Türk futbolunun değeri düştü… Üç büyüklerin yüzünü güldüren üçlü
Fenerbahçe, Süper Lig ve Konferans Ligi Elemeleri olmak üzere şu ana kadar çıktığı 10 maçın 10'unu da kazandı. Teknik direktör İsmail Kartal bu 10 maçın tamamına farklı savunma 4'lüsüyle çıktı.
Bir futbol takımı hakkında konuşurken çoğu zaman istikrarlı 11 tercih etmek daha fazla güven verir. Dünyanın önde gelen teknik direktörlerinden Thomas Tuchel’in PSG ve Chelsea’de, ülkemizde ise henüz geçen sezon Jorge Jesus’un Fenerbahçe’de bunun tam tersi bir futbol fikriyle hareket ettiğini biliyoruz. Jesus özellikle Süper Lig-Avrupa ekseninde devam eden sezonda rotasyona sürekli başvuruyordu. Bu durum fikstürün rahatladığı süreçte belki de takımı olumsuz etkiledi zira net bir 11 olmaması istikrar hadisesinin ortaya çıkmasına engel oluyordu. Söz konusu taktiğin işe yaradığı durumlar ve yoğun takvimler olmakla beraber, “Futbol bağlantılar oyunudur” diyen Tuchel’in de sürekli rotasyona başvurma eğiliminde olan bir teknik direktör olarak bazı pozisyonları sabit tuttuğunu atlamamak gerekir.
Futbolda sabitlenmesi gereken ve istikrar arz eden pozisyonlardan belki de en önemlisi savunma. Şayet dörtlü savunma oynanıyorsa tandem denilen ortadaki ikilinin birbirleriyle uyumları sezonun gidişatı için fazlasıyla kritik. Tercih üçlü savunmasyda malum üçlünün bir arada oynaması zaruriyeti kaçınılmaz. Tüm bunların yanında takım savunmasındaki bütünlüğü sağlamak ve saha içinde telepatik iletişimi kurmak adına sağ bek ve sol bek pozisyonlarının da belli bir istikrara oturması gerekir. Spor yorumcusu Mehmet Demirkol’dan alıntı yapmak gerekirse “Savunma ezber işi, hücum ezber bozma işidir” denilebilir.
Sezona 10’da 10’la başlayan Fenerbahçe, anlatılan durumların tam aksi bir görüntü sergiliyor. İsmail Kartal yönetimindeki Kanarya kayıpsız şekilde Konferans Ligi gruplarına kalmış ve 2009-10 sezonundan beri ilk defa Süper Lig’deki ilk 4 maçının tamamını kazanmış olsa da bilhassa savunma bölgesindeki istikrarsızlık göze çarpıyor.
Sarı-lacivertliler hiç fire vermediği 10 maçın 10’una da farklı savunma dörtlüsüyle çıktı. Geçtiğimiz sezon ara ara üçlü savunma deneyen Jorge Jesus’un aksine düzenli olarak dörtlü savunma sistemini tercih eden İsmail Kartal, sezon başı itibarıyla burada bir istikrar yakalayabilmiş değil. Uzun maratonda bazı oyuncuların dinlenmesi gerektiği ve yer yer rotasyona gidilmesi gerektiği bir gerçek ancak sezonun ilk aşamasında bu denli rotasyon uyumun sağlanması açısından eksi yazabilir.
Fenerbahçe Konferans Ligi Elemeleri kapsamında ikinci turda Zimbru ile karşılaşırken ilk maça Osayi Samuel-Serdar Aziz-Alexander Djiku-Ferdi Kadıoğlu ile çıktı. Bir hafta sonraki rövanşta Djiku dinleniyor ve Luan Peres süre alıyordu. Bir hafta sonra 3. turda Maribor’a karşı oynanan karşılaşmada ise dinlenen Djiku’ydu. Orta ikili Becao ve Luan’dan oluşuyordu.
Fenerbahçe’de en sağlam görünen defans hattı Gaziantepspor maçında ortaya çıktı. Osayi-Becao-Djiku-Ferdi hattı ilk kez bu maçta sahne aldı. Söz konusu karşılaşmanın ardından oynanan Maribor eşleşmesi rövanş maçında bu kez Osayi dinleniyor, Ferdi sağ beke geçiyor, Jayden Oosterwolde sol bekte yer alıyordu. Samsun deplasmanında ise Becao otururken Serdar Aziz 11’deydi. Twente eşleşmesinin ilk maçında rotasyona dahil olan isim Mert Müldür oldu. Milli futbolcu ilk kez sağ bekte görev yaparken orta ikiliyi Djiku-Oosterwolde oluşturdu. Sol bekte Ferdi vardı. Hollanda’daki maçta tamamen farklı bir savunma dörtlüsü sahaya çıktı. Osayi-Becao-Serdar-Jayden dörtlüsü Fenerbahçe’nin tek gollü galibiyetinde sahada yer alan dörtlüydü.
Ankaragücü deplasmanına Twente maçından farklı olarak Serdar yerine Djiku ile başlayan Fenerbahçe bu karşılaşmayı da son anlarını 10 kişi oynamasına rağmen gol yemeden bitirdi. Son lig maçında Antalyaspor’a karşı sahne Osayi-Serdar-Becao-Ferdi dörtlüsünündü.
Özetle Fenerbahçe 10 maçta 10 galibiyet alırken, bir bakıma bu sezon oynaması muhtemel 60 maçın 6’da 1’ini geride bırakırken tam 10 farklı savunma hattı denedi. Hem taraftarın büyük kısmının hem de şahsen benim tercih ettiğim dörtlü ise Osayi-Becao-Djiku-Ferdi olarak görünüyor. Her ne kadar Mert Müldür 3 yerli zorunluluğu nedeniyle lig de düşünülerek transfer edilmiş olsa da 6 numara pozisyonunda değişilmez ismin İsmail olduğu sağ önde Cengiz-İrfan’dan birinin yer alıp sol arkada Ferdi’nin görev yaptığı sistem Osayi’nin sahada kalmasını sağlayacaktır. Böylelikle sezona en formda giren isimlerden Osayi’nin formunu kaybetmeden forma istikrarı yakalayarak yoluna devam etmesi mümkün olacaktır. Ortadaysa Fenerbahçe’nin yeni transferlerinin birlikte son derece iyi görüntü verdiği açık.
Peres’in sakatlığıyla beraber lisansının askıya alındığı düşünülürse, Jayden, Serdar ve Samet alternatifleriyle yedeklenebilecek tandemin Becao-Djiku’ya emanet edilmesi kanaatindeyim. Sol bekte ise belki de tüm takımın tek vazgeçilmezi, söz konusu 10 maçın 8’ine 11’de başlayan, 1’ini sakatlığı nedeniyle kaçıran Ferdi var. Fenerbahçe ve İsmail Kartal savunma istikrarına ne zaman kavuşur bilinmez. Ancak arkaya Dominik Livakovic gibi bir kalecinin de artık tamamıyla monte edildiği düşünülürse yakın örnek istikrarın önemini anlamak adına yeterli. Galatasaray, her ne kadar sol bek bölgesinde arada bir de olsa değişikliğe gitse de Abdülkerim-Nelsson-Boey ve arkalarında Muslera değişmeyen savunma kuvveti olmuştu. Fenerbahçe’nin bu sezon ezeli rakibini geride bırakıp zafere yürümesi adına elzem noktalardan biri benzer istikrarı yakalaması…