Galatasaray’da Metehan Baltacı’yla yeni sözleşme imzalandı
Uğur Karakullukçu’nun Galatasaray ile ilgili 'torpil' iddiası altyapıları tekrar gündeme getirdi. Türkiye’de altyapıda her yaşta ve her alanda çalışmış Nedim Yiğit’in bu konuya net bir cevabı var: 'Torpilli oyuncu var mı bilmiyorum ama torpilli antrenör olursa, futbolcu da olur!'
Türkiye’de altyapı sistemi her dönemde tartışılır. Sistem gerçekten tıkandı mı, yoksa az da olsa umut var mı? Arda Güler gibi isimlerin transferleri, altyapıların işlediği algısını mı oluşturuyor? Cevap olarak bazı iddialar ortaya atılır, yalanlanır ve konu kapanır. Özellikle de milli maç döneminde bu tartışmalar üst seviyeye çıkar. Futbol kamuoyunun senelerdir süren ‘gurbetçi’ ve ‘yerli’ tartışmalarının yanında şimdi başka gündemi daha var: Torpil.
Gazeteci/yorumcu Uğur Karakullukçu geçen hafta Twitch yayınında Ayhan Akman’ın oğlu Hamza Akman’ı oynatmak için Galatasaray’ın bir finale forvetsiz çıktığını aktardı. Altyapılarda bu gibi olayların arttığını, arttıkça da hiçbir sonuç alınamayacağını söyledi. “Konuşacağım, susmayacağım” diyen Karakullukçu’yu yayını 16 bin kişinin izlediği sırada Ayhan Akman aradı ve programdan sonra görüşmek istediğini belirtti. Gündem hızlıca değişti. Uğur Karakullukçu’nun konuyu kapatırken söylediği, “Daha ne kadar aranacağım biliyor musunuz? Bugün telefon susmaz. 2-3 kez daha aranırım” cümleleri de hali hazırda arka planda gerçekleşen birçok olayın ekrandaki tezahürüydü.
Bu iddiayı iki açıdan değerlendirelim: Rakamlar ve tecrübeler…
Başakşehir, Galatasaray ve Milli Takım’ın altyapılarında görev yapmış, 15 seneden uzun bir süredir gitmediği yer kalmamış bir antrenörle, Nedim Yiğit ile iddiaları konuştuk. Son olarak beş sezon İstanbul Başakşehir Akademisi’nin başında görev yapan Yiğit, altyapı sistemi konusunda çok sitemkâr. Torpilden çok daha büyük sorunlar olduğunu uzun süredir söylüyor. Şu sıralarda bu sorunlardan epey sıkılmış olacak ki, teknik direktörlük görevine Kosova’da devam ediyor.
“Türkiye’de eğitici antrenör ve yetenekli futbolcu sorunu yoktur” diyerek sözlerine başlayan Yiğit, futbol dünyasının geçen haftaki gündemiyle ilgili “Antrenörlüğe gönül veren, iş talebini özgeçmişi ile yapan idealist insanlara değil de başka yollarla iş talep edenlere görev verilmesinde sorun vardır. Yıllarca diploma almak için emek verip, para biriktirip, şartlarını tamamlayarak sıra bekleyenlerin yerine, sırası gelmeyen ve şartları oluşmayanların diploma almasında veya aldığına inanılmasında sıkıntı var” diyor.
Ve devam ediyor: “Ben oyuncu değil antrenör alımlarında adam kayırma olduğunu düşünüyorum. Bu da bugün konuştuğumuz her şeyin başlangıcı. Henüz bu mesleği icra etmeyi hak etmemiş insanlar her türlü tavizi verirler. Altyapılar kulüplerimizin ana unsurları olarak görülmedikleri için ya önemli başarılarda suni gündem olurlar, ya da çok önemli sorunlarda.”
Bir de rakamlara bakalım. Transfer dönemini oldukça hareketli geçiren takımlarımızda altyapıdan çıkan futbolcu sayısı ne durumda?
Süper Lig’de altyapıdan çıkan oyuncuların sayısına göre bir sıralama yaptığımızda ilk 5’te hiçbir “büyük” takım yer almıyor! Beşiktaş altıncı, Galatasaray sekizinci, Trabzonspor 10. sırada. Fenerbahçe ise listenin alt sıralarında, sadece Pendikspor’un üstünde.
Verilen dakikalar kısmına geldiğimizde karşımıza kara bir tablo çıkıyor. Çünkü dört büyüklerin en iyisi, altıncı sırada olan Beşiktaş’ta düzenli olarak forma giyen tek isim yıllardır tartışılmasına rağmen hala kadronun bel kemiğinde yer alan, 32 yaşındaki Necip Uysal. Bu sezon altı maçta 496 dakika süre alan Necip, kariyeri boyunca ortalama 65 dakika sahada kalmış. 2021 yılındaki şampiyonluğun mimarlarından Ersin Destanoğlu ise Şenol Güneş’in Beşiktaş’ın başına geçmesiyle formayı kaybetmiş durumda. Güneş, göreve geldiğinden beri Fenerbahçe altyapısından yetişmiş Mert Günok’u tercih ediyor. 2004 doğumlu Demir Ege Tıknaz, bu sezon süre almaya başlasa da derinleşen kadroda ne kadar tutunabileceği -maalesef- meçhul.
Galatasaray’da ise daha acı bir tablo ortaya çıkıyor. Bu sezon kadroda yer bulan ve potansiyelli bir oyuncu olarak görülen Emin Bayram, Westerlo’nun yolunu tuttu. Altı kişilik altyapı listesinden Hamza Akman ile Baran Aksaka yalnızca bir maçta görev aldı. Bu isimlerden üçü 2005, ikisi ise 2004 doğumlu. Bu, gelecek adına nispeten sevindirici bir gelişme olsa da son yıllarda Ozan Kabak ve Yunus Akgün dışında Galatasaray’ın hem yararlanıp hem de bonservis kazandığı bir isim yok. Bu sezonki transferlerle beraber uzun süredir forma ve fırsat bekleyen Atalay Babacan, Süleyman Luş, Abdülsamed Karnuçu, Metehan Baltacı gibi isimlerle de yollar ayrılmış durumda.
Fenerbahçe kadrosunda altyapıdan iki isim var: Furkan Akyüz ve Güney Koreli Jin Ho-ho. İki isim için de yorum yapmak zor. Ancak Sarı-Lacivertlilerin Arda Güler’e verdiği şansı ve ondan kazandığı parayı, İsmail Yüksek’in zaman zaman yükselen form grafiğini, Ferdi Kadıoğlu’nun tükenmeyen potansiyelini ve Altay Bayındır’ı da listenin içine katarsak son yıllarda eskiye oranla daha “genç” isimlerle yapılanmaya gittiğini söyleyebiliriz. Öyle ki Fenerbahçe’ye en fazla para kazandıran 25 oyuncunun sekizi son üç sezonda forma giymiş isimler: Arda, Altay, Kim Min-Jae, Eljif Elmas, Attila Szalai, Diego Rossi, Allahyar Sayyadmanesh ve Mergim Berisha. Öte yandan yönetim eğer altyapı çalışması yapmak istiyorsa, bu futbolcuların pasaportlarında Ay-Yıldız olması gerektiği de bir gerçek.
Bir dönemin oyuncu madenlerine göz atalım. Sakaryaspor, küllerinden yeniden doğmaya çalışıyor. Ama her zamanki tarzında değil. Sakaryaspor kadrosunda altyapıdan çıkmış sadece iki futbolcu var. Bu iki isimden biri henüz hiç forma giymemiş. Kocaelispor’da ise altyapıdan A Takım’a üç oyuncu yükseldi ama onlar da henüz forma şansı bulamadı. İki takımın bir de ortak noktası mevcut: İkisi de bir çöküş dönemine girdi ve buradan altyapı desteği sayesinde çıkabildiler. Fakat mevcut durumda bu iki takımdan yükselen futbolcu sayabilmek mümkün değil.
Bir de yurt dışı kaynaklarına uzanalım. Futbol Çalışmaları Merkezi (CIES) ‘altın’ fabrikalara dair bir araştırmasında 75 ligden 30 binin üzerinde futbolcunun değerini araştırarak bir liste yayımladı. Listede, Türkiye’den bir takım bile yok. (Listeyi görmek için tıklayabilirsiniz)
Hangi ülkelerden takımların olduğunu tahmin etmek zor değil. İlk sırada Benfica, ikide Chelsea, üçüncü sırada Barcelona, dörtte Ajax şeklinde devam ediyor. Bazı takımlar ise dikkat çekici. Fransa’dan Le Havre, İngiltere’den Manchester City, Uruguay’dan Penarol… Tüm dünyaya futbolcu ihraç etmeye başlayan ‘sürpriz’ takımlar bunlar.
CIES’in raporundaki ilk dört sırayı ‘bilmeden’ yorum yapan Nedim Yiğit, “Yediği yemekten gittiği okula, aile ortamından sosyal yaşamına oyuncuların hayatından bihaber şekilde herhangi bir eğitim planlanamaz. Bu sadece göz boyamadır. Biz Alman getirdik, İngiliz getirdik vs. diyerek o ülke ekolüne geçilmez. Ekol oluşturulur, örnek alınabilir ama böyle merasimle geçilmez. Ajax’ın her Avrupa başarısında ülkemizin önemli kısmı ‘Ajax modeline geçiş’ açıklaması yapıyor. Ama çözülen bir şey yok. Çoktan bu işi çözmüş olmalıydık” diyor.
Yukarıdaki çoğu iddiayı bu yazı yazılmadan da tahmin etmek zor değil. Hepimizin bu yazı ya da iddialar konusunda tahmin edemeyeceğimiz tek şey, ne zaman bunların tam tersini konuşmaya başlayacağımız.