Soma, Çorlu, Amasra… Faciaların yaşandığı illerde sonuç: Büyük bir değişim yaşanmadı
Seçimde Tayyip Erdoğan'ın kıl payıyla yüzde 50'nin altında kalması, Kemal Kılıçdaroğlu'nun ise 2,5 milyon oy fark yemesi, gazeteci Mehmet Yılmaz'ın belirsiz bir süre için yazılarına ara vermesinin başlıca sebebi oldu. T24 yazarı Yılmaz, toplumu neden doğru okuyamadığını anlatıyor.
T24 yazarı Mehmet Yılmaz, dün yayınlanan ‘Adam kazandı’ başlıklı yazısında, birçok anket firmasıyla beraber kendinin de seçim tahminlerinde yanıldığını söyledi ve yazılarına ara verdi.
Yılmaz’ın yazısı aynen şöyle:
Biliyorum şimdi bazı okuyucular ikinci tur bitmeden “yenilgiyi kabul etmenin” doğru olmadığını söyleyecekler ancak gerçekçi olmak gerek: Kemal Kılıçdaroğlu‘nun ikinci turda, aradaki 2,5 milyon oy farkını kapatıp, üzerine çıkabilmesi ve bu seçimi kazanabilmesi artık mümkün değil.
Erdoğan ve partisi, bir önceki seçime göre ciddi oranda oy kaybetmiş olsalar da seçimin galibi.
Araştırma şirketlerinin hemen hepsi yanıldı.
Ben de yanıldım.
Kimin neden yanıldığının benim açımdan çok önemi yok.
Ben neden yanıldığımı öğrendim sayılır.
İçinde yaşadığım, bir parçası olduğumu sandığım toplumu doğru okuyamamışım.
Türkiye’nin kültür ve etnik / dini kimlikler üzerinden üç parçaya bölünmüş olmasının önemli bir faktör olduğunu elbette biliyordum ancak son beş yılda Türkiye’nin yaşadığı “kötü yönetim sorununun” seçim sonuçları üzerinde daha çok etkisi olabileceğini düşünmüştüm.
Kötü yönetimin sonuçlarını beş yıl boyunca her gün yaşadık.
Hepimiz beş yıl öncesine göre daha fakiriz.
Beş yıl öncesine göre geleceğe daha çok kuşkuyla bakar hale geldik.
Gelir dağılımındaki bozulma, orta sınıfı neredeyse yok olma noktasına getirdi.
Aç yatan, okula aç gitmek zorunda kalan çocukların sayısı utançla başımızı önümüze eğmemizi gerektirecek düzeyde.
Deprem, orman yangınları, sel felaketlerinde idarenin ihmal ve liyakatsizliklerinden kaynaklanan can ve mal kayıpları.
Bunların önemli olduğunu zannediyordum ancak halkımızın çoğunluğu için bunların o kadar da önemli olmadığını öğrenmiş oldum.
Muhalefetin aday belirlemekte gecikmesi, kişisel hırsların aklın önüne geçmesi, muhalefet cephesinin homojen bir bütünlük gösterememesi, kötü kampanya yönetimi gibi faktörler de bunun üzerine eklenince, Erdoğan’ın bir seçim daha kazanmasının yolu açılmış oldu.
Bundan sonraki beş yılda Türkiye’yi iyi şeylerin beklemediğini söyleyebilirim.
Bugünden itibaren ne kadar süreceğini şu anda bilmediğim bir süre için şimdilik günlük yazılarıma ara veriyorum.