Restorandan kulübeye: Depremzede bir döner ustasının hayata tutunma hikayesi
Mühendislik öğrencisi Ali Korkmaz, 6 Şubat’ta Hatay’da enkaz altında kaldı, 53 saatlik mücadeleyle kurtarıldı. Korkmaz, kendisini kurtaran kahramanlara enkaz altında ‘ziyaretinize geleceğim’ diye söz vermişti, tuttu. Buluşmada kurtarma hikayesi film gibi anlatıldı, duygusal anlar yaşandı.
Türkiye’de 50 binden fazla kişinin yaşamını yitirmesine neden olan felakete Hatay’daki Odabaşı Mahallesi’ndeki sitede yakalanan 20 yaşındaki Ali Korkmaz, enkaz altında kaldı. Depremde annesini, babasını ve kardeşini kaybeden Ali Korkmaz, kız kardeşiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB) İtfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı. Korkmaz, kendisine aynı gün ulaşarak, 53 saat sonra enkaz altından kurtaran İBB’de görevli itfaiyeciler ve Ulusal Medikal Kurtarma (UMKE) ekibiyle aylar sonra Avcılar İtfaiyesi Grup Amirliği’nde bir araya geldi. Buluşma sırasında duygusal anlar yaşandı.
Yıkılacağını hissetti, ayıldığında vücudu sıkışmıştı
Depreme yatakta yakalanan Ali Korkmaz, ev sallanmaya başlayınca yıkılacağını hissetti. Aklından koşmayı geçirdi ama yatakta çöküp beklemeye karar verdi ve bina enkaza döndüğünde baygın şekilde altında kaldı.
Gözünü açtığında vücudunun sıkıştığını fark etti, beklemeye başladı. O bekleyiş tam 53 saat sürdü. Depremin olduğu gün İstanbul İtfaiyesi ve UMKE ekipleri Odabaşı Mahallesi’ndeki site enkazına geldi. Korkmaz, o anları şöyle anlattı:
“Deprem günü yetiştiler, gece geldiler. Abdulkadir abi ile konuştuk. Sağolsun o moral verdi bana. Sonra malzemelerinin olmadığını söylediler, imkanlar çok kısıtlıydı. Ondan sonra sabah malzemeleriyle çalışmaya başladılar. O gün öğle saatlerinde bana ulaşmışlardı. İlk Abdulkadir abinin elini tuttum. O zaman yaşayacağımı hissettim. Bırakmak istemedim, yolda gelirken ağladım zaten. O andan bu ana gelebilmek değişik bir duygu zaten”
‘Ali bize çok yardımcı oldu, yeri geldiğinde kırıcıyı verdik’
Avcılar’da görevli itfaiyeci Abdulkadir Işık, aralarında duygusal bir bağ oluştuğunu, Ali’nin anneannesi ile anne çocuk gibi olduklarını söyledi. Enkazda çalışırken Ali’nin büyükannesinin dualarıyla kendilerine çok yardım ettiğini anlatan Işık, “Enkazın altında çalışırken biz çok bitkin düştük ama dışarı çıktığımızda nenenin duaları ile biz o yorgunluğu unuttuk. Koşullar çok zordu. Ama Ali bize çok yardımcı oldu. Yeri geldiğinde eline kırıcıyı verdik kırmaya çalıştı. Bizimle muhatap olması, bize cevap vermesi ayrı bir güçtü. Enkazdan çıkınca ziyarete geleceği yönünde söz vermişti. Sözünü tuttu” diye konuştu.
İSKİ kurtarma ekibinden hemşire ve UMKE görevlisi Hülya Dabakoğlu ise, Hatay’a Odabaşı Mahallesi’ne gittiğinde karşılaştığı manzara için “Çok çok dehşet vericiydi” dedi. Ulaştıklarında dinmeyen bir yağmur, gök gürültüsü ve zifiri karanlıktan başka hiç bir şey yoktu. Tepe lambalarının yarattığı küçük aydınlık, Ali’nin büyükannesiyle kahramanları buluşturdu.
Ali’nin anneannesi “Kızım ne olur biraz ileride enkazımız var. Torunum orada. Enkazdan sesler alıyoruz bize yardımcı olur musunuz ?’ dedi.
Dabakoğlu ise Abdulkadir Işık’a durumu anlatt, ekip toplandı, enkaza doğru yürüdü. Vardıklarında enkaza hızlı bir şekilde müdahaleye başladılar. Dabakoğlu sonrasını kendi gözünden şöyle anlattı:
“Birkaç bölgeden ses aldık. Ali’nin sesini aldık. Sabaha kadar çalışmalarımız bu şekilde sürdü. Ali’ye ilk ulaştığımızda Abdülkadir elini tuttu. Daha sonra sağlık açısından da değerlendirme yapmamız gerekiyordu. Çünkü Ali’nin ayağında bir kütle vardı. İlk değerlendirmesini yaptığımızda Ali’nin genel durumunun iyi olduğunu gördük. Elini tuttum. ‘Ali seni bırakmayacağız buradan çıkıncaya kadar. Senden sadece güçlü olmanı istiyoruz’ dedim. Ali bize güvendi biz de Ali’ye inandık. inandı. Şükürler olsun Ali’yi oradan sapasağlam çıkardık. Ali’nin durumu iyiydi. Şükürler olsun ampute edilmeden sapasağlam burada. Bizim için çok güzel bir duygu. Ali’yi ilk gördüğümüzde o an aklıma geldi. ‘Ali buradayız bırakmayacağız seni’ dediğimizde Ali inanmıştı bize. Biz de Ali’ye inandık ve bugün buradayız.”