İmamoğlu Akşener’in ablasının cenazesine katıldı
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, İmamoğlu cephesinin basına sızan ‘değişim’ toplantısı için ilk kez konuştu ve ‘normal bulmuyorum’ dedi. Kimseyi disipline sevk etmeyeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, aba altından sopa gösterdi: Tekrarlandığında gereğini yaparım!
Mayıs seçimlerinden sonra başlayan değişim tartışmalarıyla kaynayan kazana dönen CHP’de taraflar netleşiyor, sözler keskinleşiyor.
2 gün önce değişim tartışmalarında öne çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun CHP’den kritik isimlerle zoom üzerinden yaptığı ‘değişim’ temalı toplantı basına sızmıştı. Kılıçdaroğlu’na karşı kurultay hazırlıklarının detaylı olarak planlandığı toplantı için İmamoğlu cephesi ‘gayet normal’ derken, Parti Sözcüsü Faik Öztrak ise ‘etik değil’ demişti.
10Haber ise CHP’li Gökhan Günaydın ile görüşerek toplantının basın danışmanları aracılığıyla sızdırıldığını ortaya çıkarmış, tartışma alevlenmişti.
Bu tartışmayla beraber gözlerin çevrildiği isim olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sessizliğini dün bozdu.
Habertürk’te gazeteci Mehmet Akif Ersoy’un canlı yayın konuğu olan Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun yönettiği ve CHP’nin önde gelen isimlerinin katıldığı online toplantının tamamını izlemediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Gerek duymadım. Sadece beni değil, partiyi ilgilendiren bir konu. Gördüğümde, etik olarak rahatsız edici bazı uygulamalar vardı. Normal bulmuyorum. Disipline sevk etme konularında yorum yapmam” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, toplantıya katılan partililerin görevlerine devam edeceğini bildirdi.
“CHP’nin iç sorunlarının tartışma konusu olması beni rahatsız ediyor” diyen Kılıçdaroğlu, “Bu konuda bütün arkadaşlarımı uyardım. Elbette eleştirilerini dile getirebilirler. Tekrarlandığında, kuralın dışına çıkıldığında gereğini yaparım. Her toplantının etik kurallar içinde yapılması lazım. Söylediğim odur. Sayın İmamoğlu ile ilgili zoom toplantısına girmek istemem. Kendisi açarsa ayrı tabi” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın birkaç gün önce gündeme getirdiği “Millet İttifakı seçimi kazansaydı 3 Bakanlık ve MİT’in yönetiminin bize verileceği konusunda Kılıdaroğlu ile yazılı bir mutabakat imzaladık ancak kamuoyuna açıklamadık” iddiasını da yalanlamadı ve “‘Özdağ ile protokol ikimizin namusuna teslim edildi” demekle yetindi. Millet İttifakı’nın yerel seçimlerde bir araya gelip gelmeyeceği hakkında da konuşan Kılıçdaroğlu, “Yerel seçim süreci başlayınca birlikte mi olur, ayrı ayrı mı olur, bakılır” ifadelerini kullandı.
Habertürk canlı yayında konuşan Kılıçdaroğlu, “Sizin için değişim nedir? Önce siz de kullanmıştınız, partide sizin dışınızda neredeyse herkes değişti. Genel Başkanın değişmesi gerektiğini herkes söyledi. Siz ne düşünüyorsunuz?” sorusuna, şöyle cevap verdi:
“Değişmeyen hiçbir şey yok. Her şey değişir zaman içerisinde. Ancak programımız, kurumsal yapımızda eksiklikler olabilir. Örneğin parti tüzüğümüzde değişiklik olabilir. Zaten hepimiz değişiyoruz. Hiçbirimiz hiçbir yerde sabit kalma şansımız yok. Hukukun öngördüğü, parti içinde kural, gelenek, tüzüğün öngördüğü kurallar için elbette değişir. Biz lider partisi değiliz. Biz kurumsal kimliği olan, gelenek, örf, adet, saygı ve kültürü olan 100 yıllık partiyiz. Partinin yenilenmeye ihtiyacı var. Tüzüğü alacağız, tüzük çerçevesinde partide var olan aksaklıkları gidermenin, milletvekillerin, seçmenin şikayetlerini baz alarak yenilenmesini ifade etti. Yeni kurallar getirmenin partide var olan aksaklıklarını gidermenin, üyelerin, milletvekillerinin şikayetlerini dikkate alarak partinin yenilenmesi lazım. Bizim yenilenmeye ihtiyacımız var. Elbette yenileneceğiz. Bu çerçevede karar alacağız. Kurultay için düğmeye basıldı. Delege seçimleri yapılıyor. Hiçbir partide 1 milyonu aşkın delege seçimi göremezsiniz. 1 milyonu aşkın üye mahalleden başlayarak delegeleri seçiyor. Çok güçlü bir altkültürümüz var.”
Ersoy, “Delegelerin genel başkanı, genel başkanın delegeleri seçtiğine dair eleştirim vardı. Bir siyasi parti genel başkanının görevinden ayrılması için gerekli olan nedir? Genel başkanın değişmesi için neye ihtiyaç var?” diye de sordu.
Kılıçdaroğlu, “Gayet basit, kurultay yapıyorsunuz. Geçmişte nasıl genel başkanlar değiştiyse, yine aynı tabloda değişir. Ben hiçbir delegeye telefon açıp bana oy ver demem, gidip milletvekiline gel bana oy ver demem. Bunlar demokrasinin gereğidir” diye cevap verdi. Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Arkadaşlar ‘ben genel başkan olacağım’ derse alana çıkarlar. İl il gezerler. Daha bu süreç başlamadı. Hiçbir kısıtlama olmaz. Özgürce insanlar çıkarlar. Bunlar demokrasinin gereği zaten. Bu konuda hiç kimse sürecin üstüne bir gölge düşüremez. İl başkanlarının görevden alınmasının her birisinin gerekçesi var. Hangi gerekçe ile aldığımız PM’ye aktaracağız. PM bu kararı denetleyecektir. Göreve iade de olabilir, kabul de edebilir. Biz ayrıca bütün illere ikişer milletvekili gönderdik. CHP’de genel başkan yanlış bir şey söylediği zaman ertesi gün kıyamet kopar. Bizde tek adam rejimi yok; demokratik kurallar vardır. Ben PM’de MYK’yı veya beni eleştirecek arkadaşların sözünü kesmem. Onlara bu esnekliği sağlarım. Onu da örgütümüz gayet iyi bilir.”
Kılıçdaroğlu, seçim sonuçlarıyla ilgili soruları ise şöyle yanıtladı:
“Seçim sonuçlarını yenilgi olarak kabul etmiyorum. Seçim sonuçlarını biz kazanamadık. Kazanamamamızın birden çok nedeni var. Küçük köylerde veya kasabalarda oyumuz düşük. Biz buralara gitmemişiz yeteri kadar. Bu kusur bize ait. Buradaki yurttaşlar enflasyonu kentte yaşayan vatandaşa göre yeteri kadar hissetmemiş. Büyük kentlerin hemen hemen büyük kısmında zaten birinci partiyiz. Biz sıradan bir seçim yapmadık. Mâkul, demokratik ölçüler içinde bir seçim olmadı. Erdoğan sahte videolar yaptı. Bütün seçim meydanında gösterdi. TRT günlerce gösterdi. Sahtekârlık yapan bir insandan Cumhurbaşkanı olur mu? Biz devletin kullandığı bütün imkanlara, yapılan sahtekârlıklara rağmen 25 milyon insanın oyunu aldık. 25 milyon insanın kullandığı oyu yenilgi olarak tanımlayamazsınız. 25 milyon insan insan haklarından, demokrasiden yana oyunu kullanıyorsa demek ki orada bir umut vardır. Tabii ki başarı iktidar olmaktır. Demokratik olmayan ortam içinde seçim yapıldı, insan haklarına aykırı uygulamalar yapıldı. Devletin imkanları, parası ve bürokrasisi kullanıldı. Devletin 25 milyon insanı demokrasiden yana oy kullandı. Yüzde 48 demokrasiden yana oy kullanırsa yenilgi olarak kabul edebilir misiniz? Vicdan bunu kabul eder mi? Siz kalkıp da CHP gibi partiyi, kurtuluş savaşı veren partiyi nasıl terörle bir araya getirirsiniz. Bunun ahlakla bir ilgisi var mı?”
Kılıçdaroğlu, “Millet İttifakı devam ediyor mu?” sorusuna ise, “Hayır. Seçim ittifakıydı, bitti” diye yanıt verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yönettiği ve CHP’nin önde gelen isimlerinin katıldığı online toplantı ile ilgili soruya ise şu yanıtları verdi:
“Sabahleyin cep telefonuma gelen bir mesajla gördüm. Doğrusunu isterseniz tamamını seyretmedim, hala da seyretmedim. Gerek duymadım. Sadece beni değil, partiyi ilgilendiren bir konu. Sonuçta, partiye uzun yıllar emek veren arkadaşların yaptıkları bir toplantı diye düşünebiliriz. Gördüğümde, etik olarak rahatsız edici bazı uygulamalar vardı. Etik olarak. Normal bulmuyorum, hayır. Disipline sevk etme konularında yorum yapmam. Disiplin diye bir şey yok.
“Parti içi konuları televizyonlarda konuşmayı doğru bulmam. Parti içinde bir kişi genel başkanlığa aday ise gelir başımın üstünde yeri vardır. Kendisini destekleyen arkadaşlarıyla hareket edebilir. Bu bizim geleneğimizde var. Herkes AK Parti’yi gördüğü için orası gibi zannediyorlar biz öyle değiliz. Bu AK Parti’de olsa suç. Adamı linç bile edebilirler. İhraç bile edebilirler. Çünkü orada demokrasi yok. Biz demokrasiyi içselleştirebilen bir partiyiz. Parti meclisi üyeleri genel başkanı eleştirebilirler. Bizim partide hiç kimse eleştirilmez diye bir kural yok. Sağlıklı bir eleştiri siyasetçinin en çok ihtiyaç duyduğu şey. O çerçevede eleştirilere bakarım. Eleştirilerin haklı yönü de olabilir, haksız yönü de olabilir. Konuyu disiplin kuruluna sev ketmeyi düşünmüyorum. Ekrem İmamoğlu Bey’in İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığına yeniden aday olmasını isterim.”
Habertürk TV’de “Nedir Ne Değildir” programının konuğuyum. https://t.co/DjzoQJChUO
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) July 20, 2023
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu cephesini üstü kapalı olarak da uyardı: “Zaman zaman bu tür olaylar olur; kriz olarak görmeyiz. Su mecrasını bulur. Buradaki temel sorun şu: ülkenin bu kadar ciddi sorunu varken, insanlar perişan halde iken, ekonomi bu halde iken, zamlar almış başını gidiyorken CHP’nin iç sorunlarının tartışma konusu olması beni rahatsız ediyor. Bu konuda bütün arkadaşlarımı uyardım. Elbette eleştirilerini dile getirebilirler. Ama hepsinin ortak hedefi; bu ülkede çok dar bir grup hariç zamlardan perişan oldu. Parti içi tartışmaları toplumun önüne getirme kadar yanlış bir şey yok. Kurallar içinde mücadele edersiniz. Tekrarlandığında, kuralın dışına çıkıldığında gereğini yaparım. Her toplantının etik kurallar içinde yapılması lazım. Söylediğim odur.”
Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerde Millet İttifakı’nın tekrar bir araya gelip gelmeyeceği sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Seçimde kuralları bozan birisi vardı. Yerel seçimler farklı. Onun kendi iç dinamikleri var. O dinamikler içinde yürüyeceğiz. Sayın Akşener’i telefonda kutlamıştım, kongrelerini yapmışlardı. Sonra kendisine nezaket ziyareti yaptım. Karşılıklı kahvelerimizi, çaylarımızı içtik. Nezaket ziyaretiydi. Hiç siyaset konuşulmadı desek doğru değil. Siyaset, ekonomi konuşuldu. Düşüncelerimizi karşılıklı aktardık. Yerel seçim süreci başlayınca birlikte mi olur, ayrı ayrı mı olur, bakılır. Sayın İmamoğlu ve sayın Yavaş başarılı. Onların yeniden aday olmalarını isterim. Yerel seçimlerde halk kendi ittifak yapar. Hangi belediye başkanı başarılıysa gider oyunu verir. Uşaklı bilmiyor mu hangi belediye başkanı daha iyidir diye örneğin. İzmir, Rize’de yapacağınız yerel seçimde belediye başkanını aşağı yukarı herkes tanır. Karamanlı kim daha niteliklidir iyi bilir. Yerel seçimleri kazanacağız. Hiç endişe etmeyin.”
İmamoğlu cephesine en sert çıkan isimlerden olan CHP Sözcüsü Faik Öztrak da CHP’deki “değişim” ve kongre tartışmalarıyla ilgili Independent Türkçe’den Ali Kemal Erdem’e konuştu.
Basına sızan zoom toplantısını etik bulmadığı görüşünü yineleyen Öztrak, “Kurultay yerel seçimlerden önce yapılacak mı?” sorusuna ise “Bir taraftan da tüzük çalışmaları devam ediyor. Kurultayı seçimden önceye yetişebileceğini düşünüyoruz. Biz zaten genel başkanımızın talimatıyla ona göre bir takvim yaptık. Ve bu ekim ayı sonunda kurultayı yapmayı hedefliyoruz” yanıtını verdi.
Öte yandan CHP Yüksek Disiplin Kurulu’nun (YDK), raporlu olduğu için dünkü toplantıya katılmayan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’la ilgili kararı gelecek hafta yapacağı toplantıda vereceği öğrenildi.
YDK’nin CHP Genel Merkezi’nde dün düzenlediği toplantı yaklaşık 5 saat sürdü. Kurul, kesin ihraç talebiyle YDK’ye sevk edilen Tanju Özcan’ın dosyası dahil 9 dosyayı masaya yatırdı.
Yaşadığı sağlık sorununu gerekçe gösteren Özcan’ın raporlu olduğu için savunma yapmak üzere YDK’ye gelemediği, Özcan’ın savunmasının 26 Temmuz Çarşamba saat 13.00’da yapılacak YDK’de alınacağı öğrenildi.
Kılıçdaroğlu da dün katıldığı canlı yayında Tanju Özcan’a kişisel olarak bir nefret beslemediğini ancak yaptıklarını parti olarak doğru bulmadıklarını söyledi.
Gazeteci Hilal Köylü, CHP kulislerinden bir bilgi aktararak “İmamoğlu aday olmazsa, Sarıgül’ü görürsek ben şaşırmayacağım. CHP Genel Merkezi’nde ‘Alırsa İsanbul’u Sarıgül alır’ tezi yayılıyor” dedi.
Konuya ilişkin Gazeteci Nevşin Mengü’nün YouTube kanalında konuşan Köylü, kulislerde konuşulanları şu sözlerle anlattı:
“İmamoğlu aday olacak mı? Eğer olmazsa diye de bir çalışma yapılıyor. Kulis bilgisi. Aday olmazsa Sarıgül’ü görürsek ben şaşırmayacağım. Kendi aralarında konuşulmamış ama CHP Genel Merkezi’nde ‘Alırsa İstanbul’u Sarıgül alır’ tezi yayılıyor. Bakalım uzlaşabilecekler mi, oturup konuşabilecekler mi?”
Erzincan’da CHP’nin oyunu arttırarak, yıllar sonra milletvekili kazanılmasını sağlayan Sarıgül’ün, arkasında “başarı hikayesi” olduğu gerekçesiyle İstanbul’da da başarılı olacağı savunuluyor.
Öte yandan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) listelerinden milletvekili seçilen Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, partisinin CHP ile birleşme kararı aldığını bildirmişti.
Partisinin CHP kararını açıklayan Sarıgül, “TDP bugün elini taşın altına koymuştur ve Kılıçdaroğlu’nun yanında olmaya devam edecektir” demişti.
İmamoğlu’nun internete sızan toplantısının başlattığı tartışamaya Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce de katıldı.
TV 100 canlı yayınında konuşan Memleket Partisi Sözcüsü Prof. Dr. İpek Özkal, “Sayın İnce’yle telefonda konuştum. Kendisi bana ‘2014 yılında Kılıçdaroğlu’nun odasına gidip aday olacağımı söyledim ve Grup Başkanvekilliğinden istifa ettim, olması gereken budur. Bunun dışındaki bir davranış doğru değildir’ dedi” ifadelerini kullandı.
Özkal, İnce’nin şöyle konuştuğunu söyledi:
“Özellikle Grup Başkanı ve Grup Başkanvekilinin o toplantıda olması CHP’nin kültürüne aykırıdır ve Kılıçdaroğlu’na saygısızlıktır.”