Paramotorlarla sınırı geçmeye çalışan dört PKK’lı öldürüldü
Terör örgütü PKK/YPG'nin bir uzantısı olan SDG ile Arap aşiretleri arasında Suriye'nin doğusunda başlayan çatışmaların 12'inci gününde SDG Diban'ı ele geçirdi. Öte yandan Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib'in Cebel el Zaviye bölgesine hükümet güçleri yoğun hava saldırıları gerçekleştirdi.
Suriye’nin petrol zengini ve stratejik açıdan önemli Deyrizor’da terör örgütü PKK/YPG’nin bir uzantısı olan ve IŞİD’le mücadelede ABD’nin desteğini alan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Arap aşiretleri arasında çıkan çatışmalarda 9’u sivil, 24’ü SDG üyesi olmak üzere 90 kişi hayatını kaybetti, en az 104 kişi de yaralandı.
Kriz, 27 Ağustos’ta Deyrizor Askeri Meclisi Komutanı Ahmed el Halil’in (Ebu Havle), SDG’den Mazlum Abdi ile görüşmeye davet edilmesinin ardından Haseke yolunda ‘uyuşturucu kaçakçılığı, kötü yönetim, görevini kendi çıkarları doğrultusunda kullanma’ gibi gerekçelerle gözaltına alınmasıyla başladı.
Arap aşiretler, SDG’nin faaliyetleriyle bölgedeki kontrolünü artırdığını ve petrol gelirlerinden Arapların mahrum bırakıldığını söylüyor. Abu Dhabi merkezli The National’ın haberine göre, SDG, Deyrizor’un Fırat Nehri yakınlarındaki Diban bölgesinin kontrolünü ele geçirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Deyrizor’da yaşananlarla ilgili olarak iki gün önce yaptığı bir açıklamada, “Ne PKK ne YPG buraların sahibi değil, bunlar sadece terörist. Aşiretlerin bir araya gelmek suretiyle PKK’ya, YPG’ye karşı koydukları tavır, haysiyetli bir onur mücadelesidir. Hem millidir hem yerlidir” diyerek Arap aşiretleri desteklediğini göstermişti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise, “YPG terörünün meşru bir güçmüş gibi gösterilmesi son bulmalı. Olmazsa (Deyrizor’da) gördüğümüz çatışmalar sadece bir başlangıç. Yani bölgemiz için daha tehlikeli senaryoların olmasını öngörmek kaçınılmaz” dedi.
Milli Savunma Bakanlığı, “PKK/YPG konusunda ne kadar haklı olduğumuzun açık bir göstergesi. Dost ve müttefik ülkelerden beklentimiz; PKK/YPG terör örgütüne yapılan yardım ve desteğin sonlandırılması” açıklamasında bulundu.
Bu, Suriye’nin doğusunda son sekiz yılda yaşanan en büyük çatışmalardan biri olarak görülüyor. Ayrıca Suriye’nin doğusu, ABD’nin yoğun olarak varlığını gösterdiği bir bölge. Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Pat Ryder, salı günü yaptığı açıklamada, “Bölgedeki odak noktamız IŞİD’i yenilgiye uğratma misyonu olacak. Bölgede birden fazla aktör olduğunun ve zaman zaman farklı bakış açılarının ortaya çıkacağının kesinlikle farkındayız” dedi.
Ryder, “IŞİD’i yenilgiye uğratma misyonunda SDG, diğer bölgesel ortaklar ve uluslararası toplulukla çalışmaya devam edeceğiz” diyerek, SDG’yi olası alternatif ortaklar için terk etme gibi bir niyetlerinin olmadığını gösterdi.
Ne var ki bu sefer İdlib bölgesi karıştı. New Arab’taki bir habere göre, Suriye ordusu, İdlib’in güneyindeki Cebel El Zaviye’de son birkaç gündür şiddetli bombardımanlar gerçekleştiriyor. Beyaz Baretliler olarak da bilinen Suriye Sivil Savunması, bölgeye eylül ayının ilk üç gününde 60 saldırı gerçekleştirildiğini ve bu saldırılarda sekiz sivilin öldüğünü, 23 sivilin de yaralandığını bildirdi. Kurbanlardan birinin çocuk olduğu öğrenildi.
Suriye rejiminin bu saldırılarının arkasında muhaliflerin birkaç gün önce İdlib’in güneyindeki Malaja tepesinin kontrolünü sağlamasının yattığı söyleniyor. Yüzlerce sivil bölgeden kaçarak İdlib’in doğusundaki Sarmin mülteci kampına sığındı ancak buranın da bombalanmasının ardından iki çocuk daha yaralandı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, rejimin Cebel El Zaviye’yi bombaladığı sırada Rus savaş uçaklarının da İdlib’in güneyindeki Fatira köyüne saldırı düzenlediğini söyledi.
El Cezire’nin haberine göre bombardımandan kaçan bazı Suriyeliler de Cebel El Zaviye’deki mağaralara sığınmak zorunda kaldı. Kansafra köyünden 53 yaşındaki Halil ailesiyle birlikte bu mağaralardan birine gelmiş, El Cezire’ye konuşan Halil, bulunduğu mağarayı mezara benzeterek, “Bu mağaralar insanlar için uygun değil. Çok nemli, insanlar hastalanıyor, özellikle de çocuklar. Ama yine de evlerimizden daha güvenli” dedi.
Dört çocuk babası olan Halil, 10 gündür mağarada yaşadıklarını ve çocuklarının psikolojisinin bozulduğunu belirtti. Halil, en çok korktuğu şeyin içinde bulunduğu mağaranın vurulması olduğunu söyledi. El Cezire’ye göre mağaranın havalandırma delikleri ve acil durum için ikinci bir çıkışı yok. Dolayısıyla tek girişinin kapatılması halinde aile içeride kapana kısılacak.
Halil, “İdlib’te gidecek güvenli bir yer yok çünkü Esad rejimi ve Rusya hiçbir şehri ya da kötü bombalamaktan gocunmuyor” diye ekledi.