Atatürk Havalimanı davasında bilirkişi raporu çıktı: İBB haklı bulundu
Çorlu’da 2018’de meydana gelen ve 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren katliamına ilişkin davanın 15. duruşması görüldü. Duruşma 1 Eylül'e ertelendi.
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinin Sarılar köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018’de meydana gelen, 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren kazasına ilişkin yargılamanın 15’inci duruşması, bugün Çorlu Halk Eğitim Merkezinde Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince görülüyor. Katliamda yakınlarını kaybeden aileler 5 yıldır adalet talebini sürdürüyor. Katliamın mağdurları, tren facisasının bütün sorumlarının yargı önüne çıkarılıp cezalandırılmalarını istiyor.
Duruşma öncesi aileler ve dayanışmaya gelenler saat 09.00’da Çorlu Santral Durağı’nda toplandı. Kazada hayatını kaybedenlerin fotoğraflarının olduğu pankart açarak davanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezine kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında davanın avukatlarından olup Gezi davasından dolayı cezaevinde olan Can Atalay’ın fotoğrafları da taşındı. Katliamda oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz yaptığı açıklamada, “Bu duruşma 14. duruşma. Olumlu bir bilirkişi raporu bekliyoruz. En üst düzey yetkililer yargılanmadan adalet sağlanamaz” dedi.
Duruşmada söz alan mağdur yakınları mahkeme heyetinden adalet talep ederken, “Sanıkların gündelik yaşamlarına, işlerine olduğu gibi devam etmesini kabul etmiyoruz” dediler.
Duruşmada, daha önce oluşturulan bilirkişi heyetinin ek raporu okundu. Raporun ulaştırma ve yapı mühendisliği bölümünde kaza nedenleri şöyle sıralandı:
“Kaza yerindeki menfezin hidrolik ve kanat duvarları açısından yetersizliği. Balast tabakası altındaki koruma tabakasının yetersizliği. Balast tutucu duvarların eksikliği. Hat üst yapısının yürüyerek gözleme olanak tanıyacak kadar geniş olmaması. Dolgu şevi boyunca gelişmiş olan yabani bitkilerin şevi zayıflatması. Ray kırığı konusunda uyarıda bulunacak elektronik sistem eksikliği.”
Raporun, geoteknik incelemeleri bölümünde ise, şu ifadelere yer verildi:
“Ray altının boşalması, sel sularının dolgu üzerinden savaklanması ile olmamıştır. Hattın 1867 yılında inşa edilmesi nedeniyle dolgu, bugünkü mühendislik bilgisi açısından kontrolsüz, yetersiz dolgudur ve bu durum, oluşan şartlar altında göçmesine neden olmuştur. Eskiden inşa edilmiş hatlarda, hat boyunca dolgu, yarma ve sanat yapılarının metodolojik olarak incelenmesi ve sorgulanması gerekmektedir. Bu kapsamda, hat boyunca ortaya çıkan oturma, sabitleme ve çevresel yükler altındaki davranışlarının sahadan alınan numuneler ve laboratuvar deneyleri yoluyla incelenmesi gerekmektedir. Havzanın hemen sınırında bulunan ve havzayı temsil eden Karfrut İstasyonu ölçümlerine göre, yağış 69,08 milimetre olarak ölçülmüş, bu yağışın 62,48 milimetresi 14.00- 15.00 saatleri arasında gerçekleşmiş ve ayrıca, Karfrut İstasyonu ölçümlerini dikkate alan İTÜ bilirkişi raporunda yağışın 73 yıllık tekerrür aralığında olduğu belirlenmiştir. Bu nedenlerle, bu yağış bölgede olağanüstü bir yağışa karşılık gelmektedir. Komşu havzaya ait büzün dolu olması nedeniyle, bu havzaya ait akış da kazanın meydana geldiği menfeze bağlanmıştır. Bu menfez, her iki havzanın birleşimi ile ortaya çıkan toplam akışı geçirememiş, su tren raylarının üzerinden yükselmiş ve rayların altında bulunan balast ile dolgu malzemesi boşalmıştır. Taşkınla birlikte gelen sular raylar üzerinden savaklanmak suretiyle mansap kısmına geçmiş olmakla birlikte, demiryolu altyapısı ve üstyapısının tasarımında raylar üzerinden su savaklanacağı senaryosu dikkate alınmamakta, havzalardan gelen sular köprü, menfez ve büzler vasıtasıyla deşarj edilmektedir. Bu nedenle, demiryolu hattının yapımında kazanın oluşumu bakımından bir özensizlik tespit edilmemiştir. Ayrıca, balast tutucu duvar, balasti erozyona karşı koruyan bir yapı olup, bu duvarın ray üzerinden savaklanan suya karşı balast ve yol altyapısını korumak gibi bir işlevi yoktur. Kazaya sebep olan yerel yağışın ve sonrasında gerçekleşen taşkının, özellikle kırsal bölgede ihbar gelmeden öngörülüp ilgili sefer öncesinde yol muayene aracı ile ray kontrolü yapılamaması kusur atfedilebilecek bir durum değildir.”
Bilirkişi heyetinin raporunun devamında, “Tren kazasına, ana havzadan gelen suyu tahliye etmesi gereken asıl menfezin bakım ve temizliğinin yeterince yapılmaması ile yan havzadaki suyu tahliye etmede yardımcı olan büzün tıkalı olması neden olmuştur. Menfez ile büzün temizliğini kontrol etmekle ve bu yerlerdeki suyun tahliyesini yapacak şekilde açık bulundurmakla yükümlü olan kişilerin bu yükümlülüklerini yerine getirmedikleri, bu yükümlülük ihlalinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiği belirlenmiştir. Dikkat ve özen yükümlülüğünün kime veya kimlere ait olduğunun, olayın meydana geldiği zaman dilimindeki fiili ve hukuki durum göz önünde bulundurularak, adli mercilerce belirlenmesi gerekmektedir. Kişilerin taksirli fiilleri nedeniyle kusur durumları belirlenirken; içinde bulundukları durumlar, çevresel faktörler ve bu bağlamda olağanüstü çevresel faktörler ve bu bağlamda, olağanüstü konvektif yağış da dikkate alınabilecektir.”
Raporun sonuç kısmında asli kusurlulara yer verilerek, şöyle denildi:
“Demiryolu altyapısı ve sanat yapılarında olağanüstü hava koşulları ile ilgili gerekli önlemleri (balast tutucu duvar dahil) almayan ve meteorolojik durum ile hava koşulları hakkında gerekli koordinasyonu sağlamayan; TCDD Genel Müdürlüğü AR-GE Birimi, Merkez ve 1’inci Bölge Demiryolu Emniyet ve Risk Yönetimi Müdürlükleri ve diğer ilgili müdürlüklerin asli kusurlu oldukları görüş ve kanaatine varılmıştır. Demiryolu altyapısı ve sanat yapılarını üstyapıda yapılan yenilemelere uygun hale getirmeyen; TCDD Genel Müdürlüğü’nün altyapı ve sanat yapılarını yenilemeden sorumlu Başkanlığı’nın asli kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. Mevcut durumda, demiryolu altyapısı ve üstyapısının, olası problemlere karşı her gün düzenli olarak kontrol edilmesi için sorumlu personel olan Yol ve Geçit Kontrol memurlarını yeterli sayıda istihdam etmeyen; TCDD Genel Müdürlüğü’nün Yol ve Geçit Kontrol Memuru istihdam etmekle sorumlu başkanlığının asli kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.”
Bilirkişi raporuna beyanda bulunmak için gelecek celseye kadar süre verildi. Bir sonraki duruşma 1 Eylül 2023 tarihinde saat 09.30’da yapılacak.
Edirne’nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı’ya gitmek için hareket eden, 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu tren, 8 Temmuz 2018’de Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkarak devrildi. Kazada 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirdi, 328 kişi de yaralandı. Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kazanın meydana gelmesinde kusurlu bulunan TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14’üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü’nde müdür olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği’nde çalışan Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği’nde Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında ‘taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak’ suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis istemiyle Çorlu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.