Mutlu’nun 40 yıl önce, başka bir amaç için yazdığı şiiri marş yapmaya çalışarak başaramazsın. Çünkü o sözler…
— Norm Ender (@NormEnder) April 23, 2023
Tüm bu hay huy içerisinde rapçi Norm Ender tüm nezaketiyle sahne aldı ve eleştirilerini sıraladı: “Fazıl Say’a ve Tunç Soyer’e sitemimdir! Bir marş yapılacaksa önce şair lazım. Dönemine uygun bir üslup, coşku ve betimlemeler lazım. Bunu Ayten Mutlu’nun 40 yıl önce, başka bir amaç için yazdığı şiiri marş yapmaya çalışarak başaramazsın. Çünkü o sözler başka bir yaşanmışlığın referansı. Bak herkes tarafından sevilen ve benimsenen 10.Yıl Marşı‘nın sözleri Faruk Nafiz Çamlıbel ve Behçet Kemal Çağlar’a ait ve o amaç için yazılmış, Cemal Reşit Rey bestelemiş. Keza İstiklal Marşı‘nın sözleri usta kalem Mehmet Akif Ersoy’a, bestesi Osman Zeki Üngör’e ait, o amaç için yapılmış. İçinde yaşanmışlık, kolektif çalışma, özveri var, içinde bir amaç için birleşmiş insanlar ve bir milletin tüm duyguları, umutları, yarınları var, işte Cumhuriyet bu demektir. Bu yüzden hala İstiklal Marşı ve 10.Yıl Marşı tüm nesiller boyunca benimseniyor ve seviliyor. Herkesin emeğine saygım sonsuz ama bu marş hakkıyla yapılamamış. Böyle güzel bir amaç için yardım istenseydi ben dahil birçok kafiye ve betimleme ustası coşkuyla katkı sağlardı. Bunu bir dost sitemi olarak kabul edin, kalbinizi kıracak bir şey yazdıysam üzüntüme verin!”
Rap müzik dünyası ‘atarlı bir dünyadır’. Lakin Norm Ender’in marşla ilgili eleştirel yaklaşımı siyasileri, yorumcuları, eski mankenleri, ülkeyi yöneten bakanları gölgede bırakacak bir zeka ve üslup içeriyordu. Norm Ender kendince marşın olmamışlığını anlatıyor ve eseri eleştiriyordu, belaltı vurmuyordu. Anlaşılan mekanın sahibi gelmişti.
100. Yıl Marşı tartışması çok su götürür. Burada bitmez. Ama unutulan bir şey var galiba. 1973’te Bekir Sıtkı Erdoğan tarafından yazılan ve Necil Kazım Akses tarafından bestelenen Cumhuriyeti’nin 50. yılına atfen yazılan 50. Yıl Marşı da çok tartışılmıştı. 10. Yıl Marşı ile kıyaslanıp o marşın gölgesinde kaldı.