Dünyada gıda enflasyonu tüketiciyi uygun fiyatlı mağaza ve markalara yöneltiyor
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonla mücadelede kredi kullanımına dikkat çekti. Katıldığı TV programında konuşan Şimşek, “Yüzde 140 büyüyen krediyle enflasyonla mücadele olmaz” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yeni dönemde enflasyonla mücadeleye öncelik verileceğinin bir kez daha altını çizdi. NTV’de katıldığı canlı yayında konuşan Bakan Şimşek, bu konuda özellikle yüksek oranda artan kredi kullanımlarına dikkat çekti. “1 Eylül itibariyle, yıllık kredi kartı üzerinden kredi hacmi yüzde 140 civarında artmıştı. Enflasyonun iki katından fazla. Bu kadar yüksek seyreden bir kredi hacmiyle siz enflasyonu ve cari açığı kontrol altına alamazsınız” diyen Şimşek, krediler konusunda yapılacak yeni düzenlemeleri anlattı.
“Miktarsal sıkılaştırma denilen bir konsept var. Orada ilk adımı attık. KKM’de karşılık yoktu, karşılık getirdik” diyen Şimşek, “Daha önemli konular var. Taşıt kredilerinde biz, çok net bir şekilde sınırlayıcı bir perspektife sahibiz. Birinci konutu kredilendirme konusunda değişikliğe gitmeyeceğiz ancak ikinci, üçüncü konut veya tatil yerlerindeki yerlere ilişkin vatandaşın imkanı varsa alır ama krediyle desteklemeyeceğiz. Krediyi bu alanda ciddi bir şekilde sınırlayacağız” diye konuştu.
OVP’de birinci önceliğin enflasyonu yeniden tek haneye indirmek olduğunu söyleyen Bakan Şimşek, “Enflasyonu tekrar makul düzeye, tek haneye getirecek bir program. Dezenflasyon programı orta vadeli programımızın en önemli hedefi. Birincil önceliğimiz fiyat istikrarıdır.
Enflasyonu tekrar, 3 yılın sonunda hedefimiz tek haneye düşürebilmek. Bu zor bir süreç ama mümkün. Geçmişte başardık, yine başaracağız” dedi. “Enflasyon hedefimizi iddialı bulanlar olabilir. Biz mümkün olduğunca, o an itibariyle en gerçekçi rakamları ortaya koymaya çalıştık” diyen Şimşek, şöyle konuştu: “Benim edindiğim izlenim; genel anlamda programın hedefleri gerçekçi bulunuyor. Burada enflasyonla ilgili tahmin değişiklikleri, bizim resmi daha iyi anlamamızla ortaya çıktı. Bundan iki ay önce küresel petrol fiyatları, varil başına 70-80 dolar arasıydı, bugün 90’ın üzerine çıkmış durumda. 2021’in Aralık ayıyla, aşağı yukarı 2023’ün Mayıs ayına kadar kur belli bir düzeyde tutulmuş. Biz kuru serbest bıraktık. Tabii kur etkisi var. Sürekli değişen bir husus. Geçişkenlik zamanla azalacak.”
Bir kur hedefleri olmadığını da belirten Şimşek, “Aslında tahmin de olmaması lazım. Biz bir program yaptık, programın değişik evreleri var. Bugün ile hazirana kadar farklı bir perspektif. Şu anda küresel finansal koşullar sıkı. Risk iştahı zayıf. 2024’ün ikinci yarısından itibaren, enflasyondaki düşüşle birlikte faiz düşüşü konuşulacak dünyada. Bununla birlikte büyümeye ilişkin beklentiler ve fon akışı farklı seyredecek. Dolayısıyla bizim önümüzdeki yılın ilk yarısıyla, ikinci yarısıyla farklı perspektiflerimiz var” dedi.
Şimşek, Kur Korumalı Mevduat’ın geleceğiyle ilgili olarak da “Bir çıkış programımız var, bu kademeli olacak” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, en düşük emekli aylığına yapılması gündeme gelen iyileştirmeyle ilgili çalışmaların sürdüğünü ifade ederek “Cumhurbaşkanımızın talimatı oldu o çalışmaları yapıyoruz. O konuda çok netiz” diye konuştu.
Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) her gün dönüşler olduğunu ve bu nedenle ortaya çıkan döviz talebini karşılamak zorunda olduklarını onlara dövizi arz etmek zorunda olduklarını anlatan Şimşek, “O anlamda talepleri karşılıyoruz. Onu bir müdahale olarak algılayacaksanız, Merkez Bankası, KKM’den dönüşlerde döviz talebini karşılıyor. Onun ötesinde, belirli bir seviye hedefleyip, korumak için, rezerv harcamayı soruyorsanız, benim bildiğim kadarıyla öyle bir şey yok” dedi.
Şimşek’in kur ile ilgili görüşleri sonrası sosyal medyada bir paylaşım yapan Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi ve Merkez Bankası eski Baş Ekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara şu görüşleri dile getirdi:
1) Net döviz alım/satımları aşağıdaki gibi olduğunda kurun serbest piyasada oluştuğunu söylemek mümkün değildir.
2) Böyle bir ortamda kur seviyesi ip gibi görünüyorsa seviye hedefi gözetilmediği argümanı da sorgulanır.Yetkililer bu konularda bizi aydınlatabilirse çok sevinirim. pic.twitter.com/zqsIe2Z5u4
— Hakan Kara (@ali_hakan_kara) September 11, 2023
Çalışanları, emeklileri enflasyona ezdirmeyeceklerini de kaydeden Şimşek, “Ama önümüzdeki dönemde çalışanlarımızın, alın gücünü artırmanın tek yolu enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürmektir. Olmazsa olmaz ön koşul fiyat istikrarıdır” dedi. “Çalışanlarımızın alım gücünü nasıl koruruz? Enflasyonu düşürerek koruruz. Enflasyon yüksekten oynaklığı artıyor, tahmini zorlaşıyor. Firmaların planlaması da zorlaşıyor. Enflasyonla mücadele topyekün destek verilmesi gereken bir programdır” diyen Şimşek, “Önümüzdeki dönemde sabırla bu programı uygulamamız lazım. Bunun için bir takım maliyetler olacak. Kolay olamayacak” diye konuştu.
Programın ikinci bileşeninin mali disiplin olduğunu belirten Şimşek, “Geçmişte, AK Parti hükümetlerinin en güçlü tarafı maliye politikasının bir çıpa görevi yapmış olması. Bütçe açıklarını düşük tutuyoruz, bunun sayesinde milletimize eser ve yatırım odaklı bütçeler sunduk. Önümüzdeki 3 seneye baktığımız zaman, gerek depremin gerekse geçmişte aldığımız bir takım kararların etkisiyle; EYT gibi, bütçede bir miktar bozulma var. Hedefimiz, bütçe açığını deprem hariç yüzde 3’e çekmek” diye konuştu.
Üçüncü önemli bileşenin; yapısal reformlar olduğunu belirten Şimşek, şöyle konuştu: “Şunu net şekilde söyleyebilirim; Türkiye rekabet gücünü artıracaksa, verimlilik üzerinden büyüyecekse; bir taraftan üretken alanlara yatırım yaparken, bir taraftan da mevcut kaynakların verimli kullanımına yönelik çok ciddi yapısal dönüşüm çabası olacak. Bunu da geçmişte olduğu gibi sadece bir metin olarak sunmadık, takvimlendirdik. Hangi reformu, hangi çeyreklerde yapacağımızı ortaya koyduk.”
Programa kaynak arayışında ve Türkiye’ye yatırım arayışına girdiğinde önce dost ülkeleri ziyaret ettiğini aktaran Bakan Şimşek şunları söyledi:
“Birleşik Arap Emirlikleri büyük bir teveccüh gösterdi ve 51 milyar dolara yakın bir program açıkladı. Bu programın önemli bir bileşeni deprem yaralarının sarılmasına yönelik, 8,5 milyar dolarlık tahvil ihracı gündemde. Ben inanıyorum ki bu sene sonundan önce 8,5 milyar dolarlık tahvil ihracı gerçekleşecek. İhracatın finansmanı için de 3 milyar dolarlık tahvil ihracı yapacağız. Toplamda 11,5 milyar dolarlık tahvil ihracı, muhtemelen bu sene içerisinde sonuçlanır. BAE’nin 51 milyar dolarlık programında yenilenebilir enerjiye yaklaşık 27 milyar dolarlık bir yatırımı gündemde. Tabii bu depolamadan tutun, güneş, rüzgar vs. Sanayi, turizm özellikle teknoloji yatırımı öngörüyorlar”.
Merkez Bankası Başkanıyla birlikte Dünya Bankası Başkanıyla uzun bir görüşme yaptıklarını ve kendilerine programdan bahsettiklerini ifade eden Şimşek, “Onlar da bizim programımızı desteklemek üzere, mevcut 17 milyar dolarlık planlamaya ilaveten 18 milyar dolar daha tahsis edeceklerini söylediler. Toplamda 35 milyar dolarlık Dünya Bankası paketi, Türkiye’ye sunulacak” diye konuştu.
Küresel ekonomide de büyümenin düşük seyrettiğini söyleyen Şimşek, şunları söyledi: “Ortalama büyüme yüzde 3 civarında olacak. Bu tabii düşük sayılır. Bunun birçok sebebi var ama kısa vadeli baktığınız zaman pandemi sonrası enflasyon yükselişe geçti. Şu anda küresel finansal koşulların oldukça sıkışık olduğu bir dönemdeyiz.”