İsveç’ten kriz çıkaracak karar: Yüksek Mahkeme, FETÖ’den aranan iki kişinin Türkiye’ye iadesini durdurdu
Türkiye’den Schengen vizesi için yapılan başvurulardaki randevu süresi ve ret oranı krizi sürüyor. Krizin tarafı olan AB diplomatları resmi açıklamalarda krizi yoğunlukla açıklıyor. Farklı kaynakların aktardığı gayri resmi gerekçe ise Türkiye’nin ‘denetimsiz vatandaşlık’ vermesi.
Türkiye’den Schengen vizesi için yapılan başvurularda ret oranın artması ve randevu sürelerinin ayları bulması gündemden düşmüyor. Avrupa Birliği(AB) ve bağlı ülkelerin yetkilileri resmi açıklamalarında vize krizini “başvuru yoğunluğuyla” açıklamaya devam ediyor. Fakat kamuoyuna yansıyan örnekler durumun yoğunlukla açıklanamayacak düzeyde olduğunu gösteriyor.
AB diplomatları isim vermeden yaptıkları açıklamalarda ise ret oranının artma sebebini “Türkiye’nin denetimsiz vatandaşlık vermesi” olarak açıklıyor.
Türkiye’de hükümetin, gayrimenkul alan veya çeşitli yatırımlar yapan yabancılara Türk vatandaşlığı vermesi tartışma konusu oluyor. Muhalefet, özellikle Ortadoğu’daki radikal İslamcılara ve bazı ülkelerden gelen suçlulara vatandaşlık verildiğini iddia ediyor. Suriye, Afganistan, Pakistan gibi ülkelerden Türkiye’ye sığınan milyonlarca göçmenin arasına bu suçluların karıştığı belirtilirken, bunlara denetimsiz şekilde Türk vatandaşlığı verildiği de siyaset gündeminde yer almıştı.
Gazeteci Fatih Altaylı, AB ülkelerinden üst düzey bir diplomatın, ‘yabancılara Türk vatandaşlığı verildiği ve bunların ciddi şekilde incelenmediği için düşük oranda vize verdiklerini’ söylediğini yazdı. Diplomata göre yabancılara Türk vatandaşlığı verilirken prosedürler ciddi işlenmiyor.
Altaylı, kişisel YouTube kanalında AB ülkelerinden bir üst düzey diplomatın sözlerini özetle şöyle aktardı:
“Vize başvurularına eksiye oranla daha düşük oranda onay veriyoruz. Ancak bunun Türklerle ilgili bir durum olmadığını bilmenizi isterim. Daha az vize veriyoruz çünkü Türkiye ciddi miktarda göçmen var. Bu göçmenlerin sayısını bilmediğimiz bir bölümüne Türk vatandaşlığı da verilmiş. Türkiye’nin vatandaşlık verme prosedürlerinin ince eleyip sık dokumadığını biliniyor. Bu yüzden de başvurularda eskisine oranla çok daha sıkı bir güvenlik soruşturması yapmak zorunda kalıyor vize bürolarımız. Bunun bize getirdiği yük oldukça fazla. Bu yüzden de en küçük bir soru işarete oluştuğu anda vize reddi çok daha kolay bir seçenek haline geldi. Öte yandan da Türkiye’de pek çok uluslararası suçlunun yerleşik hale geldiği de bir sır değil. Buna bir de Türkiye’deki politik ortamdan dolayı Avrupa’ya kalıcı olarak gitme arzusu artan Türk vatandaşlarının da bizim için yaratması muhtemel sorunları da eklerseniz niye eskisine oranla daha zor vize verildiğini de anlarsınız. Vize sorunu yaşayan Türk vatandaşları bunun nedenini bize değil, Türk hükümetine sormalı.”
Öte yandan AB Komisyonu sözcülerinden Hipper, bu süreçte alışılmış açıklamalardan birine daha imza attı.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu sözcülerinden Anita Hipper, Türkiye’den Schengen vizesi için yapılan başvurulara ret oranındaki artışın, Türkiye’ye özgü bir durum olmadığını söyledi.
Hipper, günlük basın toplantısında AA muhabirinin Türkiye’den Schengen vizesi için yapılan başvurulara ret oranında artışın nedenleriyle ilgili sorusunu yanıtladı.
Anita Hipper, “Açıkça söylemeliyim ki; bu anlamda Türkiye ile ilgili özel bir durum söz konusu değil” dedi.
Hipper diğer yandan COVID-19 salgını nedeniyle vize değerlendirme süreçlerinde gecikmelerin yaşandığını belirterek “Talep şimdilerde yeniden artıyor. Bu, bazen vize prosedürlerini de etkileyebilir. Ancak yeniden belirtmek isterim; bu, Türkiye’ye özgü bir durum değil” diye konuştu.
Türkiye’den Schengen vizesi başvurularında en düşük ret oranına sahip İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Giorgio Marrapodi, vize konusunu önemsediklerini ve bunu çok hassas ve dostane şekilde ele aldıklarını belirtti.
İşleme aldıkları taleplerin sayısını artırdıklarını ifade eden Büyükelçi, “2023’ün ilk 5 ayıyla ilgili elimizdeki son rakamlara bakalım. Ocak-Mayıs 2023’ü Ocak-Mayıs 2022 ile karşılaştırırsa taleplerin işlenmesinde yüzde 100’ün üzerinde bir artış görüyoruz. Türkiye genelinde yüzde 110 civarındayız. Ankara’da yüzde 90, İstanbul’da yüzde 90 ile 100 arasında artışımız oldu. İzmir’de yüzde 100’den biraz fazla yani aldığımız talep sayısı, geçen yıla göre iki kattan fazla.” şeklinde konuştu.
Büyükelçi Marrapodi, personel sayısının aynı olduğunu ancak yenilikçi prosedürler uygulayarak verimliliği artırmaya çalıştıklarını söyledi.
Taleplerin yüzde 100’den fazla artmasına rağmen ret oranlarının düşük olduğuna dikkati çeken Marrapodi, “İlk 5 ayda aldığımız talepler, geçen yıla göre yaklaşık yüzde 110 daha fazla. Buna rağmen çok az sayıda ret oranına sahibiz. Aşağı yukarı yüzde 7-8 civarında.” ifadelerini kullandı.