EuroLeague bu sezon bir başka: Kazan ya da evine dön

EuroLeague’de normal sezon sona erdiğinde ne kadar çekişmeli bir 6 ayın geride kaldığını anlamak için sıralamaya bakmak yeterliydi. İspanya’nın ligde göze en hoş gelen basketbolu oynayan ekiplerinden Baskonia, 18 galibiyet almasına rağmen play-off dışı kaldı. Fenerbahçe ise son hafta aldığı yenilgiyle 5. sıradan gerisin geri 8. sıraya indi. İşte öyle bir normal sezona belki de böyle bir play-off yakışırdı. Dört eşleşmenin üçü son maça gitti. Bu üç seride şu ana kadar oynanan 12 maçın 8’ini deplasman takımları kazandı.

Sezon sonunda ortaya çıkan 1-8 eşleşmesi, daha önce görülmemiş derecede birbirine yakın kuvvette takımları karşı karşıya getirdi. Ne Olympiakos dominant bir birinci sıra takımı ne de Fenerbahçe play-offa son anda kapak atabilmiş bir sekizinci sıra takımıydı.

Fenerbahçe’den müthiş inat: Seriyi Pire’ye taşıdılar

Seride ilk maç gidişat için endişe vericiydi. Bir numaralı skor opsiyonu Scottie Wilbekin’in sakatlığında Fener, 68 sayıda kaldı. Ancak bir sonraki randevuda, ilk maçın sonunda oyuna girebilen Carsen Edwards’ın ikinci çeyrek yaktığı ateş, 16 sayılık farkın erimesini ve maç sonunda galibiyetin gelmesini sağladı.

İstanbul’da, belki de 2016 Real Madrid serisinden bu yana en görkemli atmosfer vardı. Ancak o atmosfere en alışkın isimlerden Kostas Sloukas, 3. maçın sonunda partiyi bozdu ve son saniye üçlüğüyle Oly’yi seride öne geçirdi. Fakat play-offta vazgeçmek olmaz ya, Fenerbahçe takımıyla taraftarıyla geri döndüğü Ataşehir’de seriyi Pire’ye taşımayı başardı. Salı akşamı saat 21.30’da Fenerbahçe tarihte bir ilki kovalayacak.

EuroLeague tarihinde bugüne dek 15 play-off serisi 5. maça gitti. Bu maçların tamamını ev sahibi ekip kazandı. Fenerbahçe, şayet dörtlü final biletini istiyorsa tarihi bükmeli.

Teşekkürler Fenerbahçe Ailesi for your support 💛💙 @FBBasketbol pic.twitter.com/JQ2ReconrN

— Itoudis Dimitris (@ItoudisD) May 6, 2023

Kaderi değiştiren kavga

Partizan – Real Madrid serisi kurt Zeljko Obradovic’in çaylak Chus Matteo’ya kurduğu bariz üstünlükle başladı. Partizan ilk maçı Kevin Punter’ın son saniye şutuyla alırken ikinci maç, çıkan korkunç kavgadan ötürü bitemedi. O anki skorla tescil edilen mücadeleyi konuk Partizan 95-80 kazandı.

Kavganın ardından Guerschon Yabusele 5, Gabriel Deck 1 maç ve Partizan rotasyonunun sezon boyu en değerli parçaları Kevin Punter 2, Matthias Lessort 1 maç ceza aldı. Bunlara rağmen Partizan, taraftarının da desteğiyle maç sonuna kadar mücadele ettiği iki karşılaşmada da geniş kadrosu bulunan rakibine boyun eğdi.

Real, 2-0 geri düştüğü seriyi bir şekilde 2-2’ye getirmeyi başardı.

Obradovic, şayet eski yardımcısı Dimitris Itoudis bir gün önce takımıyla tarih yazmazsa, beşinci maçı deplasmanda kazanan ilk takımın koçu olmaya çalışacak. Chus Matteo ise bir ihtimal görevde kalma umuduyla takımını F4’e taşımaya gayret gösterecek. Gabriel Deck’in dördüncü maçın sonuna doğru yaşadığı talihsiz sakatlık belirleyici etmenlerden biri olacak. Şu ana kadar oynanan tüm maçları deplasman takımlarının kazandığı ve Partizan’da Kevin Punter’ın cezasından döneceği serinin son maçı Çarşamba akşamı saat 22.00’de Madrid’de oynanacak.

Lorenzo Brown söylemişti!

Play-offların belki de en tahmin edilemez eşleşmesi, tahmin dışı sonuçlara sahne oldu. İlk maçta 26’da 4 üçlük atan ve yenilen Monaco, ikinci maçta kısalarıyla güldü. Korkutucu İsrail deplasmanının ilk maçın özellikle ilk yarısında büyük oynayan Mike James takımına maçı kazandıran performansı ortaya koydu.

Lorenzo Brown dördüncü maç öncesi kendilerinden emin olduklarını ve gelecek hafta Monaco’da olacaklarını söyledi. Lorenzo’nun sözlerini doğrular nitelikte bir maç çıkaran Maccabi rakibini 104-69 yendi ve Çarşamba 21.00’de başlayacak 5. maç için Monaco’ya bileti aldı. Bu serinin galibi yarı finalde Fenerbahçe – Olympiakos serisinin galibiyle karşılaşacak.

Lorenzo Brown’ın söylediği oldu, Monaco – Maccabi Tel-Aviv serisi beşinci maça uzadı.

EuroLeague, her ne kadar organizasyonel olarak eleştiri alsa da kıtanın en büyük basketbol organizasyonu. Bu büyüklük, takımların kalitesi, oyuncuların çabası, koçların olağanüstü azmiyle yoğruluyor. Ortaya çıkan hamur, play-off atmosferiyle beraber son derece lezzetli bir şekilde pişiyor. İzleyicilere de bu lezzeti heyecanın doruklarında tüketmek kalıyor. Seviye fark etmeksizin basketbolun en güzel zamanı play-offlar ve o play-offların en duygusal ve yoğun maçları “win or go home” yani “kazan ya da evine dön” maçları. Özetle NBA için yedinci, EuroLeague için beşinci maçlar. Kemerlerinizi bağlayın, biri Fenerbahçe’nin Pire deplasmanı olmak üzere, 2 günde 3 tane beşinci maç heyecanı bizi bekliyor.