Uğur Vardan derbiyi yazdı: Englishman in Kadıköy!
Paco Roca'nın elinden çıkan 'Kırışıklıklar' öyküsünü, hayat denen ve mesafeleri her birimize farklı çizilmiş bir maratonun son bölümünde gezinen bir karakter odağında kuruyor. Dustin Hoffman’ın yaşlılık senfonisi tadındaki ‘Dörtlü’yü hatırlatan bu grafik romanı hararetle öneriyorum.
Eski bir banka müdürü olan Emilio artık emeklilik hayatı yaşamaktadır. Ama asıl önemlisi, zihni ona kimi oyunlar oynamaya başlamıştır. Bu durumda oğlu onu iyi bir bakımevine verir ve yaşıtları arasında yeni bir hayat kurmasını bekler. Emilio, her ne kadar belleğine güvense de yavaş yavaş bu eski dostunun ona vefasızlık yapacağı günler başlamış ve süreç giderek hızlanır olmuştur…
1969 doğumlu Francisco Martinez Roca ya da bilinen adıyla Paco Roca, İspanya’nın uluslararası arenada bilinen çizgi romancılarından. Ülkemizde özellikle Desen Yayınları çatısı altında çıkan eserleriyle tanınan çizerin 2007 tarihli çalışması ‘Kırışıklıklar’ (‘Arrugas’), öyküsünü hayat denen ve mesafeleri her birimize farklı çizilmiş bir maratonun son bölümünde gezinen bir karakter odağında kuruyor.
Girişte kısa özetini sunduğum kitap, aslında Emilio’nun hikâyesini anlatırken ön ve arka plana yerleştirdiği yan karakterlerle Alzheimer denilen illetin son derece gerçekçi bir portresini de sayfalarına taşıyor. Kendisini uyanık sanan ve çevresindeki insanların zaaflarından yararlanarak onlara ‘küçük bir ücret’ (!) karşılığı hizmet sunan Miguel, Şark Ekspresi’nde yolcu kimliğiyle hazır kıta bekleyen ve İstanbul’da eşiyle buluşacağını iddia eden Rosario Hanım, Alzheimer hastası Modesto ve onun yanından hiç ayrılmayan ve bakımını üstlenmiş karısı Dolores, yıllar önce bir atletizm yarışında aldığı bronz madalyayı ve hakkında çıkmış haberlerin bulunduğu gazete kupürlerini yanında taşıyan Pellicer, Marslıların günün birinde kendisini kaçıracağını düşünen Carmen, ketçaptan kalıp sabuna her şeyi torununa vermek için biriktiren Dolores’e; koca bir portreler geçidi var ‘Kırışıklıklar’ın sayfalarında ve satır aralarında…
Paco Roca, biraz da modern zamanlar reflekslerini masaya yatırdığı ve sonraki kuşakların bir an önce ayakaltından çekip gitmelerini, adeta yok olmalarını bekledikleri bir insan grubuna son derece keskin gözlemler eşliğinde yaklaşmış bu çalışmasında. Örneğin Emilio’nun oğlu babasını bıraktığı bakımevindeki görevlinin “Ne zaman isterseniz onu gelip ziyaret edebilirsiniz elbette” şeklinde hatırlatmasına “Şey… Bilirsiniz ya, işimiz gücümüz nedeniyle çok meşgulüz” diyor. Kitabın birçok iç parçalayıcı ama bir yandan da hüzünle birlikte gülümseten yanı, bölümü var ama sanırım bu cümle metin olarak en acıtıcı olanıydı.
Bu arada yaşlıların bir tür ‘dersi kırarak’ kaçamak yaptığı ve arabaya atlayıp ‘özgürlüğü’nü yeniden tatmaya çalıştıkları bir sekans var kitapta, burası da bana hafiften ‘Guguk Kuşu’ndaki tekne kaçamağı sahnelerini çağrıştırdı.
‘Kırışıklar’ ülkemizde 2018’de basıldı. Fakat Roca’nın bütün dünyada tanınmasına yol açan bu yapıttan naçizane olabildiğince çok okurun haberdar olması için bu hafta köşemize taşıdım. İspanyol sanatçının ayrıca ‘Kumdan Sokaklar’ ve ‘Ev’ adlı çalışmaları da yine Desen Yayınları tarafından yayımlandı. Öte yandan ‘Kırışıklıklar’ yani ‘Arrugas’ 2011’de Ignacio Ferreras imzalı bir animasyonla sinemaya uyarlandı.
Alzheimer ya da demans meselesi son dönemlerde karşımıza gelen ve anlatıları çok güçlü filmlerle sinema perdesine taşındı. ‘Remember’, ‘Supernova’, Anthony Hopkins’e ‘En İyi Erkek Oyuncu’ Oscar’ı kazandıran ‘Baba’ ve Gaspar Noe’nin kariyerindeki en iyi film olan ‘Vortex’ gibi… Öte yandan ‘Kırışıklıklar’, Dustin Hoffman’ın yaşlılık senfonisi tadındaki ‘Dörtlü’yü (‘Quartet’) de hatırlatıyor. Sonuç olarak Pınar Savaş’ın çevirisiyle dilimize kazandırılan bu kitabı grafik roman okurlarına -bu sıcak günlere uygun bir deyim eşliğinde- hararetle (!) öneririm.