İki öğretmen ‘dini eğitimi engellemek’le suçlandı, soruşturma açıldı
Anayasa Mahkemesi, öğretmenlerin mesleklerinde yükselme şartlarını belirleyen ve çok tartışılan kanunun bazı hükümlerini iptal etti, kanunun uygulanması zora girdi. Ortalık biraz karışacak.
Anayasa Mahkemesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda yer alan aday öğretmenlerin Adaylık Değerlendirme Komisyonu tarafından yapılan değerlendirme sonucu mesleğe atanması, aday öğretmenlik sürecine ilişkin usul esaslar ile öğretmenlik mesleği kariyer basamaklarında ilerlemeye ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenlenmesine ilişkin kuralların da yer aldığı bazı hükümlerin iptaline karar verdi.
Yüksek Mahkeme, dünkü Genel Kurul gündemine, CHP’nin 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda yer alan bazı hükümlerin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu aldı.
Başvuruyu inceleyen Genel Kurul, bazı hükümlerin iptaline, bazılarının iptal isteminin ise reddine hükmetti.
İptal edilenler arasında, aday öğretmenlerin Adaylık Değerlendirme Komisyonu tarafından yapılan değerlendirme sonucu mesleğe atanması, Aday Öğretmen Yetiştirme Programı’na mazeretsiz olarak katılmayanlar ile bu program sonunda Adaylık Değerlendirme Komisyonunca yapılan değerlendirmede başarısız olanların atanamayacağına ilişkin hükümler yer aldı.
Öğretmenlerin adaylık sürecinde yetiştirilmelerine esas Aday Öğretmen Yetiştirme Programı ve Adaylık Değerlendirme Komisyonunun oluşumu ile aday öğretmenlik sürecine ilişkin diğer usul ve esasların yönetmelikle düzenlenmesi ile öğretmenlik mesleği kariyer basamaklarında ilerlemeye ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenlenmesine ilişkin hükümler de iptal edildi.
Yüksek Mahkeme ayrıca, Kanun’un 6. maddesinin 1 numaralı fıkrasının b bendinde yer alan uzman öğretmenlere yönelik “mesleki gelişim alanlarında uzman öğretmenlik için öngörülen asgari çalışmaları tamamlamış olan” ifadesi ile aynı Kanun’un 6. maddesinin 2 numaralı fıkrasında yer alan başöğretmenlere yönelik “ve mesleki gelişim alanlarında başöğretmenlik için öngörülen çalışmaları tamamlayanlar” ibaresinin iptaline karar verdi.
ÖMK’ya karşı ilk günden beri mücadele eden Eğitim-İş’in Genel Başkanı Kadem Özbay, AYM kararları için “Bu noktada mahkemenin kararın yürürlük tarihi bakımından yapacağı değerlendirme önemlidir ancak bir an önce zaman kaybedilmeksizin hiçbir eğitim emekçisi mağdur edilmeden gerekli yasal düzenleme yapılmak durumundadır” dedi ve atılması gereken adımları şöyle tarifledi:
“1- Kararın ardından uygulanamaz hale gelen bu kanunu yamamak, kılıfına uydurmak yerine yeni ve gerçek bir meslek kanunu için harekete geçilmelidir. MEB, daha önce yapmadığı şeyi şimdi yapmalı, eğitimin tüm bileşenleri ile bir masaya oturarak kıdem yılı da dikkate alınarak meslekte ilerlemenin daha adil, objektif kriterlere bağlanmış, öğretmenlerin mesleki gelişimlerini bağımsız biçimde ölçen bir ilerleme modelini; yani gerçek bir meslek kanununu o masanın fikirleriyle var etmelidir. Eğitim-İş olarak açık çağrımızdır: Bakanlık, eğitimin tüm bileşenleri ve öğretmen örgütleri ile birlikte yapabiliriz. Biz varız!
2- Atılması gereken bir diğer acil adım ise yüksek mahkemenin bu kararından sonra geçmişe dönük olarak mağduriyet giderici hamleler yapmaktır, geçmişte sınava giren ve girmeyen öğretmenler için de farklı bir mağduriyet söz konusudur. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi huzurunda da önemle vurguladığımız üzere, Yüksek Mahkeme tarafından verilecek bir iptal kararında ayrıca kanun koyucuya yol gösterecek şekilde de bir gerekçeye yer verilmesi gerektiğini belirtmiştik. Aksi takdirde bu kanunu mesleğin onuruna bir saldırı olarak gördüğü için sınava başvurmamış ya da kanunda yer alan kriterleri sağlayamadığı gerekçesiyle unvanlardan kaynaklanan ek ücret farkını alamayan yaklaşık 500 bine yakın kamu ve 200 bine yakın özel sektör öğretmenin telafisi mümkün olmayacak şekilde mağduriyeti söz konusu olacaktır. Unvan ve bundan kaynaklı ücret farkı almaya devam eden öğretmenler ile bu ücretten yararlanamayan öğretmenlerin olduğu ikili bir yapının varlığını sürdürmeye izin vermeyecek şekilde bir gerekçenin yer almasını da ayrıca beklediğimizi belirtmek gerekir.
Eğitime ve eğitim emekçisine yeni sorunlar getiren değil çözümler üretecek bir meslek kanunu için şimdi tam zamanıdır! Hükümetin bu garabet kanunu hazırlarken parmak salladığı öğretmene, şimdi kulak vermesinin tam zamanıdır!
Eğitim-İş, eğitim emekçisinin itibarını ve haklarını gözetip onları ileriye taşıyacak olan, dolayısıyla milli eğitim sistemine derman olabilecek bir meslek kanunu için tüm birikimini paylaşmaya, hazırdır.”