Hayal kırıklığına uğramış kadınlar için kokteyl tarifi

1960’lı yıllar… 30 yaşındaki bekar anne Elizabeth Zott televizyonda yayınlanan bir yemek programının sunucusu ancak bu işe çok da istekli değil. Zira Elizabeth bundan çok daha fazlası. Bunu, hikaye 10 yıl geriye sardığında anlıyoruz. Aslında Elizabeth, hiçbir kadının ortalama olmadığını söyleme cesareti gösterenlerden biri. Üstelik bunu,  bir araştırma enstitüsünde, tamamı erkeklerden oluşan ve eşitlik konusunda pek de bilimsel davranmayan bir ekiple çalışırken söylüyor. Ona itiraz etmeyen tek bir isim var. Yalnız, zeki, kindarlığıyla ve Nobel adaylığıyla ünlü bilim insanı Calvin Evans. İkili arasında uyumlu bir kimya var ve aşka dönüşecek gibi. Zira Calvin, Elizabeth’in her şeyine ama en çok da zekâsına âşık olmak üzere.

Lakin olanlar oluyor, araya hayat giriyor ve  Elizabeth birkaç yıl sonra kendini bir televizyon programı yıldızı olarak buluyor. Seyircilere bir çorba kaşığı asetik asit ile bir tutam sodyum klorürü karıştırmalarını önerdiği bu program büyük ses getiriyor. Lakin program bununla sınırlı değil. Zaten sizin de aklınıza da yerli televizyon kanallarındaki programlar gelmesin. Elizabeth sadece yemek tarifi vermekle yetinmiyor, statükoyu değiştirmek için ne yapmaları gerektiğini de öğretiyor. Kendisini üç kelimeyle tanımlamasını istediğinizde “karbon, oksijen ve hidrojen yanıtını veriyor. Öyle farklı, öyle ilginç bir kadın.

Elizabeth Zott’u Bonnie Garmus imzalı ‘Bir Kimya Meselesi’ kitabından tanıyoruz. Zott gazetecilerden çok hoşlanmıyor ancak 10Haber’in ısrarlarına dayanamadı, sorularımızı yanıtladı. Üstelik bir de hayal kırıklığına uğramış kadınlar için kokteyl tarifi ve daha iyi bir yaşam için brownie tarifi kaptık.

Bugün bilim alanına giren genç kadınlara ne tavsiye edersiniz? 

Yüksek kaliteli dirseklere kadar uzun kauçuk eldivenlere yatırım yapın. Bunlar sizi sadece gereksiz yanıklardan kurtarmakla kalmayacak, aynı zamanda kadınların biyolojik olarak hizmetkârlık görevlerini yerine getirmeye yatkın olmadığının farkında değilmiş gibi görünen başkaları için bitmek bilmeyen kahve servisleri yapmanızı da önleyecektir. Farkında olsunlar ya da olmasınlar, onlara bir iyilik yapmış olacaksınız. Ofis kahvesi berbattır. 

İşyerinde cinsiyetçilikle nasıl başa çıkıyorsunuz? 

Aklıma birkaç şiddetli çözüm geliyor, ancak akranlarınızdan oluşan bir jüri tarafından yargılanmadığınız sürece hapis cezası riski var, bu durumda muhtemelen ya şartlı tahliye ya da bir hediye sepeti alırsınız. Ancak benim asıl savunduğum şey, cinsiyetçiliğin neden var olduğunun iyice anlaşılması. Bu da güç ve rekabet alanını cinsiyete göre daraltmak, uydurma biyolojik “gerçekleri” kullanarak diğerlerinin yeteneklerini elemek demek. Aynı korku temelli strateji bize ırkçılığı, heteroseksizmi ve diğer birçok izm’i kazandırmıştır. Bu stratejiye karşı koymak için tek bir kelime kullanıyorum: Hayır. Sonra da mesaj alınana kadar durmadan tekrarlıyorum. 

Sizi ünlü kimyager Calvin Evans’a çeken şey ne oldu?

Beherleri. Ama bunun da ötesinde, başkalarının fikirlerine duyduğu saygı, sürekli cevaplar araması ve hatalarını kabul etme becerisiydi. Bir insanı dâhi yapan şey DNA’sındaki rastgele bir değişme değildir, başkalarının yeteneklerinin farkına varma cömertliği ve bu yetenekler tarafından tehdit edildiğini hissetmek yerine onları daha ileriye taşımak için ellerinden geleni yapmalarıdır. Ayrıca sabun köpüğünün hidrofilik doğasını çok severdi ve bu nedenle her zaman bulaşıkları yıkardı.

Kızınız Mad’e okuduğunuz favori bir masalınız var mı?

Tüm bebekler gibi ‘Bülbülü Öldürmek’i çok severdi ama son zamanlarda Nancy Drew’a hayran oldu. Sanırım bunun nedeni Nancy’nin hiç okula gitmiyor gibi görünmesi.

Çalışmadığınız zamanlar, akşamları neler yapıyorsunuz?

Köpeğim Altı Buçuk ve ben uzun bir yürüyüşe çıkıyoruz. En derin sırlarınızı ve en hüzünlü özlemlerinizi paylaşabileceğiniz bir arkadaşınızın olması hiç yabana atılacak bir şey değildir.

Elizabeth Zott’un Hayal Kırıklığına Uğramış Kadınlar İçin Kokteyl Tarifi

Okurlar, şu bir gerçektir ki statükoyla savaşmak insana zarar verir. Kendinize ayıracağınız tek bir anın yeterli olmadığı günlerde, bir hidrokarbondaki hidrojen atomunun yerine bir çift oksijen ve hidrojen atomu yerleştirerek patates ve tahıllarınızı yeniden değerlendirebilirsiniz. Başka bir deyişle, alkol yapabilirsiniz, özellikle de sekonder alkol. Buna etanol denir. Ancak bu işlem zaman alır ve zaman sizin dostunuz değildir, bu nedenle bunun yerine H₂O içinde %40 etanol içeren bir şişe almanızı öneririm. Bazıları buna votka der. 

Aşağıdaki tarif hem kendinize hem de depresif komşunuza ikram etmek için uygundur.

Malzemeler: 

• 2 misket limonu
• Sakaroz
• H₂O içinde %40 etanol (votka)

Yapılışı:

• Küçük bir tavaya bir limonun kabuğunu rendeleyin
• Yarım su bardak H₂O ekleyin
• Yarım su bardağı sakaroz ekleyin
• Sürekli karıştırarak, sakaroz çözülene kadar kaynatın
• Karışımı ateşten alın, limon kabuklarını süzün. Bu birkaç kokteyl için yeterli misket limonu şurubunuz, kalanı buzdolabınızda saklayın.
• Kabuğu soyulmuş misket limonunu sıkarak 20 ml misket limonu suyu elde edin.
• Kalan limonu birkaç ince halka şeklinde dilimleyin.

Kendinize zaman ayırmaya hazır olduğunuzda, 3/4 buzla dolu bir karıştırıcıda aşağıdakileri karıştırın. 

• 40 ml misket limonu şurubu
• 80 ml H₂O içinde %40 etanol (votka)
• 20 ml taze misket limonu suyu

Yaklaşık bir dakika boyunca kuvvetlice karıştırın, ardından iki temiz behere süzün. Üzerine halka şeklinde dilimlediğiniz misket limonlarını yerleştirin, ardından bir sonraki hamlenizi planlarken içkinizi için.

Brownie ile Daha İyi Bir Yaşam

“Sakarozun sağlığımız için gerekli temel bir bileşen olduğunu iddia etmeyeceğim, ancak ben şahsen onu yediğimde kendimi daha iyi hissediyorum” diyen Zott’tan daha iyi bir yaşam için de önerisi var.

Başlarken:

Fırını 162° C ısıtın.

20 cm kare bir tepsiye pişirme kâğıdı serin.

Malzemeler:

• 10 yemek kaşığı (145 gram) tereyağı
• 1 su bardağından biraz fazla (250 gram) granül sakaroz
• Yarım su bardağından biraz az (80 gram) şekersiz kakao tozu – bulabileceğinizin en iyisi (özellikle Hollanda kakaosu yüksek düzeyde polifenol içerir)
• Yarım çay kaşığı sodyum klorür
• 1 çay kaşığı vanilya 
• 2 büyük yumurta
• Yarım su bardağından biraz az (65 gram) un
• Yarım su bardağı kıyılmış ceviz*

Yapılışı:

1. Büyük bir tencereye yaklaşık bir parmak su koyun. Kaynamaya bırakın. 

2. Çift kazan oluşturmak için daha küçük bir tencereyi büyük tencerenin içine yerleştirin, ardından tereyağı, şeker, tuz ve kakao tozunu ekleyin. Tereyağı eriyene ve karışım en kötü gününüz kadar koyu görünene dek karıştırın. Hava, şeker kristallerinin pürüzlü yüzeyleri üzerinde taşınacak ve daha sonra bir yağ tabakasıyla kaplanarak bir köpük oluşturacaktır.

3. Karışımı ateşten alın. Birkaç dakika soğumaya bırakın. 

4. Vanilyayı ekleyin. 

5. Her seferinde bir yumurta ekleyin ve her birinin tam olarak entegre olduğundan emin olun. Yumurtanın proteini, ısı uygulandığında yağ kaplı hava kabarcıklarının çökmesini önleyecektir.

6. Unu ekleyin ve karışımı tahta bir kaşıkla kuvvetlice çırpın. Elli darbelik konsantre aerobik çaba, vücudunuzu aşırı kortizolden kurtarırken kalın bir hamur üretmelidir.

7. Karışımı spatula yardımıyla pişirme kâğıdı serili 20 cm kare tepsiye dökün.

8. Fırınınıza ve akışkanlık tercihinize bağlı olarak 20 – 25 dakika pişirin.

9. Pişip pişmediğini kontrol edin… Boş verin, bunu nasıl yapacağınızı biliyorsunuz.

Hayata bakışınızı değiştirecek araştırma: Şefkat yüksek, nezaket ve öfke düşük zeka göstergesi