Çıkarcı liderlerin elindeki oyuncak: Milliyetçilik
Nahda Hareketi'nin lideri Raşid Gannuşi, 'devlete karşı komplo kurduğu' gerekçesiyle gözaltına alındı. Gannuşi tutuklanmasından haftalar önce Tunus'taki sorunları ele aldığı bir yazı yazdı.
Tunus’ta Nahda Hareketi Lideri ve eski Meclis Başkanı 81 yaşındaki Raşid el-Gannuşi, “devlet güvenliğine karşı komplo” kurduğu gerekçesiyle 48 saatlik gözaltı süresinin ardından 20 Nisan’da tutuklanmıştı. Gannuşi’nin kızı Yusra Gannuşi, babasının tutuklanmadan iki hafta önce Tunus’taki mevcut durumun bir değerlendirmesi olarak kaleme aldığı yazıyı Washington Post ile paylaştı. O yazıda öne çıkan ifadeler:
Diktatörlerin zindanlarında uzunca bir süre kalmış biri olarak, demokrasinin ne kadar değerli olduğunu ve neden her ne pahasına olursa olsun savunulması gerektiğini bizzat tecrübe ettim. Ülkemde 40 yıl boyunca özgürlük ve siyasi çoğulculuk için mücadele ettim, şimdi de duracak değilim.
2011 devriminden sonra Tunus, Arap bölgesi ve dünya için umut sembolü oldu. Ancak o tarihten beri inşa edilen demokrasi, 25 Temmuz 2021’de iktidarı ele geçiren Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından son 21 ay içinde yerle yeksan oldu. İlkelerim doğrultusunda bana düşen bu darbeye karşı sesimi yükseltmekti.
Ülkemizi sürüklediği ekonomik, sosyal ve siyasi krizden çıkmak için birçok kez Said’e seslenmeme rağmen, onun yanıtı Nahda üyeleri de dahil olmak üzere muhalefeti tutuklamak, hapse tıkmak ve şeytanlaştırmak oldu. Çok sayıda muhalif siyasetçi, gazeteci, yargıç, sivil toplum örgütü lideri ve iş insanı uydurma suçlamalarla tacizlere, işten çıkarmalara ve tutuklanmalara maruz kaldı.
Sadece ben ve aileme 10 sahte dava açıldı, sayamadığım kadar uzun saatler sorgulandım ve günlerim mahkeme salonlarında geçti. Yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılmasının ardından hiçbir muhalif tutuklanmaktan kaçamadı.
Muhalif şahsiyetler, partiler ve toplum, mevcut krize somut çözümler üretmek için son birkaç aydır yılmadan çalıştı.
Siyasi açıdan feshedilen ya da gücü azaltılan demokratik kurumların yeniden tesis edilmesine yönelik öneriler, 2014 anayasasının eksik yanlarının giderilmesi ve otokratik eğilimleri olan kişilerin anayasamızı suistimal etmesini önlemek üzere anayasa mahkemesinin güçlendirilmesi hedeflerimiz arasındaydı.
Ekonomi konusunda ise muhalif uzmanlar, önceliği ülkeyi çöküşten kurtarmak olacak yeni bir hükümetin uygulayabileceği reform programı tasarladı.
Uygulanabilir adımları içeren yol haritası tam kamuoyuna sunulacakken yeni bir tutuklama dalgası aldı başını gitti. Said, ilerlemeye yönelik her türlü yolu bozmaya ve inşa ettiği otoriter sisteme karşı çıkacak alternatifleri yok etmeye kararlı.
Bu krizin sonuçlarına her gün şahit oluyoruz. Her ay binlerce Tunuslu’nun Akdeniz’i yasa dışı yollardan geçerek Avrupa’ya gitmeye çalıştığı, bu sırada da trajik can kayıplarının yaşandığı toplumsal bir umutsuzluk çöktü üzerimize. Said’in Siyah Afrikalı göçmenlere dair aşağılık yorumları ve teşvik ettiği ‘büyük değişim’ ideolojisi, umutsuzluğu daha da körükledi.
Asıl trajik olan da özgür demokratik süreçle iktidara gelmiş bir cumhurbaşkanının şimdi bu yapıyı yok etmeye çalışmasıdır. Tunus halkı, Said’in kışkırtıcı söylemlerinin çözüm sunmadığını anlamış durumda. Darbeden bu yana Said’in ülkeye istikrar sağlayamadığı gibi üstüne bir de ülkenin sorunlarının başlıca kaynaklarından biri haline geldiği bariz bir şekilde ortada. Tunus’taki krizi dışarıdan alınacak borçlarla çözülebilecek ekonomik bir kriz olarak lanse etmek istikrarın önünü açmayacaktır.
Tunus’u kurtarmanın tek yolu, tüm sosyal ve siyasi aktörleri içeren ortak diyalog yolunu açmaktır. Bunu daha önce 2013 yılında yapmıştık.
Tunus’un başarısı tek Tunuslular için önemlidir diyemeyiz. Hem iyi yönetim hem de ekonomik refah üzerine inşa edilmiş başarılı bir modele sahip olmak, İslam ile Batı demokrasisi ve İslam ile insan hakları arasında medeniyet çatışmasına yönelten aşırı uç söylemleri etkili bir şekilde yenilgiye uğratacaktır.
Tunusluların bir kez daha barışçıl bir şekilde diktatörlüğe karşı çıkacaklarından ve demokratik sistemlerini yeniden tesis edeceklerinden eminim. Bu çabamızda başarılı olduğumuzda Tunus bir kez daha iyi nedenlerle dünya gündemine gelecektir, çöküşe ve ekonomik başarısızlığa doğru yürüyen bir ülke olarak değil de demokratik bir ülke olarak diğer Müslüman ülkelere rol modeli olarak.
Otokrasilerin tüm dünyada geri döndüğü bir dönemde, halkımız için tiranlıktan uzak, vatandaşlarının potansiyellerini besleyen bir gelecek diliyorum.