Oscar’ın gizli gözdesi, kötüler ailesi!
Usta yönetmen Martin Scorsese'nin son şaheseri 'Dolunay Katilleri', hem haftanın hem de sezonun iddialı filmlerinden. 3.5 saatlik filmde sinema adına ne ararsanız var! Michel Gondry 'Çözümler Kitabı' ile sekiz yıl sonra sinemaya dönüyor. 'Testere X' geldi duymayan kalmasın...
SİNEMAYA DAİR HER ŞEY
81 yaşında ama üretme ve meslek aşkı söz konusu olunca hepimizi cebinden çıkarır Martin Scorsese. İspatı da bu hafta vizyona giren ‘Dolunay Katilleri’. David Grann’ın ‘Dolunay Katilleri: Osage Cinayetleri ve FBI’ın Doğuşu’ romanından (bizde İthaki Yayınları’ndan çıktı) uyarlanan filmde yönetmen seyirciyi 1920’ler Amerikası’na, Oklahoma’ya götürüyor. Topraklarında petrol çıkan Kızılderili Osage halkının sistematik bir şekilde öldürülmesini ve bu cinayetlerin araştırılmasını anlatıyor. Cinayetleri araştıranlar daha sonra FBI’ın kuruluşunda yer alacak ekip.
Ama bu bir polisiye suç filmi değil. Scorsese, ABD’nin zenginleşmesindeki kirli oyunu ifşa ediyor. Beyaz adamın 20. yüzyılın başında Kızılderilileri öldürülerek topraklarına nasıl el koyulduğunu gösteriyor ve bu gerçeğin unutturulmasına isyan ediyor. Ama Scorsese’nin derdi tarih dersi vermek değil. O bir yönetmen ve filmde sinema adına ne ararsanız var…
Sekiz yıl aradan sonra beyazperdeye dönen Michel Gondry, Cannes Film Festivali’nde Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde prömiyerini yapan son filminde kendi deneyimlerinden esinleniyor ve zor durumdaki bir sinemacının komik bir portresini çiziyor.
‘Sil Baştan / Eternal Sunshine of the Spotless Mind’ filmiyle tanınan Gondry, ‘Günlerin Köpüğü / Mood Indigo’ filminin çekimleri sonrasında ‘tarihe geçmek gibi megalomanca bir hisse kapılıp’ kendi filminin kayıtlarını kaçırmıştı. ‘Çözümler Kitabı’ işte bu olaylar dizisine dayanıyor.
Bipolar ve paranoyak olan yönetmen Marc, Yapımcıların son projesini mahvettiğini düşünür ve bir şekilde filminin ham kayıtları kaçırır. Filmi kendi istediği hale sokmak için ekibiyle birlikte taşraya gider. Ne var ki yaratıcılık dalgası yıkıcı bir fikir fırtınasına dönüşür ve kendi dahil herkesi çıldırır.
Bir dönem sinemayı kan gölüne çeviren ‘Testere’ serisinin son filmi… Son film olsa da anlatılan ara bir hikaye… Çünkü Kevin Greutert’in yönettiği yapım, ilk filmle ikinci film arasında geçen olaylara odaklanıyor.
Kanser hastası olan John, deneysel ve çok riskli bir ameliyat için Meksika’ya doğru yola çıkar. Ama bu ameliyat aslında onu dolandırmak için tezgahlanmıştır. Gerçekler gün yüzüne çıkınca o da tabii dolandırıcılardan intikam almak ister. Ve kan yeniden akar beyazperdede.
Yaşanmış gerçek bir hikayeden yola çıkan film günümüzde maalesef olağan hale gelen erkek şiddetinin yıllar içindeki seyrini anlatıyor. Hikayenin odağında kocası tarafından şiddet gören ve ondan kaçmaya çalışırken yanlışlıkla kocasını vuran Emine ve onun avukatlığını üstlenen Ayten var. Günümüzden bir erkek şiddeti vakası ve onun etkileri. Lakin film 50 yıl önce de erkek şiddetinin var olduğunu ve bu konunun önüne geçme de pek de başarılı olmadığımızı da anlatıyor.
Aysun Akyüz Mehdiabbas’ın yönettiği filmin oyuncu kadrosu oldukça kalabalık: Ezgi Şenler, Uğur Güneş, Yeşim Salkım, Sedef Şahin, Soydan Soydaş, Tamer Karadağlı, Arzu Cabar, Evren Erler, Kubilay Penbeklioğlu, Özlem Gürses… Haftanın öne çıkan yerli yapımlarından biri…
Evleneceksiniz ama askere gitmediğiniz için kızın dedesi izin vermiyor. Eee dede bir Albay ise bu normal. ‘Her Şey Aşk İçin’de Alper ile Albay İskender bu sayede bir oraya geliyor. Albayımız damat Alper’e 30 günlük askeri eğitim verme şartıyla evliliğe rıza gösteriyor ama kimsenin bilmediği bir şey var İskender Alzheimer’dır…
Ahmet Kapucu’nun yönettiği Safa Sarı, Zafer Algöz, Gizem Sevim’in başrolde oynadığı film, gerçeklere dayanmayan bir komedi. Ama emin olun benzer vakalar çok yaşanmıştır bu ülkede…
Koyu bir Fenerbahçe taraftarısınız ve tayininiz Trabzon’a çıkıyor. Epey zor bir durum. Senaryosunu Yılmaz Okumuş’un yazdığı ‘Öğretmen’ Fenerbahçe-Trabzonspor rekabetine farklı bir açıdan, daha doğrusu öğretmen Sinan’ın yaşadıkları üzerinden bakıyor. Kamera arkasında Bilal Kalyoncu önündeyse Önder Açıkbaş, İnan Ulaş Torun, Bilal Hancı gibi oyuncular var. Futbol sadece futbol değildir dedirten bir film!
Kars’a giden Doğu Ekspresi’nin popüler kültüre sirayet etmemesi düşünülemezdi. Sinan Ölmez’in yönettiği animasyon ‘İbi: Doğu Ekspresi’nin Gizemi’ işte son yıllarda gördüğü ilgiden dolayı binilemez hale gelen Doğu Ekspresi’nde geçiyor. Tabii çocuklara yönelik olduğu için trenimiz masallara doğru yol alıyor. Kötülere karşı İbi mücadele ediyor.