Enerji içeceği taşıyan TIR devrildi: Sürücü şans eseri hayatta kaldı
Yaz biterken yolcu otobüsleri ülkenin dört bir yanına çok sayıda yolcu taşıyor ve kaza haberleri de peş peşe geliyor. Ulaşım ve trafik uzmanı Dr. Sarı, firmaların şerit ve mesafe takip sistemlerini söktürdüğünü iddia ederek bakanlığın denetiminde de bunun ortaya çıkacağını söylüyor.
Yaz döneminin son demlerinde vatandaşlar şehir dışına gidiyor, yakınlarını ziyaret ediyor ya da tatil yapıyor. Ancak bu seyahatler kimi zaman acı haberlere konu oluyor. Son olarak önceki gece Uşak’ta bir yolcu otobüsü Afyonkarahisar yönünde seyir halindeyken salça yüklü TIR’a arkadan çarptı. Kazada 1’i ağır 15 kişi yaralandı. Bundan sadece bir gün önce ise Antalya’da yine bir yolcu otobüsü kırmızı ışığı beklemeyince hem bir otomobile hem de köprünün ayaklarına çarptı. Bu kazada ise otomobil sürücüsü hafif yaralandı. Bir hafta önce meydana gelen yolcu otobüsü kazası ise gazetelere ‘katliam gibi’ başlığıyla girdi. Çünkü Yozgat’ta kontrolden çıkan otobüs, karşı şeride geçmişti ve kazada 12 kişi yaşamını yitirirken 19 kişi de yaralanmıştı.
Yolcu otobüslerinin peş peşe yaptığı kazalar ise Türkiye’nin sıcak gündemlerinden biri haline geldi. TÜİK’in 2022 yılı istatistiğine göre; geçen yıl Türkiye’de 1 milyon 232 bin 957 kaza meydana gelmişti ve bunların 197 bin 261’inde ölüm ya da yaralanma yaşanmıştı. Ölü sayısı ise geçen yıl 5 bin 229’a ulaşmıştı. Trafik Başkanlığı’nın 2023 yılının ilk 7 ayına ait verilerinde ise toplamda 309 bin 573 trafik kazası meydana geldi. Bu kazalarda ölenlerin sayısı ise bin 633. 2023’ün ilk 7 ayındaki kazaların içinde halk otobüsü ya da yolcu otobüsünün karıştığı kazaların sayısı ise 3 bin 713. Peki yolcu otobüslerinin son zamanlarda sürekli kazayla anılmasının sebebi ne?
Ulaşım ve Trafik Uzmanı Dr. Suat Sarı, bu noktada denetime dikkat çekiyor ve bu kazaların böyle devam ederse sürekli yaşanacağını söylüyor. Otobüs şoförlerinin çoğunun uzun yola tek başına çıktığını belirten Dr. Sarı, “Normalde 4 buçuk saatte bir 45 dakikalık mola vermeleri gerekiyor. Genellikle bu molayı vermiyorlar. Mola verdiklerinde ise ağır yemekler yiyorlar. Araçların içinde yatıyorlar” diyor. Batı’da uzun yol şoförleri için dinlenme üniteleri olduğunu ifade eden Dr. Sarı, Türkiye’de ise yeme-içme yerleri olduğunu vurguluyor.
Öte yandan sektörde uzun yol şoförünün oldukça azaldığını aktaran Dr. Sarı, mesleğin artık cazip gelmediğini, maaşların düşük olduğunu söylüyor. Bunun dışında şoför olmadığı için aynı şoföre çok iş yaptırıldığını da sözlerine ekliyor Dr. Sarı, “Şoförü çağırıyorlar aniden, dinlenmesi gereken sürede dinlenemiyor. Dolayısıyla bu kazalar olur. Yazın daha çok olur. Çünkü yazın daha fazla işleri var” diyor.
Bakanlığın bu işleyişe el atması gerektiğini söyleyen Dr. Sarı, parmak iziyle çalışan dijital takometre ve kamerayla denetim yapılması gerektiğini aktarıyor. Takometrede yapılan hilelere dair de konuşan Dr. Sarı, dinlenen kişiye ihtiyaç olduğunu bu nedenle de başka birinin ehliyetinin alınarak ikinci şoför var gibi gösterildiğini söylüyor: “Batı’da bu kadar kaza olmuyor, Türkiye’de neden oluyor?”
Avusturya, Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerin otoyollarında sürücüler için ayrılan dinlenme üniteleri olduğunu ancak Türkiye’de son 20 senede yapılan otoyollarda ticari sürücüler için neden dinlenme üniteleri yapılmadığını da soruyor Dr. Sarı. “Bizim paramız mı yok? Neden otoyollar yapılırken şartnamelere bunu da koymuyorlar? Otoyol dinlenme ünitelerinin bakımı Batı’da otoyol işletmelerine ait. Niye bunu yapmıyorlar?” diyen Dr. Sarı, kazaların önlenmesi için diğer bir önemli olanın da takometreler olduğunu belirtiyor. Bakanlığın bu noktada elektronik denetim yapması gerektiğini söyleyen Dr. Sarı, firmalar için ise lisans önerisinde bulunuyor.
Türkiye’de 500’e yakın firma olduğunu ve bu firmaların hepsine de lisanslama yapılması gerektiğini ifade eden Dr. Sarı’ya göre; bu uygulama firmaların kurumsallığına dikkat etmesini sağlayacak. Ayrıca 2 uyarı sonrası bir daha kaza olursa da lisansın iptal edilmesi yönündeki ceza önlemleri artıracak. Ancak Türkiye’de lisanslama yok, otobüs firması sadece şirket kurduğunu bildiriyor. Ayrıca şoförlere 5 yılda bir psikoteknik testi yapılıyor ve bu uzun bir süre olduğu için de eleştirinin odağında. Dr. Sarı “Her sene sağlık ve psikoteknik testi yapılması lazım. SRC belgesini parayı verip alıyorlar. İş ticarete gelmiş durumda. Tam teşekküllü hastaneden bunların alınması gerekiyor. Kimin sağlığı ve psikolojik durumu 5 sene aynı kalabilir? Şeker hastalığı olan sürücü yolda uyuyor mesela” diyor.
Otobüslerde şerit takip sistemlerinin merdivenaltı usullerle iptal edildiğini açıklayan Dr. Sarı, hayat kurtaracak ‘üçgeni’ de şöyle anlatıyor:
Yeni otobüslerin hepsinde şerit değiştirmeyle ilgili sistem var. Şeridinizi hızla değiştiremiyorsunuz. Zaten otobüs şeridinin en sağ şerit olması lazım. O şerit değiştirmelerde sizi uyarıyor. Araçlarımızda hızımızın yarısı kadar mesafe takibi yapan sistemler var otobüslerde. Bunlar 2010 yılından sonra mecbur hale getirildi. Ama bizde hem şerit takip hem de mesafe takiplerin hepsini firmalar iptal ediyor. Bakanlık denetimlerinin çoğunda bunların iptal edileceğini de görecekler. İptali de merdivenaltı bir usta kolaylıkla yapıyor. Devlet neden otoyollarda şerit değiştirme, araç takiple ilgili elektronik sistemleri koymadı? Otobüs firmalarının şoförleri bunları neden iptal ediyorlar? Muayene istasyonlarında neden iptal eden olup olmadığına bakılmıyor? Muayenenin içinde bu kontrolün de olması lazım. Bu üçgen kötü çalıştığı için bu kazaları görüyoruz, bundan sonra da görmeye devam ederiz. Çünkü kader olarak algılanıyor.”