Kuyumculardan Ankara’ya ‘ithalata yol verin’ ziyareti

Kuyumcular ve mücevher ihracatçıları işlenmemiş altın ithalatına gelen kotadan sonra iç piyasada yükselen fiyatlara, düşen rekabet gücüne ve zora giren ihracata çözüm yolları bulmak için Hazine ve Merkez Bankası'nın kapısını çaldı.

Ekonomi 29 Ağustos 2023
Bu haber 1 yıl önce yayınlandı
2002-2003 yılları arasında dünya pazarından yüzde yarım pay alan mücevher ihracatı 2004 yılında Mücevher İhracatçıları Birliği'nin kurulmasıyla 2020'li yıllarda dünya pazarından yüzde 10 pay alır hale geldi.

Mücevher İhracatçıları Birliği (MİB)  Başkanı) ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yönetim Kurulu Üyesi Burak Yakın ile kuyumculuk sektörünün temsilcileri işlenmemiş altına kota getirilmesinden, AB üyeleri ve Serbest Ticaret Anlaşması bulunmayan ülkelerden gerçekleştirilen bitmiş ürün ithalatından ek vergi alınmaya başlaması sonrası piyasada ortaya çıkan bozulmayı ve ihracat üzerindeki olumsuz etkilerini anlatmak için  Ankara’da Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan ile bir araya geldiler.

‘Yol haritamızı kademeli şekilde uyguluyoruz’

MİB’den yapılan açıklamaya göre, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Çelik, hükümet olarak makro dengeleri tesis etmekle işe başladıklarını ve önlemlerin reel sektör üzerindeki yan etkilerini titizlikle takip edip gerekli önlemleri alarak ilgili sektörlerin ihracattaki rekabetçi güçlerini geliştirmek istediklerini söyledi. TCMB Başkanı Erkan da, “2024 yılında dezenflasyonun sürdürülebilir şekilde başlamasını sağlayacak zemini oluşturmak için Enflasyon Raporu toplantımızda kamuoyuyla paylaştığımız yol haritamızı kademeli ve kararlı adımlarla uygulamaya devam ediyoruz” dedi.

Altın ithalatı temmuzda beş ayın zirvesine çıktıAltın ithalatı temmuzda beş ayın zirvesine çıktı

Altın ithalatına 12 ton kota geldi kime ne verildiği bilinmiyor

Toplantıda cari açığa büyük katkısı olan işlenmemiş altın ithalatına kota getirilmesinden sonra iç piyasadaki fiyatlarla dünya fiyatları arasında önemli fark oluştuğunu söyleyen kuyumculuk sektörünün temsilcileri bunun da ihracatı olumsuz etkilemeye başladığının altını çizdiler.

Olumsuz gelişmeler, söylentisi temmuz sonunda çıkan ve  8 Ağustos’ta Borsa İstanbul AŞ Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası Operasyon Direktörlüğü’nün sayılı yazısıyla bazı haller dışında  kıymetli madenler aracı kuruluşlarına üye bazında aylık kota uygulaması getirilmesiyle başladı. Edinilen bilgiye göre bu kapsamda 12 ton kota belirlendi. Dağıtım yapılırken kimi üyelere aylık yalnızca 25 kg, kimilerine ise aylık bir tonun üzerinde ithalat hakkı tanındı. Kime ne kadar ithalat hakkı tanındığı ise ‘devlet sırrı’ gibi saklanıyor. Kotaların her ay yeniden belirleneceği ve bu uygulamanın ise 2024 sonuna kadar devam edeceği öğrenildi.

Kıymetli madenler aracı kuruluşları üyeleri, ulusal ve uluslararası normlara uyum açısından tamamen aynı yükümlülüklere tabi olmalarına rağmen, kota dağıtımında eşitlik ilkesinin göz ardı edildiği öne sürülüyor. Kimi üyelere karar öncesi yaptıkları ithalatın yüzde 3 veya yüzde 5’i kadar bir hak tanınırken, kimi üyelere ise bunun 10 ile 30 katı kota verildiği belirtiliyor.

Kota uygulaması, ihracatı etkiliyor

Dahilde İşleme Rejimi kapsamında altın ithalatı istisna olunca bu kapsamda altın ithal yetkisi olan işletmelerin bir kısmı, bu haklarını bazı kişi ve şirketlere gayri resmi olarak devretmeye başladı. Bu belgelerle ihraç etme taahhüdü ile yüklü miktarda altın getirmeye başladılar. Bu kapsamda gelen altınlar, Borsa İstanbul kayıtlarında gözükmüyor ve belli bir rafineri standardı da aranmamakta. Bu altınlar bir şekilde iç piyasaya sürülüyor. bu durumda da altına yatırım yapmak isteyen vatandaşın mağduriyeti söz konusu oluyor.

Bu arada kota uygulamasıyla yasal yollardan altın girişinin azalması iç piyasada hem altın fiyatını yükseltti. İthalata kota konulacağının söylentisinin çıkmasının ve uygulanmaya başlanmasının ardından iç piyasada altının kilo fiyatı dünya piyasasının 1,500 ile 1,800 dolar üstüne çıktı. Hatta bazı günlerde fiyat farkının 3,000 dolara kadar çıktığı da görüldü.

Ancak işin ekonomi açısından en kötü yanı ise kotanın ve yarattığı fiyat farkının kuyum ihracatını olumsuz etkilemeye başlaması. Yabancı alıcılar kuyum sektörüyle fiyat pazarlığı yaparken işlenmemiş altının dünya piyasalarındaki fiyatını esas alıyorlar.  Türkiye’de işlenmemiş altınının fiyatının daha yüksek olması onları ilgilendirmiyor. Bu da Türkiye’deki  kuyum sektörünün rekabet gücünü azaltıyor ve alıcıların daha ucuz fiyatlı ülkelere yönelmeye başlamalarına neden oluyor. Kuyumculara göre kararın etkileri, düzeltici önlemler alınmaması durumunda  birkaç ay içinde ihracatta kendisini ciddi biçimde gösterecek ve Türkiye ‘Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olacak”. İç piyasa ile dünya fiyatları arasındaki fark kaçak yollarla altın  girişini tekrar cazip hale getirdi. Suriye, Irak, Bulgaristan ve İran’dan kaçak getirilen altın Türkiye’nin “gri” listeden çıkma çabalarını sonuçsuz bırakabilir.

 En büyük rakip İtalya’ya karşı dezavantajlı olduk

Toplantıda kuyumculuk sektörü temsilcileri, alınan kararlardan nasıl etkilendiklerini anlatırken, MİB Başkanı Yakın da hazırlanan sunumla güncel tabloyu açıkladı. Kuyumculuk sektörünün son 20 yılda çok önemli bir mesafe kat ederek dünya liderleriyle rekabet ettiği ve küresel pazar payını pandemiye rağmen iki katına çıkarttığına dikkat çekilen sunumda, kuyumcuların mücevher üretmek için altın alırken İtalyan rakipleri karşısında 68 puan dezavantajlı oldukları anlatıldı.

İtalyan mücevher şirketi 1 ons altına 1900+2 USD ödeyerek ulaşabilirken Türk mücevher üreticisinin 1900+70 USD ile ons başına 68 USD daha fazla ödediği ve bunun da sektörün küresel rekabetten çekilmesi anlamına geleceği; kararların etkili şekilde güncellenmemesi halinde Türkiye’deki üreticilerin İtalya, Dubai gibi başka ülkelere kayacağına dikkat çekildi. Sunumda, kuyumculuk sektörünün son 20 yılda çok önemli bir mesafe katederek dünya liderleri ile rekabet ettiği ve küresel pazar payını Kovid-19 salgınına rağmen iki katına çıkarttığı belirtilerek, kuyumcuların mücevher üretmek için altın alırken İtalyan rakipleri karşısında 68 puan dezavantajlı oldukları belirtildi.

Yakın, açıklamasında toplantıyla ilgili “Merkez Bankası Başkanımız Hafize Gaye Erkan, sektörümüzü rahatlatacak ve enflasyona zarar vermeyecek çözümleri toplantı katılımcılarıyla paylaştı. TCMB, Hazine ve Maliye Bakanlığı başta olmak üzere ilgili Bakanlıklarla birlikte sorunun en kısa sürede çözümü için yürütülecek çalışmalara yardımcı olacak.” dedi.

Kota kararı niye alınmıştı ve hasar tamiri için neler yapılabilir?

Türkiye’nin kuyum ve mücevher ihracatının hayli ilginç bir yolculuğu var.  2002-2003 yılları arasında dünya pazarından alınan yüzde yarımlık pay 2004 yılında Mücevher İhracatçıları Birliği’nin kurulmasıyla 2020’li yıllarda dünya pazarından yüzde 10 pay alır hale geldi. İzlenen uzun vadeli strateji sayesinde dünya pazarından yüzde 10 pay alınmasının ötesinde turizm ihracatından ve Laleli ihracatından da senede ortalama 4- 5 milyar dolar civarında gelir elde eden toplamda 15 milyar dolar ihracat yapan ve üreten bir sektör haline geldi. Bugün itibarıyla Türkiye’de dünya pazarından (Turizm ve Laleli ihracatı hariç) yüzde 10 pay alan başka bir sektör bulunmuyor.

Mücevher ihracatında çarpıcı artış: İlk çeyrekte 1,6 milyar dolara ulaştıMücevher ihracatında çarpıcı artış: İlk çeyrekte 1,6 milyar dolara ulaştı

Türkiye’de işlenmemiş altın ithalatı mücevher ihracatçısının altın ihtiyacının karşılanması ve yatırım amaçlı olarak yapılıyor. Türkiye’nin önemli mücevher ihracatçısı şirketlerinden birinin adının açıklanmasını istemeyen yönetim kurulu başkanı son 20 yıllık grafiklere bakıldığında ihracatçının aldığı altının, ihracatın artışına paralel bir seyir izlediğini belirterek şunları söylüyor:

“Bu da 2020’li yıllarda 6-7 milyar dolardır. Altın ithalatında bu rakamın üstündeki bütün artışlar Türkiye ekonomisinin dalgalanmasına göre değişiklik göstermektedir ve bu artışlarda hiç bir şekilde ihracatçının payı yoktur.

2022 ortası ve 2023 yılının başından itibaren Türkiye’deki ekonomik gelişmeler hane halkını tekrar altına yönlendirmiş ve ithalat artmaya başlamıştır. Ancak alınan bütün önlemler bu halkın altına yönlenmesini engelleyemediği gibi mücevher ihracatçısının altına dünya piyasalarına göre ancak 2000-3000 dolar farkla ulaşmasına neden olmuştur.”

Mücevher ihracatı 3 milyar doları aştıMücevher ihracatı 3 milyar doları aştı

‘Altını döviz belgesiyle bankadan alsın’

Aynı kaynak sektörün bu nedenle şu anda hem pazar hem müşteri kaybetme aşamasında olduğunu söylüyor. Alınan makro kararların ithalatı engelleyemediği gibi  ihracata çok büyük darbe vurduğunu söylüyor ve şöyle konuşuyor:

“Zira hane halkının altın fiyatındaki köpükten yani iç piyasa ile dış piyasa arasında fiyat farkından hiç haberi ve bilgisi yoktur. Ancak ihracatçı müşterileriyle yaptığı fiyatlandırmalar da uluslararası rakamları yakalayamadığı için müşterilerini İtalya ve Çin’e kaptırmaktadır. Altın ithalatında kısıtlama, ihracatı bitirmesinin yanı sıra 10-15 aracı kurumun ihya olmasına ve servet transferine sebep olmaktadır.”.

Aynı kaynağa göre sorunun çözümü zor değil. Mücevher ihracatçısının yaptığı ihracat karşılığında getirdiği döviz belgeleriyle bankalardan ons + 3 puanla altına ulaşması sağlanması durumunda sıkıntının ortadan kalkacağını söyleyen kaynak “Bankalara verilecek bir talimatla sorun hemen çözülebilir. Nasıl yapılan ihracatın yüzde kırkını bankalara bozdurma zorunluğu geldiyse aynı şekilde altına da ihracatçı altını da  bankalardan alabilmelidir. Aksi taktirde 20 senelik bir sektöre bitirirsiniz.” diyor.

Hane halkının altına ulaşmasının engellenmesi için özellikle gram altın ve Sarrafiye’ye yüzde 20 ek vergi getirilmesi durumunda hane halkının altına ulaşamayacağını söyleyen mücevher ihracatçısı şunları söylüyor:

“Bu durumda ya dövize ya borsaya ya faize yönelecektir 15 milyar dolara yakın dolaylı dolaysız ihracat yapan bir sektörün büyümesine de destek vermiş olacaksınız.
Ayrıca sayın Hazine ve Maliye Bakanımızın ağzından ihracatınızı DIR (Dahilde İşleme Rejimi) ile yapmaya çalışın diye cümleler duyuyoruz. Bu mümkün değil zira bir çok ülke bu sistemi uygulamıyor ve bazı müşterilerde uygulamak istemiyor veya bilmiyor. Ne yapacağız müşterilere zorla dikte mi edeceğiz?”

 

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.