Karadağ geçildi, İzlanda yoluna düşüldü
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rus mevkidaşı Putin, Soçi'deki görüşmenin ardından basın toplantısı gerçekleştirdi. Şartlarının karşılanması durumunda tahıl anlaşmasına dönmeye hazır olduğunu söyleyen Putin, Katar finansmanıyla Türkiye üzerinden Afrikaya 1 milyon ton tahıl gönderme planından bahsetti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün Rusya’nın güneyindeki Soçi’de ana gündeminin Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması olduğu bir görüşme gerçekleştirdi. Rusya, tahıl anlaşmasından çekildiğinden beri Karadeniz tehlikeli sular haline geldi, Ukrayna limanları bombalanırken Karadeniz’den geçmek isteyen ticari gemiler uyarı ateşleriyle karşı karşıya kaldı.
Dünya gözlerini Erdoğan ve Putin’in görüşmesine çevirerek, çıkacak olumlu bir sonuca odaklandı. Uçaktan indikten sonra Rus Sanatoryumu’na gelen Erdoğan, burada Putin tarafından kapıda karşılandı ve Rus lider, Erdoğan’a Soçi’de tatil yapmasını önerdi. İki ülke arasında son zamanlarda Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin İstanbul ziyareti sebebiyle artan gerginlik düşünüldüğünde Putin’in bu hareketi görüşmelerin sakin geçeceğinin bir işareti oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki görüşme Soçi'de başladı.
Görüşmenin Ana Maddeleri:
🔴Gaz Tedarik Merkezinin Kurulması
🔴Tahıl Anlaşması pic.twitter.com/Ut7QG7BxVl
— THS Haber (@temmuzhaber) September 4, 2023
Üç saat süren görüşmeye başta Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın yeniden canlandırılması olmak üzere, Akkuyu Nükleer Santrali, ucuz akaryakıt ticareti ve Suriye meselesi damga vurdu.
Putin basın toplantısı sırasında Ukrayna’nın dışarıda bırakılacağı ve Rusya-Türkiye-Katar işbirliğinin ön plana çıkacağı bir anlaşmaya dikkat çekti. Geçen yıl tahıl anlaşmasını imzaladıklarında kendilerine verilen taahhüdün yerine getirilmediğini vurgulayan Putin, gıda ve gübre ihracatları önündeki engelin kaldırılması ve tahılların daha ihtiyaç sahibi ülkelere gönderilmesi halinde anlaşmaya dönmeye hazır olduklarını dile getirdi.
“Gönderilen gıdaların yüzde 70’i gelişmiş ülkelere gitti, ihtiyacı olan fakir ülkeler yüzde 3’ten daha az pay aldı. Biz anlaşmayı canlandırmaya hazırız” diyen Putin, verilen taahhütler yerine getirilene kadar Rusya’dan 1 milyon ton tahılın imtiyazlı bir fiyatla Türkiye üzerinden Katar finansmanıyla Afrika’ya gönderilmesi üzerinde çalıştıklarını duyurdu. Erdoğan da böyle bir durumda Rusya’ya destek olmaya hazır olduklarını, “Afrika ülkelerine tahılın un halinde gönderilmesi noktasında Rusya, Türkiye, Katar olarak adım atmak suretiyle temenni ediyorum ki bu ülkelerin yanında oluruz” sözleriyle belirtti.
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi Direktörü İgor Semivolos dün Focus’a verdiği demeçte, “Böyle bir ziyaret planlandığında belli anlaşmalara varılacak demektir. Şu anda müzakereler yapılıyor olabilir. Ancak ben şahsen Rusya’nın herhangi bir şekilde tahıl anlaşmasına dönme arzusunu göremiyorum” yorumunda bulunmuştu.
Batı’nın yaptırımlarına uğradığı için Avrupa’ya sırtını dönen Putin, Afrika’da paralı asker grubu Wagner ile sağladığı nüfuzu kaybetmemek için temmuz ayında Afrikalı liderlerle yaptığı görüşmede Burkina Faso, Zimbabve, Mali, Somali, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Eritre olmak üzere altı Afrika ülkesine ücretsiz olarak 25 bin ila 50 bin ton arasında tahıl sağlamaya hazır olduklarını dile getirmişti.
Bir gazetecinin Rusya-Katar-Türkiye arasında oluşturulacak yeni rotanın esas tahıl anlaşmasının alternatifi olup olmadığı sorusuna Putin, alternatif olmadığı yanıtını vererek, şartlarının karşılanması karşılığında esas anlaşmaya dönmeye her zaman hazır olduklarını yineledi.
Düşünce kuruluşu Chatham House’da gıda güvenliği uzmanı olan Tim Benton euronews International’a verdiği demeçte, “İçimden bir ses Putin’in gıdayı ekonomik bir silah olarak kullanabileceğinin farkına vardığını ve bu nedenle istediği tavizler konusunda alabileceği her şey için mücadele edeceğini söylüyor” dedi.
Erdoğan ise BM ile tahıl sevkiyatı konusunda yeni öneri paketlerinin hazırlandığını duyurarak, bu yeni süreçte netice alınmasına olumlu baktığını söyledi. Öte yandan Erdoğan, tahıl anlaşmasının ilerleyebilmesi için ‘Ukrayna’nın yaklaşımlarını yumuşatması’ gerektiğinin altını çizdi.
İki liderin görüşmesinin ‘çok yapıcı’ geçtiği belirtilse de Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Soçi’deki görüşmelerin sonunda taraflar arasında herhangi bir belge imzalanmasının planlanmadığını açıkladı. Rus uzmanlar dün yaptıkları değerlendirmelerde tahıl koridoru konusuna soğuk yaklaşsa da diğer konularda taraflar arasında bir anlaşma yapılmasını beklediklerini dile getirmişti.
İki lider arasındaki bu görüşme, yaklaşık bir yıl sonra ilk kez gerçekleşiyor. Erdoğan ve Putin en son ekim ayında Kazakistan’ın Astana kentinde düzenlenen Asya zirvesi sırasında görüşmüştü. Uzmanlar, görüşmenin Erdoğan’ın yeniden seçilmesiyle birlikte kendini daha güvende hissettiği bir ortamda gerçekleştiğini söylüyor.
Hem Erdoğan hem de Putin son zamanlarda Batı’nın egemenliğine ortak bir şekilde meydan okudukları yakın bir ilişkiye sahipti ancak Erdoğan özellikle seçimden sonra Putin’in hoşuna gitmeyecek bazı adımlar attı. Bunlardan ilki Ukrayna’nın NATO üyeliğine Türkiye’nin sıcak baktığını söylemesiydi. İkincisi ise savaş sonlanana kadar Türkiye’de kalmaları şartıyla serbest bırakılan 5 Azov komutanın Ukrayna’ya iade edilmesiydi.
Eski bir Türk diplomat ve İstanbul merkezli düşünce kuruluşu EDAM’ın Başkanı Sinan Ülgen, CNN International’a yaptığı açıklamada, iki liderin ilişkilerinin doğasında bir ‘değişiklik’ olduğunu dile getirdi. 14 Mayıs’taki seçim öncesinde Erdoğan’ın Putin’in desteğine özellikle ihtiyacı vardı.
Ekonomik krizin damga vurduğu seçim kampanyası sırasında Moskova, Ankara’nın doğalgaz ödemelerini ertelemeyi kabul etti. Rus lider ayrıca Türkiye’nin ilk nükleer santrali olan Akkuyu’nun açılışına da videokonferans aracılığıyla katılarak Erdoğan’a desteğini pekiştirdi.
Öte yandan Erdoğan da seçim öncesi dönemde Rusya’ya yaptırım uygulaması için Batı’dan gelen baskılara karşı gelerek Putin ile oluşturduğu ‘dostluğunu’ vurguladı. Tabii seçim sonrası Erdoğan’ın Batı’yla ilişkilerini yeniden yoluna koyma çabaları Rusya tarafında hoşnutsuzlukla karşılandı.
Bununla birlikte Ülgen, Rusya’nın Batı’ya açılan tek ‘penceresi’ Türkiye olduğundan Ankara ile bağlarına değer vermeye devam ettiğini söylüyor.
Görüşmenin ağırlıklı noktası tahıl koridoru anlaşması olsa da ekonomik meselelere ve enerji ticaretine de değinildi. Batı’nın yaptırımlarının ardından SWIFT’ten çıkarılan Rusya, ticaret yaptığı ülkelerle yerli para birimine dönme kararı almıştı. Yerli para birimi konusu, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın oluşturduğu BRICS’in geçen ay yaptığı zirvede daha derin bir şekilde ele alındı ve gelişmekte olan ülkelerin IMF’si diyebileceğimiz Yeni Kalkınma Bankası’nın kredi vereceği ülkelere paranın yüzde 30’unu yerli para birimiyle sağlayacağı bildirildi.
Erdoğan ile görüşmesinde ticaret hacminde daha etkin şekilde milli para birimleri kullandıklarını hatırlatan Putin, “Ticari ilişkimizde dolar ve euro payı sürekli düşüyor. Bizim merkez bankalarımız iki ülkenin finansal ve kredi kurumları arasında muhabir hesap oluşturuyorlar. Karşılıklı ticarette yerli para birimi kullanımı konusunda kararlılığımızı teyit ettik. Dolar ve euroyu daha az kullanma konusunda hemfikiriz” dedi.
Putin, enerji alanında işbirliğinin stratejik olduğunu vurgulayarak, Akkuyu Nükleer Santrali’nde gelecek yıl ilk ünitenin çalışmaya başlaması için çalışmaların sürdüğünü belirtti.
TürkAkım ve Mavi Akım doğalgaz boru hatları üzerinden geçen sene 21,5 milyar metreküp doğal gaz sevk edildiğini söyleyen Putin, bu yılın ilk 7 ayında ise 10 milyar metreküp doğalgaz gönderdiklerini dile getirdi. Putin konuşması sırasında ileride de Türk ekonomisine ‘ucuz ve etkili yakıtın sevkiyatına’ devam edeceklerini duyurdu.