Kremlin: Türkiye Batı’nın küstahça baskısına rağmen bağımsız hareket ediyor
CHP Lideri "Rusya’nın Wagner’i, Türkiye’nin SADAT’ıdır” dedi, SADAT Başkanı’ndan ise ‘paranoyaklık’ yanıtı geldi. Peki ortada bir ‘paranoya’ mı var yoksa korkutucu bir benzerlik mi? 10Haber SADAT ile Wagner arasındaki benzerlik ve farklılıkları masaya yatırdı.
Rusya’daki askeri kalkışma tüm dünyada ‘paralı ordu’ kavramını sorgulatırken, Türkiye’de de Mayıs seçimlerinden önce muhalefetin başlattığı bir tartışmayı diriltti.
CHP’den iktidara yakınlığıyla bilinen askeri şirket SADAT’a dair Wagner benzetmesi yapıldı, SADAT’tan ise bu benzetmeyi küçümseyen bir açıklama geldi. 10Haber olarak biz de sizin için daha bilimsel bir çerçeve açıp iki şirket arasındaki farkları ve benzerlikleri masaya yatırıyoruz. Önce bu konudaki güncel polemiğe bakalım:
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından yaptığı açıklamayla Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. (SADAT) ile ilgili iktidara seslendi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklaması şu şekilde:
“SADAT konusunda Saray hükümetini defalarca uyardım. Yetmedi kapılarına dayandım. Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak; dilini, bayrağını, anayasasını değiştirmek istediklerini söyledim.
Şimdi Rusya’da olanlar, umarım ders olur. Çünkü Rusya’nın Wagner’i, Türkiye’nin SADAT’ıdır. Buradan bir kez daha ilan ediyorum, halk düşmanı hiçbir paramiliter yapıya izin vermeyeceğiz.”
SADAT konusunda Saray hükümetini defalarca uyardım. Yetmedi kapılarına dayandım. Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak; dilini, bayrağını, anayasasını değiştirmek istediklerini söyledim.
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) June 24, 2023
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasına SADAT Başkanı Melih Tanrıverdi’den de yine sosyal medya üzerinden jet yanıt geldi.
Tanrıverdi’nin açıklaması şu şekilde:
“Bütün mahareti kahve köşesinde gevezelik yapmak olanlar gibi Twitter müptelaları arasında da iflah olmaz paranoyaklar çıktı elbette. Ama bunlar küçükcük bir hizip diyecektim ki… Az önce Kemal Kılıçdaroğlu balıklama daldı. Mahkum olduğu tazminatı ödemediği için icraya vereceğim ve yeni tazminat davası açacağım…”
https://twitter.com/AKM_Tanriverdi/status/1672623862578655232
SADAT ile CHP arasındaki gerginlik, kendisini en çok 13 Mayıs 2022’de göstermişti. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, elinde dosyalarla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski başdanışmanı Adnan Tanrıverdi’nin kurucusu olduğu SADAT’ın merkezine gitmiş, burada Erdoğan’a seslenerek ve seçimi gölgeleyecek bir şey olursa sorumlunun SADAT ve “Saray” olduğunu söylemişti. CHP lideri ayrıca, “Burası aynı zamanda terörist yetiştiren bir kuruluş” demiş ve iddialar Türkiye gündemine oturmuştu.
CHP Lideri, birçok kez Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kamuoyu önünde SADAT’ı hangi gerekçeyle kendisine danışman olarak atadığını, nasıl bir hizmet aldığını sormuş ancak yanıt alamamıştı.
Muhalefet, SADAT’ın kuruluş hedefleri arasında gayri nizami harp eğitiminin yer almasının ülke için bir tehdit teşkil ettiği görüşünü sıklıkla gündeme getirmişti.
Kılıçdaroğlu ile SADAT’ın Wagner üzerinden tartışmasının ardından “Rus paramiliter grubuyla SADAT arasında benzerlik var mı?” sorusu gündeme geldi.
İki farklı yapının birbirine benzer olup olmadığını anlamanın en iyi yolu, iki fotoğrafı yan yana koymak…
O halde, öncelikle SADAT ile Wagner’in fotoğrafını çekelim, benzer olup olmadığını ise okura bırakalım.
Wagner şirketi, 2010’ların başında kurulduğu öne sürülüyor.
SADAT şirketi, 28 Şubat 2012’de kuruldu.
Wagner’in kurucusu olan Yevgeniy Viktoroviç Prigojin, 1990’ların sonuna doğru açtığı lüks restoranlar sayesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile tanıştı ve yakın ilişki kurdu. St. Petersburg’daki “New Island” adlı restoranı, Putin’in yabancı devlet adamlarını sık sık misafir ettiği ve hatta Prigojin’in bizzat Putin’e servis yaptığı bir mekan oldu. Prigojin’e “Putin’in aşçısı” deniliyordu. 2012 yılında Moskova’daki eğitim kurumlarının yemek ihalesini, 2015’te ise ordu kışlalarının yemek ihalelerini kazandı.
SADAT kurucusu emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 1994 yılında Maltepe’deki 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda tanıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı olan Erdoğan, rakipleri sahada seçim çalışması yaparken, Adnan Tanrıverdi ile tanışmayı tercih etti. Erdoğan, okuduğu şiir nedeniyle Pınarhisar Cezaevi’ne 1999 yılında girdiğinde, Tanrıverdi’ye “Paşam ben buradan çıkınca bir parti kuracağım. Beraber olur muyuz?” diye sordu. Tanrıverdi, devlet desteği olmadan SADAT’ı kurduğunu anlattı ancak “Gölge Ordu” kitabında SADAT’ın kurulduğu yıl devletten destek aldığının belgesi yer aldı. Ayrıca, Milli Savunma Bakanlığı’nın SADAT’a ihale verdiğinin belgesini de 10Haber’de ilk kez yayınlamıştık.
Wagner şirketinin Rusya’da yasaların ötesinde faaliyet gösterdiği belirtiliyor. Yani, Wagner gibi bir şirketin kurulmasına Rus yasaları izin vermiyor. Bu nedenle de böyle bir şirketin varlığı ve devlet ile olan ilişkisi uzun yıllar gizlenmeye çalışıldı. Wagner kurucusu Yevgeni Prigojin şirketi 2014’te kabul etti. Prigojin, Wagner’i “Rusları savunmak” için kurduğunu söyledi. Şirketine “Rusya’nın temel direği” adını vermişti. Devletle olan ilişkileri açık edildi. Bakanlığın onayı ile birlikte kurulan Wagner, ilk olarak 2015 yılında Suriye iç savaşında sahneye çıktı.
SADAT’tan önce Türkiye’de bu faaliyetleri uygulayacak bir şirket kurulmamıştı. Bu açıdan ilk olma niteliği taşıyordu. Herkes böyle bir şirketin kurulamayacağını düşünüyordu. İstanbul Ticaret Odası’na şirket sözleşmesi gittiği gün orada çalışan kadın elindeki kağıtları düşürdü. SADAT kurucularına dönerek “Siz bu yetkiyi nereden alıyorsunuz?” diye sordu. SADAT’çılar şirketin kurulamayacağını anlayınca Ankara’ya gitti ve dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile görüştü. Arınç da SADAT kurucusu Adnan Tanrıverdi’ye “Ooo paşam ordular kuruyormuşsunuz” diye takıldı. Sonrasında SADAT’ın önü açıldı ve şirket kuruldu.
2012 yılında kurulduğunda kamuoyundan tepkiler yükseldi. SADAT kurucuları bu tepkilere karşılık savaş şirketi değil danışmanlık şirketi olduklarını söyledi. SADAT’ın da bilinen ilk saha faaliyeti Suriye oldu. Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) ilk kurulduğu yıllarda SADAT Başkanı Adnan Tanrıverdi, ÖSO kurucusu Albay Riyad Esad Hatay’da bir görüşme gerçekleştirdi. Özgür Suriye Ordusu’nu kurdukları ve eğittikleri iddia edildi.
Wagner paralı askerlerinin faaliyetleri bugüne kadar Sudan, Suriye, Libya ve Afrika kıtasında tespit edildi.
SADAT da Sudan’da eğitim üssü kurdu. Libya’ya özel güvenlik personeli gönderildiği iddiası gündeme geldi, ancak yalanlandı. SADAT’ın eğitim kampı fotoğrafları ilk kez “Gölge Ordu” kitabında yayınlandı ve bu eğitimler Afrika ülkelerinde verilmişti.
Wagner’in de SADAT’ın da çalışanlarına yüksek maaş ödediği biliniyor.
Wagner’in toplam ne kadar personele sahip olduğuna dair net veri bulunmuyor. Çoğu kaynakta bu sayı 25 bin ila 50 bin arasında değişiyor. Ukrayna savaşı ile birlikte tank, zırhlı muharebe aracı ve hatta savaş uçağı kullanmaya başlayan Wagner’in, savaş deneyimine sahip personeli ile birlikte ciddi bir savaş gücüne sahip olduğu iddia ediliyor.
SADAT ise aldığı ihaleye göre personel geliştirdiğini, mevcut çalışan sayısının çok düşük olduğunu söylüyor. Paralı askerlerinin olmadığını savunan SADAT, Wagner’den farklı olarak Türkiye’de eğitim çalışması yapmadığını iddia ediyor.
Bunu da SADAT kurucusu Adnan Tanrıverdi’den dinleyelim.
Independent Türkçe’den Ali Kemal Erdem’e konuşan Tanrıverdi, “Türkiye’nin paralı asker statüsünde şirkete ihtiyacı var mı?” sorusuna “Kesin böyle bir şeye ihtiyaç var” diyerek yanıt verip şunları anlatmıştı:
“TSK, belli dost ülkelere eğitim desteği veriyor. Bu şirketler sayesinde asli görevini aksatmayacak bu ihtiyacı karşılayacak. Türkiye’nin köklü bir askeri geleneği var. Emeklilerden, yeni terhis olan askerlerden istihdam ederek dost ülkelere hizmet verebilirler. Böyle olursa dış politikanın enstrümanı olarak kullanılacak bir avantaj oluyor.”
Ve unutmamak gerekir ki, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından yaptığı bir konuşmada Tanrıverdi, “TSK’da ne istediysek oldu” diyerek tüm değişiklikleri kendilerinin yaptırdıklarını itiraf etmişti. Ayrıca Tanrıverdi başkanlık sistemini de kendilerinin önerdiğini iddia etmişti.
Son olarak, SADAT şirketi, kendilerinin kurduğu düşünce kuruluşu ASSAM üzerinden yaptıkları büyük toplantılarla, bir şeriat devletinin kurulmasını, bunun başkentinin de İstanbul olmasını istiyor.