Erkan’dan ilk açıklama: Enflasyonla mücadele için kolları sıvadık
10 yıllık devlet tahvilleri seçimden sonraki iki günde yüzde 26’dan fazla değer kazandı, faizi yüzde 10’un altına indi. 2043 vadeli dolar cinsi Eurobond fiyatı önceki gün yüzde 4’e yakın düştü, faizi ise yüzde 10’a dayandı. Nedir bu tuhaf olayın sırrı?
Bu hafta ekonomide yaşanan en ilginç gelişmelerden biri, devlet tahvillerinin faizinde yaşanan akıl almaz düşüştü. 10 yıllık devlet tahvilleri seçimden sonraki iki günde yüzde 26’dan fazla değer kazandı, faizi yüzde 10’un altına indi. Aşağıdaki grafik bu düşüşü gösteriyor.
10 yıllık devlet tahvilinin faizi
4 aralık 2024 bonosunun faizi de seçim sonrasında sert geriledi.
4 Aralık 2024 bonosunun faizi
Şu anda (resmi) enflasyon yüzde 40’ın üzerinde. Ciddi kuruluşlar yıl sonunda yüzde 50 civarında olmasını bekliyor. Yüzde 50 enflasyon beklenen ülkede yüzde 10’un altında faize razı olmak, ciddi oranda zarar etmeyi göze almak demek.
İşin daha ilginci, TL cinsi tahviller değer kazanırken Türkiye Cumhuriyeti’nin yabancı para cinsinden devlet tahvillerinin, yani eurobond’ların değer kaybetmesi!
2043 vadeli dolar cinsi eurobond fiyatı önceki gün yüzde 4’e yakın düştü, faizi ise yüzde 10’a dayandı (Tahvillerde fiyatla faiz ters hareket ediyor, fiyat düşünce faizi yükseliyor.) Dikkatinizi çekerim: İkisi de aynı devletin, Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi’nin borçlanma senetleri. Biri TL cinsinden, diğeri dolar cinsinden. Seçimden sonra dolar cinsinden olanın faizi yükseliyor, TL cinsinden olanın düşüyor. Oysa eğer ülke riski arttıysa ikisinin de düşmesi veya işler düzeliyorsa ikisinin de yükselmesi gerekmez mi? Bu ne yaman çelişki böyle!
Eurobond’ların fiyatının neden düştüğünü anlamak zor değil, çünkü Türkiye’nin risk primi seçimden sonra bir anda sıçradı. Seçim öncesinde anketlerin etkisiyle 500 seviyesinin altına gerileyen Türkiye’nin 5 yıllık CDS’i seçimden sonra bir anda zıplayarak 600’ün üzerine çıktı. Daha sonra yükselişini sürdürerek 700’e geldi. Bu seviye Türkiye’nin finansal açıdan dünyanın en riskli ülkelerinden biri olduğunu gösteriyor.
Geri ödemesinde riski olduğunu düşündüğünüz bir kişiye borç verir misiniz? Devletlerde de durum aynı. Türkiye’nin risk primi artınca bazı yatırımcılar “Ne olur ne olmaz” düşüncesiyle ve bu arada bu kadar riskli ülkenin tahvilinin değer kaybedeceği beklentisiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin eurobond’larını elden çıkardı. Bunun sonucunda eurobond faizi yükseldi. Bunda şaşıracak bir şey yok.
Şaşılacak şey, seçimden sonra eurobond’lar değer kaybederken (ve bu nedenle faizi artarken) TL cinsi tahvillerin rekor bir oranda değer kazanması, faizinin düşmesi. Nedir bu tuhaf olayın sırrı?
Bunun nedeni, Cumhur İttifakı’nın Meclis’te çoğunluğu sağlaması ve Erdoğan’ın da ilk turdan yüzde 50’ye çok yakın bir oy oranıyla çıkması sonrasında piyasanın ekonomi politikalarında hiçbir değişiklik olmayacağını düşünmeye başlaması.
İktidar iç borçlanma maliyetini düşürebilmek için bir süredir bankalar zorla düşük faizli devlet tahvili satıyor. Hele bir almasınlar!… Erdoğan’ın yeniden kazanması bu politikanın aynen devamı demek. Yani bankalara zorla tahvil satılmaya, faizi düşük tutulmaya devam edilecek.
Bunu görenler tahvil almaya koştu. Bu da tahvil ve bono faizinde şok düşüşe neden oldu.
Her şey gibi tahvil fiyatı da gerçeği yansıtmıyor.