Fragmanlı Vizyon Raporu: Görevimiz Tehlike ve altı filmlik hafta

ETHAN HUNT’IN EN SİNSİ DÜŞMANI

Mission: Impossible-Ölümcül Hesaplaşma Birinci Bölüm / Mission: Impossible – Dead Reckoning Part One

Ethan Hunt çok macera yaşadı ve her seferinde tehlikeli görevlerin üstesinden gelmeyi başardı. Ama bu sefer karşısında somut bir düşman yok. Yapay zeka diyebileceğimiz, her türlü dijital sisteme bulaşıp kendini gizleyebilen, gerçeği eğip bükebilen bir soyut düşman var. Bunun için bu tehlikenin üstesinden gelmesi de kolay olmuyor.

Bu soyut düşman nerede bilmiyor, ama onun kapısını açacak anahtarın peşine düşüyor. Lakin bu anahtarı ele geçirmek isteyen sadece o değil. Üstelik yine CIA ekibi arasında ekibi IMF’i baltalamaya çalışanlar var. Böylesi bir görevde Ethan Hunt çok zorlanıyor ama nihayetinde dünya tehlikede olduğu için her türlü tehlikeyi de göze alıyor.

Bir kez daha Christopher McQuarrie’nin yönettiği filmin yıldızı tabii ki Tom Cruise. Hayley Atwell, Ving Rhames, Simon Pegg, Rebecca Ferguson, Vanessa Kirby, Esai Morales, Pom Klementieff, Mariela Garriga, Henry Czerny, Shea Whigham da kadroda…

 

ÖZGÜRLÜĞE DOĞRU YÜRÜYÜŞ

Harold Fry’ın Beklenmedik Yolculuğu / The Unlikely Pilgrimage of Harold Fry

Eşi Maureen ile sıradan bir hayat süren taze emekli Harold Fry, eski mesai arkadaşı Queenie’nin hasta olduğunu öğrenir. Oturup ona bir mektup yazar. Lakin mektubu postaya vereceği sırada elden teslim etmeye karar verir. Mektubu cebine koyup 800 km uzaklıktaki bir bakımevinde kalan arkadaşının yanına gitmek için bir yolculuğa çıkar. Hem de yürüyerek.

Malum sinemada yola düştünüz mü hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Bu Harald Fry için de geçerli. Yürümeye başlayınca kendisiyle baş başa kaldığı fark eder. Önce hayatını gözden geçirir, hatalarını düşünür sonra yolda karşılaştığı insanlarla vakit geçirir. Harold Fry aslında kendi özgürlüğüne doğru yürüdüğünü anlar.

TV dizileri ve filmleri çeken Hettie Macdonald’ın ilk uzun metraj filminde usta oyuncu Jim Broadbent başrolde ve filmin de lokomotifi. Şu sıcak yaz günlerinden insana dair, yaşama dair temiz, naif ve sıcacık bir film.

 

SAHİ İNANÇ NEYDİ?

Tanrının Unuttuğu Yer / Godland

İnanç, ölüm, doğa, aile, zaman, ahlâk kavramlarını ele alan film, bir kilise inşa etmek amacıyla 19. yüzyılda İzlanda’ya gelen Danimarkalı bir rahibin doğayla ve ada halkıyla karşı karşıya geldikçe asıl niyetinden, kendi ahlâki ve insani ideallerinden uzaklaşmasını anlatıyor.

Görsel atmosferi, kurgusu ve tarzıyla geçen yıl Cannes’da prömiyer yaptığında takdir toplayan ‘Tanrının Unuttuğu Yer’, ‘Kış Kardeşleri / Vinterbrødre’, ‘Bembeyaz Bir Gün / Hvítur, Hvítur Dagur’ filmleriyle tanınan yönetmen Hlynur Pálmason’un imzasını taşıyor. Yönetmen  “Ölümde yaşamın ta kendisini görebiliyorsun. Bizi bir arada tutan şeyin aslında ölüm olabileceğini öğrendiğimde çok şaşırdım. Filmin özünde bu yatıyor, yüreği bu” diyor.

 

BİR HOLLYWOOD KLİŞESİ: KÖPEK BALIĞI VARSA SALDIRIR

Resif: Kanlı Takip / The Reef: Stalked

‘Jaws’tan beri böyle köpek balıkları sinemada bir korku figürü. Sinema dünyasında çok nadir olarak bu duruma karşı çıkış olsa da yine de köpek balıklarının ‘vahşi’liği kullanılıyor. ‘Resif: Kanlı Takip’ bunun son örneklerinden. Efendim bu sefer köpek balığımızın hedefinde gençler var.

Kız kardeşinin korkunç cinayetine tanık olan Nic, iyileşmesine yardımcı olması için arkadaşlarıyla birlikte bir kano ve dalış macerası yaşamaya karar verir. Tropik bir tatil beldesine giden gençler, keşiflerine sadece saatler kala büyük beyaz bir köpekbalığı tarafından takip edilir ve saldırıya uğrar. Hayatta kalabilmek için arkadaşlarıyla birlikte hareket eden Nic’in, travma sonrası stresinin üstesinden gelmesi, korkularıyla yüzleşmesi ve canavarı öldürmesi gerekmektedir. Andrew Traucki’nin yönettiği filmde Teressa Liane, Tim Ross, Ann Truong rol alıyor.

 

LANETLİ MİRAS

Semur 4: Mahşer

Geldik haftanın olmazsa olmazı yerli işi korku gerilim filmlerine. Çok şansılıyız bu hafta iki film var menüde. İlki ‘Semur 4: Mahşer’. Hakkı Kaplan’ın yönettiği filmde Osman Cavcı, Kaan Şahin, Mecbure Bozyel rol alıyor.

Hiç kimsesi olmayan Ozan, bir gün kendisine bir evin miras kaldığını öğrenir. Paraya çok ihtiyacı olan Barkın, bir emlakçıyla anlaşarak evi satmaya karar verir. Satış işlemleri için yanına arkadaşlarını da alıp giden Ozan, işlemlerin uzaması üzerine bir gece evde arkadaşlarıyla birlikte kalır ancak evde sabaha çıkmak herkes için imkansız gibidir.EVE GİTME KABUS OLUR

Cinnas

Haftanın ikinci yerli korku filmi ‘Cinnas’, Elvin Abdulla imzası taşıyor. Hikmet Rehimov, Pervin Abiyeva’nın rol aldığı film yine bir lanetli ev hikayesi anlatıyor. İlkin, günlerdir gördüğü rüyanın etkisiyle babasının ve dedesinin kaybolduğu eski eve gitmek ister. İlkin’in annesi bu duruma karşı çıksa da İlkin ve arkadaşları o eve gider. Eve gittiklerinde, ilk başlarda her şey normalmiş gibi gözükse de daha sonra olaylar korkunç bir hal alır.

 

ŞAKAYLA KARIŞIK ARKADAŞLIK

Çılgın Dostum Finnik / Finnick

Haftanın tek animasyonu yönetmen Denis Chernov imzasını taşıyor. Her evde Finlerin yaşadığını çoğu kişi bilmez. Onlar, insan dünyasında bir eve bakmak ve ocağı tutmak için ortaya çıkan tüylü yaratıklardır. Finnick ise bu sorumlulukta olmayan genç bir Fin’dir. O, ev halkına sadece şakalar yapar ve bu nedenle ailelerden hiçbiri onun evinde uzun süre kalmak istemez. Finnick’in evine, hilelerinin hiç işe yaramadığı yeni bir aile geldiğinde her şey değişir. 13 yaşındaki Christine, Finnick’in itirazlarına rağmen onunla arkadaşlık kurmayı başarır. İkili birlikte tüm şehri etkileyen bir gizemi çözmek için heyecan dolu bir maceraya atılır.

Fragmanlı Vizyon Raporu: Fatih Akın’dan zor bir biyografi