Özgür Özel’den Karayalçın’a ziyaret: Sesimi bastırmak için bağıranlar gençlik değildi
Cumhuriyet Halk Partisi’nin kıdemli isimlerinden eski SHP Genel Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın, CHP'de yaşanan kaset savaşlarını 10Haber'e değerlendirdi. Karayalçın, 'iki kırmızı çizgi' uyarısında bulundu.
‘Değişim Yürüyüşü’ yaparak Bolu’dan Ankara’ya yürüyen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ses kaydını sosyal medyada hesabından yayınladı. Ses kaydında Kılıçdaroğlu, Tanju Özcan için ‘Arkasında kimlerin olduğunu gayet iyi biliyorum’ diyordu.
Tanju Özcan’ın yayınladığı ses kaydının ardından “CHP’de değişim” çağrısı yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun başkanlık yaptığı bir toplantının video kaydı internete düştü.
Ekrem İmamoğlu’nun bazı üst düzey CHP’li yöneticilerle yaptığı online toplantının internete sızan görüntülerinde Parti Meclisi’nin toplanması ve olağanüstü kurultay için zemin hazırlanması konuları tartışılıyordu.
Toplantıya Tekin Bingöl, Onursal Adıgüzel, Gökhan Günaydın, Bülent Tezcan, Engin Altay, Selin Sayek Böke, Özgür Özel ve Muharrem Erkek katıldı.
“CHP’de kaset savaşları” olarak anılan tartışmayı Cumhuriyet Halk Partisi’nin kıdemli isimlerinden eski SHP Genel Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın’a sorduk.
“Ben ‘dönüşüm’ adını verdiğim bir gereklilik üzerinde çalışıyorum” diyen Murat Karayalçın, kendi çalışmasını şöyle anlattı: “Bunu yazılı halde kongrelere sunmak istiyorum. İlçe kongrelerine bu yazılı çalışmayı yetiştirmek istiyorum. Benim yaptığım bu ve bana göre doğru olan da bu. Onun dışında başka arkadaşlarımız için öneride bulunmayı doğru bulmuyorum, ama ben doğru olduğunu düşündüğümü yapıyorum.”
“Videodan sonra kapalı toplantılar yerine açık toplantılar yapılması eleştirileri geldi. Sizce nasıl olmalı?” sorumuza ise Karayalçın şöyle yanıt verdi:
“Her şeyin açık olması çok daha doğru değil mi? Herkes de onları izleyebilir. Kim nasıl istiyorsa öyle yapsın kimseye ‘şöyle yap’ deme durumunda değilim. Hiç kimse de değil. Partinin bütünlüğü ve genel başkanın saygınlığı, daha doğrusu tüm partililerin saygınlığı korunduğu sürece, herkes neyi istiyorsa onu yapsın. Partinin bütünlüğü benim kırmızı çizgimdir. Başta genel başkanımız olmak üzere partililerin saygınlığı benim kırmızı çizgimdir ve herkesin de kırmızı çizgisi olmalıdır. Bu ikisinin korunması koşuluyla herkes dilediği çalışmayı yapabilir.”