Sırbistan’ı Bogdanovic taşıdı, ABD İtalya’ya karşı dirildi
Önde gelen düşünce kuruluşlarından biri olan Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (Sipri), askeri açıdan güçlü ülkelerin cephanelerindeki operasyonel nükleer silahların sayısının yeniden arttığını bildiriyor. İşte en çok nükleer başlığa sahip ülkeler...
Bir yanda Rusya-Ukrayna savaşı diğer yanda Sudan’daki çatışmalar, Yemen’de Husiler ile hükümet arasında yıllardır devam eden savaş… Uluslararası ilişkilerin kötüleştiği ve nükleer tehditlerin arttığı bu dönemde dünya genelinde tahmini 12 bin 512 savaş başlığı olduğu ve bunların da 9 bin 576’sının kullanıma hazır askeri stoklarda bulunduğu söyleniyor. Nükleer silahlardaki bu artış, Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından yaşanan kademeli düşüş dönemini de sona erdiriyor.
Rusya ve ABD, dünyadaki tüm nükleer silahların neredeyse yüzde 90’ına sahip. Kullanılabilir nükleer silahlara ek olarak, her iki güçte de emekliye ayırdıkları ve kademeli olarak söktükleri binden fazla savaş başlığı bulunuyor. Emekliye ayrılan ve sökülmeyi bekleyenler de dahil olmak üzere dünyadaki toplam 12 bin 512 savaş başlığından 3 bin 844’ünün füze ve uçaklara konuşlandırıldığı tahmin ediliyor.
Bunların yaklaşık 2 bin tanesi yüksek operasyonel alarm halinde. Yani ya füzelere yakılı ya da nükleer bombardıman uçaklarına ev sahipliği yapan hava üslerinde tutuluyor. Sipri yeni nükleer savaş başlıklarının 60’ının Çin’in elinde olduğunu öne sürüyor. Onu Rusya 12, Pakistan beş, Kuzey Kore beş ve Hindistan dört yeni başlıkla takip ediyor. Savaşa uygun savaş başlıklarındaki bu artış, 2021 yılında Birleşmiş Milletler’in beş daimi güvenlik konseyi üyesi ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’nın ‘nükleer savaşın kazananı olmayacağı ve asla denenmemesi gerektiği’ yönündeki açıklamalarına rağmen gerçekleşti.
Dünyanın üçüncü büyük nükleer gücü olan Çin’in Ocak 2022’de 350 olan savaş başlığı sayısını Ocak 2023’te 410’a çıkardığına inanılıyor. Bu cephaneliğin büyümeye devam etmesi bekleniyor. Yine de Çin’in cephaneliğinin ABD ve Rusya’nınkileri geçemeyeceği öngörülüyor. Kuruluşun raporunda Çin’in nükleer cephaneliğinin boyutunu hiçbir zaman açıklamadığı ve değerlendirmelerin çoğunun ABD Savunma Bakanlığı verilerine dayandığı belirtiliyor.
Fransa 290 ve İngiltere de 225 nükleer başlıkla dünyanın diğer en büyük nükleer güçlerini oluşturuyor. İngiltere’nin operasyonel cephaneliğinin iki yıl önce 225’ten 260 savaş başlığına çıkardığını duyurmasının ardından bunun daha da artması bekleniyor. İngiltere’nin sahip olduğu bu 225 savaş başlığından 120’sinin Trident II D5 denizaltıdan fırlatılan balistik füzeler (SLBM) tarafından operasyonel olarak kullanılabileceği ve yaklaşık 40’ının devriye gezen nükleer enerjili balistik füze denizaltısında (SSBN) taşınabileceği söyleniyor.
Bununla birlikte Birleşik Krallık hükümeti, artan küresel gerilimler nedeniyle nükleer silah miktarını, konuşlandırılmış savaş başlıklarını veya konuşlandırılmış füzelerini artık kamuoyuna açıklamayacağını söyledi. İngiltere’nin bu yeni politikası, nükleer silahların geleceği konusunda işbirliğinin bozulduğunu gösteren işaretlerden yalnızca biri.
Kuruluş, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana Rusya, ABD ve İngiltere de dahil olmak üzere bir dizi ülkenin bu konuda şeffaflığı azalttığı için resmin tamamını değerlendirmenin zor olduğunu belirtiyor. ABD, Ukrayna işgalinin ardından Rusya ile ikili stratejik istikrar diyaloğunu askıya alırken, Kremlin de nükleer güçlerini sınırlayan son nükleer silah kontrol anlaşmasına katılımını askıya aldığını duyurdu.