İngiltere adımı attı: Afrikalı sığınmacıyı cebine üç bin sterlin koyup Ruanda’ya gönderdiler
İngiltere'de yaklaşık 500 erkek sığınmacıya iltica başvuruları sonuçlanana kadar barınak olacak Bibby Stockholm gemisine ilk 15 kişi bindirildi. İnsan hakları örgütleri, söz konusu uygulamanın 'insanlık dışı' olduğunu dile getirirken, hükümet bu sistemi başka limanlara taşımayı planlıyor.
İngiltere’de uzun süredir gündemde yer alan ve tüm tepkilere rağmen uygulamaya konulan ‘yüzer göçmen hapishanesi’ Bibby Stockholm’e ilk sığınmacılar alındı. İngiltere’de iltica başvurularının sonuçlanmasını bekleyen çeşitli ülkelerden gelmiş 18-65 yaş arası erkek sığınmacıların barındırılacağı ‘Bibby Stockholm’ gemisi temmuz ayında Portland Adası’na yanaştırılırken, bu geminin en az 18 ay boyunca yaklaşık 500 erkek sığınmacıya ‘ev’ olacağı belirtilmişti. İngiltere İçişleri Bakanlığı, tüm bu çalışmayı yaparken ana motivasyon olarak sığınmacıların otellerde barındırılmasının vergi mükelleflerine yüklediği yükü azaltmayı göstermişti.
Şimdi sığınmacılardan oluşan ilk grup, güvenlik endişeleri nedeniyle yaşanan gecikmenin ardından bu tartışmalı gemiye bindirildi. İçişleri Bakanlığı 15 kişinin gemiye başarılı bir şekilde bindirildiğini ancak yaklaşık 20 kişinin gemiye binmeyi reddettiğini söyledi. Care4Calais adlı mülteci yardım kuruluşu, gemiye gönderilmesi gereken bazı sığınmacıların yasal itirazlar sonucunda gemiye binmediğini söyledi. Kuruluş gemiye binmeyi reddedenler arasında engelli, daha önce işkence görmüş ya da denizde travmatik anlar yaşamış’ kişilerin de bulunduğunu bildirdi.
"Warehousing [people] on this floating firetrap is a disgraceful way to treat human beings."
UK government moves asylum seekers to 'Bibby Stockholm' residential barge as claims are processed despite humanitarian concerns ⤵️ pic.twitter.com/YoyMkdlNRq
— Al Jazeera English (@AJEnglish) August 8, 2023
Göçmenlerin gemiye binmeyi reddetmeyle ilgili daha fazla detay istenildiğinde İçişleri Bakanlığı’nın sığınmacıların kalacağı yerden sorumlu yöneticisi Cheryl Avery, ‘her bir kişinin yasal işlemleri’ hakkında detay veremeyeceğini söyledi. “İnsanları gemiye almaya devam ediyoruz” diyen Avery, “Bu haftanın ilerleyen günlerinde ve gelecek haftalarda da bindirme işlemlerine devam edeceğiz” dedi.
Bazı insan hakları örgütleri bu uygulamanın ‘insanlık dışı’ olduğunu dile getirse de hükümet bu uygulamanın güvenli olduğunu ve tasarruf sağlayacağı konusunda ısrarcı. Uluslararası Af Örgütü, Bibby Stockholm’ü ‘Viktorya döneminden kalma hapishane kalıntılarına’ benzeterek, bunun ‘terör, çatışma ve zulümden kaçan insanları barındırmanın son derece utanç verici bir yolu’ olduğunu söyledi.
Birleşik Krallık’tan sığınma talep eden işkence mağdurlarına terapötik yardım sağlayan Freedom from Torture ise hükümetin ‘mültecileri güvensiz ve onursuz barınaklarda yaşamaya zorlamaktan’ vazgeçmesi gerektiği çağrısında bulundu.
İtfaiye Sendikası (FBU) geminin dar çıkışlara sahip olduğu ve aşırı kalabalığı kaldırmayacağı yönündeki uyarılarına karşın İçişleri Bakanı Sarah Dines, gemideki konaklamanın ‘temel ama uygun’ şartlar taşıdığını belirterek, konaklamanın insani koşullara uygun ancak lüks olmayacağına dair mesaj verdi.
Hükümetin yasa dışı göçmenleri Güney Atlantik’in ortasında bulunan ve İngiltere’nin denizaşırı toprağı sayılan Ascension Adası’na göndermeyi düşündüğüne dair iddialara karşılık Dines, göçmen kriziyle mücadelede ‘tüm olasılıkların’ ele alındığını belirtti.
Otellerde barındırılan sığınmacıların sayısı mart ayının sonundan bu yana 3000 arttı. İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre haziran ayı sonu itibarıyla 50 bin 546 sığınmacı acil durum barınağı denilen merkezlerde tutuluyor.
Şu anda Birleşik Krallık genelindeki otellerde yaklaşık 51 bin göçmen bulunduğu ve bunun vergi mükelleflerine günde 6 milyon sterlinden fazla maliyete yol açtığı söyleniyor. Geminin ise maliyetinin ne olacağı açıklanmazken, mülteci destek grubu Reclaim The Sea, göçmenlerin otellerdense Bibby Stockholm’de barınmasının daha pahalıya mal olacağını iddia ediyor.
Bakanlar, gelecek aylarda başka gemilerin de sığınmacı barınağı olarak kullanılmasını onaylamayı umuyor ancak bu gemileri ağırlamaya hazır liman bulmakta zorlanıyorlar. Bununla birlikte hükümet, Dorset’te ‘başarı’ elde ederlerse diğer bölgelerin de teşvik olacağına inanıyor.