TÜİK’in enflasyonla mücadelesi bitsin ama…
İşçilik endeksinin TÜİK inşaat maliyeti içindeki payı bu yılın içinde ikinci kez 100 bandını aştı. Azalan usta sayısı nedeniyle kule vinç operatörünün aylık ücreti 150 -100 bin TL’ye, bir inşaat ustasının aylık ücreti de 50-55 bin TL’ye çıktı.
İnşaat maliyetlerinde artış haziran ayında da sürdü. TÜİK İnşaat Maliyet Endeksi, 2023 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 4,43, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49,32 artarken, en büyük artış işçilik endeksinde yaşandı. En son bu yılın ocak ayında yüz barajını aşan işçilik endeksi haziran ayında ikinci kez 100 barajını geçerek yüzde 105,11 artış sergiledi. İşçilik endeksindeki hızlı artışta asgari ücret etkili olduğu kadar, deprem bölgesine gidişler ve yeni usta yetişmemesi de etkili oldu. Artışlar nedeniyle bir kule vinç operatörünün aylık ücretinin 150 -100 bin TL’ye, bir ustasının ise aylık ücretinin 50-55 bin TL bandına yükseldiği ifade ediliyor.
İşçilik ücretlerinde yaşanan hızlı artışı değerlendiren EYG Grup kurucusu ve İcra Kurulu Başkanı ve KONUTDER Eski Başkanı olan Ömer Faruk Çelik, artışta sadece tek başına asgari ücretin etkili olmadığını söyledi. Kur artışının da tek başına yetmediğini aktaran Çelik, sektörde özellikle bozulan dengenin etkili olduğunu kaydetti. Eskiden bir ekip aradıklarında Güneydoğu’dan betoncu, kalıpçı, demirci geldiğini, İç Anadolu’dan ise sıvacı ve boyacının geldiğini aktaran Çelik, “Ama burada ekip yanında gençler de bu meslekte yetişirdi. Ancak son 10-15 yılda ustaların yanında artık gençler gelmiyor. Gençler başka işlere kayıyor. Ustaların da emekli yaşı gelip, usta nesli azalınca az kalan usta kıymetli hale geliyor. Herkesin ihtiyacı olunca 15 biri 20 verip ekip kurmaya çalışıyor. Sonra bir bakıyoruz ki fiyatlar anormal seviyede uçmuş. Örneğin şantiyede bir kule vinç operatörü lazım. Deprem bölgesinde de bir sürü inşaat var. Örneğin 100 tane kule vinç operatörü lazım oluyor. Ancak piyasada kalmış 60-70 tane kule vinç operatörü. Böyle olunca herkes kendi işini görmek için fiyatı artırmak zorunda kalıyor” diye konuştu.
Eskiden yılda bir kez zam yaparken artık 5 ila 6 ayda zam yapmak zorunda kaldıklarına işaret eden Çelik, “Bir kule vinç operatörü aylık net 100-150 bin TL’ye çalışıyor. İyi bir mermer, sıva ve seramik ustasının fiyatı aylık 50-55 bin TL’ye çıktı. Artık asgari ücrete ortalığı toplayacak amele bile çalıştıramıyoruz” dedi.
Mart, nisan, mayıs aylarında kurların dengede gittiğini bu nedenle malzeme fiyatlarının da dengede gittiğini ifade eden Çelik, “Ancak hazirandan itibaren kurlar arttı. Kur artışları sanayiye oradan da malzemeye gelecek. Dolayısıyla önümüzdeki birkaç ayda bu artışları biraz daha yaşayacağız. Petrol fiyatlarının artışıyla inşaat fiyatları bir miktar artarken, konut fiyatları da bir miktar daha artacak. Yıl sonuna kadar konut fiyatlarının en az yüzde 30 daha artmasını bekliyoruz. Böylece yıllık artış da en az yüzde 60’ı bulacak” değerlendirmesini yaptı.
Eskiden karı koca çalışan bir çiftin ev hayali kurabildiğini anlatan Çelik, şimdi iki kişi çalışan üst gelir grubundaki kişilerin ev hayali kuramadığını söyledi. “Ev satılmayınca biz de ev yapmıyoruz” diyen Çelik, “Yorulduk, ancak nüfus artışı sürüyor, insanlar başını sokacak bir yere ihtiyaç duyuyor. Bu evler yapılıp, evler satılmayınca bu sefer de kiralar alıp başını gidiyor. Dolayısıyla önümüzdeki 2-3 yılda evde ciddi bir kıtlık olabilir ve ev fiyatları daha farklı yere gidebilir” uyarısında bulundu.
Deprem bölgesinde inşaat nedeniyle oluşan talep ve artan hayat pahalılığı nedeniyle işçilik bandında fiyatlarda olağanüstü üstü artışlar yaşandığına dikkat çeken Babacan Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Babacan da “Artık yevmiye ile çalışan 1 yevmiye yerine 1.5 yevmiye talebinde bulunmaya başladı. Yani 1 maaş yerine yüzde 50 daha fazla maaşla çalıştırmaya başladık. Bunlara rağmen çok zor işçi bulabiliyoruz” dedi. Yılda bir kez yapılan artışları yılda 2 kez ve daha fazla yapılır hale geldiklerini belirten Babacan şöyle konuştu: “TÜİK’in açıkladığı rakamların üzerinde bir maliyet ve fiyat artışıyla karşı karşıya kalıyoruz. Bir de personel bulma krizi olunca bir rant dönemi oluştu. Bu nedenle devletin gerek SGK ödemelerinde, gerek işçiden alınan vergi ödemelerinde bir teşvik yapması gerekir ki piyasa bir dönem rahatlasın.”