İsrail ‘uzun savaş’ dese de dünyada ‘dur’ sesleri yükseliyor, Biden İsrail’e gidiyor
Avi Avital yeniden İstanbul'da. İsrailli ünlü mandolin sanatçısı 51. İstanbul Müzik Festivali kapsamında yarın akşam Brooklyn Rider topluluğu ile birlikte Rahmi M. Koç Müzesi'nde konser verecek. Performans öncesi ödüllü müzisyenle teknolojinin tüm imkânlarını seferber ederek konuşma fırsatı bulduk.
Avi Avital, yarın akşam çok sevdiği ve çok sevildiği İstanbul’da konser verecek. 51. İstanbul Müzik Festivali kapsamında Brooklyn Rider topluluğu ile sahne alacak olan mandolin üstadı Avi Avital ile İstanbul konseri öncesi konuştuk. Almanya’dan kötü internet bağlantısına pes etmeyerek her ikimize de pandemi günlerini hatırlatan Zoom görüşmesi ardından da Whatsapp bağlantısıyla nihayet kendisiyle iletişim kurabilmeyi başarabildik. Türkiye ve Türk müziğine olan ilgisini önceki sohbetlerimizden bildiğim için paylaşacağı düşünceleri benim için merak konusuydu. Akdenizlilik, Türkiye-İsrail müziği arasındaki yakınlık ve yeni çalışmaları üzerine konuştuğumuz İsrailli mandolin sanatçısı konser için oldukça heyecanlı olduğunu ifade etmekten çekinmiyor.
Avi Avital, otoriteler tarafından günümüzün en önemli mandolin sanatçılarından biri olarak kabul ediliyor. Hatta daha açık konuşacak olursak günümüzde manndolin denince akla gelen ilk ismin İsrailli müzisyen Avital olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Daha önce İstanbul’da birkaç kez konser veren Avi Avita, Bodrum Müzik Festivali’nde de sahne almıştı. Türkiye’ye ve Türk kültürüne bir hayli aşina olan barok dönem üstadı, tüm repertuvarını bir yana bırakarak ‘Naciye’ türküsünü mandoliniyle seslendirmişti.
Avi Avital, aslında Türk müziğine dair bildiklerinin ‘Naciye’ türküsü ile sınırlı olmadığını vurguluyor. İstanbul’a toplamda sekiz kez geldiğini belirten Avi Avital, Türkiye’ye duyduğu yakınlık ve Akdenizlilik üzerine de açıklamalarda bulundu. Akdeniz, Balkanlar ve Türkiye’ kültürüne sahip olduğu zenginlik nedeniyle büyük ilgi duyduğunu belirten Avital, müzikal olarak da bu coğrafyaların kendisini çok etkilediğini vurguladı. Klasik müzik alanında başta Echo Klassik olmak üzere çok sayıda ödülün sahibi olan Avital, Türk müziğine hiçbir zaman kayıtsız kalamadığını belirtti. İşin güzel yanı Türk müzikseverler de Avi Avital’e kayıtsız kalmamış durumda. Sohbetimiz esnasında Spotify müzisyen profilini girip bilgilerini kontrol eden Avital bizimle şu bilgiyi paylaştı: “Spotify’a göre Türkiye en çok dinlendiğim ilk üç ülkeden biri. Hatta ‘Avital Meets Avital’ albümüm şaşırtıcı bir biçimde en çok Türkiye’de dinlenmiş durumda” dedi.
Bugüne kadar aldığı yanı sıra Avi Avital, kendisi açısından uzun bir süredir “yapılacaklar listesinde” olduğunu söyledi festival sahnesinde yer alma hayalini de gerçekleştirmek üzere. İstanbul Müzik Festivali’nin uzun süredir takip ettiğini belirten İsrailli mandolin sanatçısı, nihayet festivalde sahne alacak olmaktan da büyük mutluluk duyduğunu belirtti. Festivalde sahneye paylaşacağı Brooklyn Rider ile işbirliği yapmaktan da mutluluk duyduğunu belirten Avital, Rahmi M. Koç Müzesi ambiyansında sahne alacak olmanın nasıl bir his olduğunu merak ediyor. Kendisine kentin en özel günbatımı manzaralarından birine karşı çalacağı müjdesini de bu vesileyle verdik.
Hayatı turnelerle geçen Avi Avital, günlerini Tel Aviv’de geçirdiği dönemde gitmeyi tercih ettiği bir mekâna dair ilginç bir anısını paylaşıyor. Avital, gittiği bu mekânda her pazartesi aşkamı Türk gecesi düzenlediğini ve o akşam sadece Türkçe şarkıların çalındığını anlattı. Üstelik gecenin yıldızı da genellikle İbrahim Tatlıses oluyormuş. Tatlıses’in İsrail’de büyük bir hayran kitlesine sahip olduğu bilinen bir gerçek. İbrahim Tatlıses’in ülkede konserler vermesinin yanı sıra yerel pek çok topluluk da Tatlıses’in şarkılarını seslendiriyor.
Kökleri Fas’a dayanan Avi Avital’in ailesi, İsrail’in kurulması sonrası dünyanın dört bir yanından olduğu gibi bu topraklara göç etmiş. Müzikal kültüründe Mağrib etksinin yanı sıra Akdenizlilik de oldukça baskın. Öyle ki her şeyiyle bir Akdeniz enstrümanı olan mandolin ile tanışması ve ilk görüşte aşk yaşaması da bununla doğrudan bağlantılı. Babasının kendisine hediye ettiği mandolinle müzikal yolculuğuna başlayan Avi Avital, Akdeniz kültürünün önemli duraklarından olan İtalyan müziği ve barok ezgilerle de zaman içerisinde tanışmış. Barok müziğe olan bağını büyük bir tutku olarak tanımlayan Avital, klasik müziğin bu özel dönemini kendi müzikal yolculuğunda bir kırılma noktası olarak da konumluyor.
Albümlerinde sık sık Vivaldi eserlerine yer veren Avi Avital’e İtalyan barok dönem bestecisine karşı beslediği duyguları sorduğumuzda ise duygusal bir yanıt aldık. Avital için Vivaldi’nin yeri çok başka. Mandolin için konçertolar bestelemiş olmasından ötürü Venedikli müzisyenle büyük bir bağı olduğunu vurgulayan Avital, Vivaldi’nin müziğini ise şöyle tanımlıyor. “Vivaldi’nin bestelerinde gereksiz hiçbir nota yoktur” Barok dönemi ve özelde de Vivaldi’yi çok seven biri olarak Avi Avital’e hak vermek dışında bir seçeneğim yoktu.
Bir plak koleksiyoneri olarak albümleri Deutsche Grammophon etiketiyle çıkan Avi Avital’e yeni bir çalışması ve plak hazırlığı olup olmadığını sordum. Görüşmemiz öncesi stüdyoda kayıt yaptığını belirten Avital, yine Vivaldi’den bir seçkiyle karşımıza çıkacağı müjdesini verdi. Plak konusuna gelince; bu konunun zor bir mesele olduğunu belirten İsrailli müzisyen son olarak belki ileride bizim gibi koleksiyonerleri mutlu edecek bir sürprize imza atabileceğini belirtti.