Putin gelemeyince Erdoğan gidiyor
Bodrum’un gözde sitesi Mandarin’de eski ANAP ve CHP milletvekili Aydın Ayaydın’ın aldığı evin tuvaleti ve müştemilatı orman arazisine taştı. Anlaşmazlığı gidermek için Erdoğan özel bir Cumhurbaşkanlığı kararı alıp eve komşu 117 metrekareyi orman olmaktan çıkardı.
Bu yılın başında, 26 Ocak 2023 günü Resmi Gazete’yi görenler çok şaşırdı. O günkü Resmi Gazete’de Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Göltürkbükü beldesinde, 104 ada 2A parselindeki 117 metrekarelik bir orman alanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aldığı bir kararla orman alanı olmaktan çıkarılıyordu.
Orman Kanunu’na 28 Nisan 2018’da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından bir ‘Ek 16. madde’ eklendi. Bu ekle birlikte belli şartlar altında hangi orman alanlarının orman sınırlarının dışına çıkarılacağına karar verme yetkisi tek başına Cumhurbaşkanı’na bırakıldı.
Aynı yılın Temmuz ayında başkanlık sisteminin Cumhurbaşkanı olarak göreve başlayan Tayyip Erdoğan bu yasadan kaynaklanan yetkisini bugüne kadar onlarca defa kullandı ama bu yetkinin sadece 117 metrekare büyüklükte bir alan için kullanılması ilk defa görülen bir şeydi. O yüzden ilgi çekti.
Cumhurbaşkanı’nın orman olmaktan çıkardığı 117 metrekarelik alanın yeri de çok çarpıcıydı: Türk sosyetesinin Bodrum’un ünlü Cennet Koyu yakınındaki gözde sitesi Mandarin’deki bazı evlerin hemen yanında, evlerle yol arasında kalan dar bir alandı bu 117 metrekare.
Peki o ev kimindi?
10Haber, yaptığı araştırma sonunda o evin, siyasetle yakından ilgili isimlerin hiç de yabancısı olmayan birine ait olduğunu saptadı. Eski EmlakBank Genel Müdürü, eski ANAP ve CHP milletvekili Aydın Ayaydın’dı o evin sahibi.
Cennet Koyu’na Mandarin Otelini ve otelin bitişiğindeki Mandarin Evleri’ni Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gözde müteahhitlerinden Vedat Aşçı inşaa etti. 10Haber’in öğrendiğine göre bu evlerin inşaatı sırasında üç katlı ve üç ayrı bağımsız bölümden oluşan bir bina, söylendiğine göre ‘Harita mühendislerinin hatası’ nedeniyle kısmen Mandarin’in arsasından dışarı taştı, komşu orman arazisine tecavüz etti. Bu binanın bahçe katını Prof. Dr. Aydın Ayaydın satın aldı ve yaz aylarında orada oturmaya başladı.
Aydın Ayaydın Vedat Aşçı’nın sahibi olduğu Astaş Holding tarafından inşa edilen ve Mandarin Oriental Hotel Grubu tarafından işletilen projede yer alan bahçe katını aldıktan sonra 2017 yılında imar affı çıktı. Affın çıkışından sonra site olarak konutlarla ilgili tespit yaptırmak için bir harita mühendisi görevlendirildi. Ancak Ayaydın’ı bir sürpriz bekliyordu. Tespit sonunda dairenin tuvaletinin ve müştemilatının orman sınırı içindeki bir parselde kaldığı ortaya çıktı. Proje gerçekleştirilirken harita mühendisleri yanlış ölçüm yapmış, Ayaydın’ın tuvaleti ve müştemilat orman sınırı içindeki arazinin 34 metrekarelik bölümü üzerine inşa edilmişti.
Ayaydın bunun üzerine 2018 yılında aftan yararlanmak için Yapı Kayıt Belgesi alarak gerekli düzeltmenin yapılması amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu. Bakanlık da konu orman sınırı içindeki bir arazi parçasıyla ilgili olduğundan evrakı gereğinin yapılması için Orman Bakanlığı’na gönderdi.
Türkiye, 1945 yılında bütün orman alanlarını devletleştirdi ve Anayasa korumasına aldı. Mevcut Anayasanın 169. maddesi ormanların korunmasıyla ilgili ve bu maddenin ikinci fıkrası aynen şöyle: ‘Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.’
Ormanların 1945’te devletleştirilmesi, o tarihten itibaren vatandaşla devlet arasında çok sayıda arazi anlaşmazlığı çıkmasına neden oldu. 12 Eylül darbe döneminde bu anlaşmazlıkları bitirmek amacıyla 1956’dan beri yürürlükte olan 6831 sayılı Orman Kanunu’nda kapsamlı bir değişikliğe giderek, orman niteliğini kaybetmiş arazilerin belirlenmesi için çalışma başlattı. Böylece adına ‘2B’ denen tapuda orman arazisi olarak gözüken ama çoğu zaman ya insanların ekip biçtiği ya da zaten üzerinde yapılar olan tartışmalı arazi biçimleri ortaya çıktı.
Vatandaşla devlet arasında 1945’ten beri çok sayıda hukuki anlaşmazlığa neden olan, 2B ile belirsiz bir statü yaratılan ormanlar, siyasetçiler için de üzerinde siyaset yapılan yeni bir alana dönüştü.
80’li yıllarda Turgut Özal ve ANAP bir yasa çıkararak Anayasa koruması altındaki ormanların, Kültür Turizm Bakanlığı aracılığıyla turistik amaçlarla yatırımcılara 49 yıllığına kiralanmasının önünü açtı. Orman alanları satılamıyordu ama kiralanıyordu. Yatırımcılar buralarda oteller inşa etmeye başladı. Antalya Belek, Kundu gibi yerlerdeki ve Ege’nin pek çok yerindeki oteller böyle yapıldı.
Örneğin bu haberde adı geçen Mandarin Otel’in hemen iki koy yakınında, Kültür Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un şirketi tarafından, bakanın görev süresi sırasında Kültür Turizm Bakanlığı’ndan kiralanmış bir arazide de otel var. Hatta bu otele ilave orman arazisi tahsis edildi, orada dev bir inşaat daha başladı.
Tabii bu çeşit orman alanı tahsislerinin ve kiralamalarının ciddi tartışması da oldu, eleştirenler yapılanı ‘Orman talanı’ olarak yorumladı.
1956’da çıkarılan Orman Kanunu Türkiye’nin üzerinde en çok değişiklik yapılan kanunlarından biri. Bir hesaba göre sadece Ak Parti döneminde bu kanunun 115 maddesi değiştirildi, Ak Parti döneminde yasada 28 kez değişiklik yapıldı. Bütün bu değişikliklerin amacı, orman arazilerinin tapuda ‘orman’ olmaktan çıkarılmasını kolaylaştırmaktı.
Ak Parti sonunda çareyi bu yasaya 2018 yılının Nisan ayında, henüz Türkiye Başkanlık sistemine geçeceği seçimi bile yapmazdan önce bir ‘Ek 16. madde’ eklemekte buldu.
Maddenin en önemli cümlesi ilk cümle: ‘Orman ve Su İşleri Bakanlığınca, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte üzerinde yerleşim yeri bulunan ya da yerleşim yeri oluşturulması uygun olan taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı taşımayan alanlardan, sınırları Cumhurbaşkanınca belirlenen alanlar, Cumhurbaşkanınca belirlenecek usul ve esaslara göre Orman Genel Müdürlüğünce orman sınırları dışına çıkartılarak tapuda Hazine adına tescil edilir.’
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu maddeyi Cumhurbaşkanı seçildikten sonra defalarca kullandı, çok sayıda alanı orman olmaktan çıkartan kararlara imza attı.
Türkiye’de onbinlerce vatandaşın orman arazileri konusunda devletle anlaşmazlık yaşadığı bilinen bir şey.
Mandarin Sitesi’nin inşaat sırasında müteahhit Vedat Aşçı’nın teknik ekibinin bir hata yapıp bir binayı yanlışlıkla orman alanına inşat etmiş olması bu onbinlerce anlaşmazlıktan biri olabilirdi.
Bu konularda tecrübesi olanlar biliyor: Aydın Ayaydın’ın satın aldığı dairenin 34 metrekarelik bir bölümünün orman alanına taşması, kat maliki olarak Ayaydın ile ona burayı satan müteahhit arasında bir hukuki anlaşmazlık aslında. Mesele Orman Genel Müdürlüğüne aksedecek olsa, genel müdürlük, arazisine yapılan tecavüzden ötürü bu binanın ilgili bölümleri hakkında yıkım kararı aldırtabilirdi.
Ama bu vakada öyle olmadı. Orman idaresinin yüzde 100 haklı olduğu dosya, bir biçimde Cumhurbaşkanı’nın dikkatine kadar gitti ve Cumhurbaşkanı da iki yakın tanıdığı isim olan Aydın Ayaydın ile Vedat Aşçı arasındaki sorunu orman ve devletin fedakarlığı ile çözme yoluna gitti. İçinde Ayaydın’ın oturduğu binanın tecavüz ettiği orman parselini oluşturan 117 metrekareyi olduğu gibi orman alanı olmaktan çıkardı, arazi Hazine arazisine dönüştü. Ayaydın binasının yıkılmasını engellemek için Hazine’den bu araziyi kiralayabilir veya satın alabilir artık. Arazi orman arazisi olarak kalsaydı bunu yapamazdı.
10Haber’in konuyla ilgili kendisini aradığı Ayaydın, kadastro hatası nedeniyle ortaya çıkan durumdan kendisinin mağdur olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Af çıkınca bir bakalım site olarak bir sıkıntı var mı dedik. Harita mühendisini getirdik, ölçtü. Bizim tuvalet ve müştemilatın orman sınırı içindeki arazide olduğunu gördük. Kendim hemen başvurumu yaptım. Bir hata böylelikle düzeltilmiş oldu. Şimdi bedelini ödeyip imar izni olmayan ve üzerinde ağaç bulunmayan parseli satın alacağız. Bu karar çıkmasaydı bile Yapı Kayıt Belgem olduğu için tuvaleti ve müştemilatı kullanmaya devam edecektim, yalnız tapu alamayacaktım. Şimdi oranın tapusunu alacağım. Bu bize özel bir karar kesinlikle değil.”
Ayaydın kararın kendisine özel olmadığını öne sürüyor ama ocak ayında ilan edilen bu karar sonrası başka gelişmeler de yaşandı. Bu gelişmelerden biri de, Aydın Ayaydın’ın kızı Derya Ayaydın’ın Ak Parti’den İstanbul 2. Bölgeden milletvekili adayı gösterilmesi. Derya Ayaydın burada 10. sıradan, yani seçilebilir bir sıradan aday.
“Kızınız Derya Ayaydın’ın AK Parti İstanbul 2. Bölge 10. sıradan milletvekili adaylığının, ablanızın kızı Erişah Arıcan’ın Borsa İstanbul’da yönetim kurulu başkanı ve Türkiye Varlık Fonu’nda yönetim kurulu üyesi olmasının bu kararda etkisi olmuş mudur?” şeklindeki sorumuza ise şu yanıtı verdi:
“İlgisi olduğunu zannetmiyorum. Arazinin orman sınırı dışına çıkartılması ancak Cumhurbaşkanı kararıyla olabilirdi. Yapılan da budur. Hangimiz ev alırken harita mühendisi çağırıp kontrol ettirir? Biz de bu ölçümü yaptırmamıştık ve az daha mağdur oluyorduk.’’
Mandarin Evleri daha inşa edilirken Türk sosyetesinin gözde bir sitesi olarak yapıldı. Burada villalar da var, üç katlı apartman dairesi gibi birimler de. Evlerin metrekaresi, inşaat yapıldığı dönemde 4 bin Euro üzerinden satılmaya başlandı, giderek bu fiyat arttı, 15 bin Euroya kadar vardı.
Sitede ev sahibi olmak da kolay değil, ev sahibi olduktan sonra bu sitenin yıllıkı masraflarını ödemek de kolay değil. Kendine ait özel plajı olan, ev sahiplerinin plaja inmesi veya plajdan eve dönmesi için özel golf arabalarının çalıştığı, çok sıkı bir güvenliğe sahip olan sitede yönetim giderleri de yılda 10 bin Euroyu aşıyor.
Site, sezonluk ev kiralamak isteyen yabancı zenginlerin de gözdesi. Burada evi olan çok sayıda ünlü isim var. Geçen yıl komedyen Cem Yılmaz’ın evini sezonluk olarak 300 bin Euroya Azerbaycanlı bir zengine kiraya verdiğine dair haberler çıkmıştı.
Rusya ve Azerbaycan’dan gelen zengin isimlerin sitede ev sahibi olmaya çalıştıkları da biliniyor.