Oliver Stone’dan Gazze yorumu: Hayatımda böyle bir katliam görmedim
Gazze savaşının 17'nci gününde cephe iyice kızıştı. İsrail gece boyunca Han Yunus ve Refah'ı hedef alırken üç hastane çevresi daha hava saldırısı uğradı. İsrail ordusu kara kuvvetlerinin Gazze içine tanklarla baskın düzenlediğini duyurdu. Hamas akşam saatlerinde iki esiri serbest bıraktı.
Savaşın 17’nci gününe girilirken İsrail gece saatlerinde Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerinde yoğun bombardıman gerçekleştirdi. El Cezire muhabiri Tareq Abu Azzoum önceki geceyi savaşın başından bu yana “en kanlı gece” olarak nitelendirdi. Filistin haber ajansı WAFA 2.3 milyonun aşkın insanın yaşadığı Filistin’e gece boyunca en az 25 hava saldırısı düzenlendiğini ve sadece 24 saatte 400 Filistinlinin öldüğünü aktardı. Yoğun saldırılardan biri 120 binden fazla Filistinlinin yaşadığı Cibaliye mülteci kampında yaşandı. Kuzeydeki Endonezya Hastanesi çevresiyle güneydeki Şifa ve Quds Hastanesi çevresi de hedef alındı. Dün Mısır’dan Gazze’ye tıbbi malzeme taşıyan üçüncü yardım konvoyu geçerken hem Hamas hem de İsrail ordusu İsrail Kara Kuvvetleri’nin Gazze içine ‘sınırlı baskınlar’ düzenlediğini doğruladı. Baskında şimdiye kadar bir İsrailli asker ölürken üç askerin de yaralandığı bildirildi. ABD kent savaşında uzman askerlerini İsrail’e göndereceğini açıklarken, Hamas iki rehineyi daha serbest bıraktı.
Gazze
Öldürülen: 5,087
Yaralı: 15,273
İşgal altındaki Batı Şeria
Öldürülen: 91
Yaralı: 1,400
İsrail
Öldürülen: 1,405
Yaralı: 5,132
Rehine: 222
İsrail her ne kadar Gazze’nin kuzeyinin boşaltılması ve bir milyondan fazla insanın güneye geçmesi için baskı uygulasa da hava saldırıları güneydeki kentleri de vuruyor. Bu saldırılara en çok hedef olan Han Yunus ve Refah. Mısır’da bekleyen insani yardımlar Refah Sınır Kapısı’ndan geçtiği için Refah kenti bilhassa büyük önem taşıyor. Han Yunus ise güvenlik amacıyla kuzeyden kaçan sivillerin sığındığı kent olmasıyla kritik bir nokta. Bu iki şehirden de gece saatlerinde bombalama haberleri geldi.
El Cezire’ye konuşan kaynaklar Refah’a düzenlenen saldırılarda ölenlerin sayısını 29 olarak bildiriyor. Ölenlerin büyük bir kısmı kadın ve çocuk. Bir El Aksa Hastanesi doktoru gece boyunca hastaneye getirilen yaralıların yüzde 65’inin çocuk olduğunu söylüyor.
Filistinli yetkililere göre Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliye kentine düzenlenen son hava saldırısında da onlarca kişi hayatını kaybetti. Mülteci kampına yapılan saldırının ardından enkazlardan çoğu kadın ve çocuk, en az 30 cesedin çıkarıldığı bildirildi. WAFA’ya göre saldırı kampın El Şüheda bölgesinde El Lidavi ailesine ait konutu yerle bir etti.
Reuters’in haberine göre İsrail kara kuvvetleri savaşta Hamas’ın esir aldığı rehineleri aramak için gece boyunca Gazze Şeridi’ne ‘sınırlı baskın’lar düzenledi. İsrail ordusu baskında şimdiye kadar bir askerin öldüğünü, üçünün de yaralandığını duyurdu. İsrail’in güneydeki sınır kentleri Aşkelon ve Beer’de de siren sesleri duyulduğu belirtiliyor.
İsrail ordu sözcüsü Daniel Hagari baskını şöyle duyurdu: “Gece boyunca tank ve piyadelerle baskınlar düzenlendi. Bu baskınlar savaşta bir sonraki aşamamız olan kara operasyonuna hazırlanan terörist grupları hedef alan, derine inen baskınlardı.”
El Cezire’de yer alan bir habere göre, İsrail’in “sınırlı baskınları” sırasında Gazze Şeridi’nde İsrailli askerlerle Hamas karşı karşıya geldi. Haberde şu ifadelere yer veriliyor: “Hamas, Gazze’nin güneyine sızan İsrail zırhlı birliğiyle savaşçılarının karşılaştığını bildirdi. Örgüt, sızıntının Han Yunus’un doğusunda gerçekleştiğini söyledi. Örgüt, savaşçılarının üslerine dönmeden önce İsrail teçhizatlarını imha ettiğini de açıkladı.”
CNN’de yer alan haberde ise Hamas’ın Han Yunus yakınlarında pusu kurarak İsrail ordusuna ait iki buldozer ve bir tankı imha ettiğini ve İsrail askerlerinin araçları olmadan geri çekilmek zorunda kaldığını iddia etti.
Hagari esir sayısının neden artmaya devam ettiği konusunda da açıklama yaptı. Esirler arasında çok fazla yabancı uyruklu insan olduğunu belirten Hagari bu kişilerin ailelerine ulaşmanın zaman aldığını söyledi. “Esirleri özgürlüğüne kavuşturup evlerine dönmelerini sağlamaya çalışıyoruz” dedi. Şu anda resmi verilere göre Hamas’ın elinde 222 esir var.
Başta esir aileleri olmak üzere İsrail’de büyük bir çoğunluk önceliğin esirler olması gerektiğini söylüyor. Hükümetin kara operasyonundan önce esir takası için masaya oturması gerektiğini söyleyen halk bu konuda İsrail içinde eylemler düzenliyor.
King’s College London’da Güvenlik Çalışmaları alanında kıdemli öğretim görevlisi Andreas Krieg İsrail kara kuvvetlerinin “son derece zorlu bir durumla karşı karşıya kalacağını” söylüyor. El Cezire’ye konuşan Krieg Hamas’ın hem pusu hem de tuzak kurmasını beklediğini söyleyerek “Daha önce bu ölçekte bir şey yapılmamıştı. Şiddet açısından benzeri görülmemiş bir savaş bu ve kent koşulları bundan daha zorlu olamazdı” diyor.
Modern dünyada bir şehir savaşı olmasıyla İsrail-Hamas savaşının “İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana görülen hemen hemen her şeyden daha kötü olduğunu” savunan Krieg “Böyle dememin sebebi savaşın sınırlı bir alanda gerçekleşmesi bir tarafa, betonla güçlendirilmiş 70 metre uzunluğunda tünellerin bulunduğu bir alanda operasyon yapılıyor olması” dedi.
Krieg değerlendirmesini “İsrail Hamas savaşçılarına karşı sayısal üstünlüğünü ve çevikliğini gösteremedikçe örgüt üzerinde güç kullanabilmesi zor” diye bitirdi.
Reuters’in haberine göre Hamas iki esiri daha serbest bıraktığını açıkladı. İsrail’den gelen haberlere göre çifte vatandaşlığa sahip yaklaşık 50 rehinenin daha serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşmanın ise eli kulağında.
Hamas’ın dün serbest bıraktığı esirlerle ilgili anlaşmanın Katar ve Mısır arabuluculuğunda gerçekleştiği bildirildi. Örgütün “insani gerekçelerle” serbest bıraktığını açıkladığı iki rehinenin Nurit Yitzhak ve Yochved Lischitz adlı kadınlar olduğu bildirildi. Sosyal medyada yayınlanan bazı videolarda kadınların Gazze ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı’na ulaştığı görülüyor.
Hamas’ın silahlı kolu El Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Obaida ikiliyi serbest bırakma kararının arkasında “mecburi insani ve sağlığın kötü olması” gibi gerekçeler olduğunu söyledi. Obaida ayrıca Nurit ve Yochved’i aslında cuma günü serbest bırakmaya çalıştıklarını, ancak İsrail’in “onları kabul etmeyi reddettiğini de sözlerine ekledi. Örgüt cuma günü ABD’li Natalie ve Judith Raanan’ı serbest bırakmıştı.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) de X’te rehinelerin serbest bırakılmasına yardımcı olduğu paylaşımı yaptı. Komite iki rehineyi dün akşam saatlerinde Gazze’den çıkardıklarını teyit etti.
Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahya kentinde bulunan Endonezya Hastanesi’nin başhekimi Atef Al-Kahlot hastane çevresine düzenlenen hava saldırılarının “ciddi hasar ve yaralanmalara yol açtığını” söyledi. Yaralananlar arasında hastalar ya da hastaneye sığınan kişiler olup olmadığı bilinmiyor.
Hedef alınan tek hastane Endonezya Hastanesi de değildi. WAFA Gazze Şeridi genelinde en fazla yaralı ve sağlık personeli bulunan Şifa Hastanesi çevresine birkaç füze isabet ettiğini aktardı.
Gazze’deki hastanelerin bir diğer sıkıntısı da yakıt krizi. Bunu daha önce Endonezya Hastanesi dile getirmişti. Şimdi Şifa Hastanesi’nin yöneticisi Dr. Muhammed Ebu Selmiya da hastanenin yakıtının önümüzdeki 48 saat içinde tükenme ihtimali yaşadığını ve “gerçek bir felaketin eşiğinde olduklarını” söyledi.
Selmiya Birleşmiş Milletler’in yolladığı yardımların İsrail’in Gazze’ye uyguladığı abluka nedeniyle henüz hastaneye ulaşamadığını belirtti. Savaşın ilk günlerinde İsrail’in “tam kuşatması” sebebiyle elektriği kesilen hastane jeneratörlerle çalışmaya devam ediyor.
Gazze’nin güneyindeki Tel El Hava’daki Quds Hastanesi çevresine de saldırı düzenlendiği belirtiliyor. Filistin Kızılayı daha önce Quds Hastanesi’nin “her an bombardımana uğrama” uyarısı aldığını söylemişti. Filistinli yetkililer İsrail’in hastaneleri doğrudan tahliye ve bombardımanla tehdit ederek ya da hastane çevresini bombalayarak “sağlık sisteminde karışıklık yaratmaya çalıştığını” söyledi. Sosyal medyaya yansıyan görüntülerde Quds Hastanesi çevresinin vurulduğu anlar görülüyor.
شاهد لحظة استهداف طيران الاحتلال الإسرائيلي محيط مستشفى القدس في غزة. للمزيد:https://t.co/7b9aYDZsse pic.twitter.com/ZcQsV3Gwpq
— Aljazeera.net • الجزيرة نت (@AJArabicnet) October 23, 2023
شاهد لحظة استهداف طيران الاحتلال الإسرائيلي محيط مستشفى القدس في غزة. للمزيد:https://t.co/7b9aYDZsse pic.twitter.com/ZcQsV3Gwpq
— Aljazeera.net • الجزيرة نت (@AJArabicnet) October 23, 2023
Yardım konvoylarından bahsetmişken, tıbbi malzeme taşıyan yardım üçüncü konvoy da Refah Sınır Kapısı’ndan geçti. Ancak konvoyda kaç kamyon olduğu belirtilmedi. Öte yandan Türkiye de Mısır’a Gazze için tıbbi ekipman ve malzemeler göndermeye devam ediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca iki kargo uçağının daha yola çıkacağını duyurdu.
Yardım taşıyan 20 kamyonluk ilk konvoy cumartesi günü Gazze’ye geçerek iki haftadır sınırlı su ve gıdayla hayatta kalmaya çalışan siviller için umut olmuştu. Pazar günü de ikinci yardım konvoyu geçiş yapmıştı. Yardımlar büyük önem taşısa da, başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere bazı kurum ve analistler bunun 2.3 milyon insan için “okyanusta bir damla” olduğunu söylüyor. BM’ye göre Gazze’deki sivillerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için günde 100 kamyonun sınırdan geçmesi gerekiyor.
Ayrıca gönderilen yardımlarda yakıt olmaması da Gazze’deki hastane ve yardım kuruluşları için büyük sorun. UNRWA Gazze İşleri Yöneticisi Thomas White dün yaptığı açıklamada “Şu anda bizim için en önemli şey yakıt. Gelen yardımlar arasında gıda ve ilaç var, ama yakıt yok” demişti.
White “Elimizdeki yakıt içme suyu sağlamak için tuzdan arındırma tesislerinde, fırınlarda ekmek üretiminde, hastanelerin çalışmaya devam etmesi için kullanılıyor. Buradaki lojistik faaliyetlerimiz için araçlarımıza ve jeneratörlerimize yakıt sağlıyor. Dolayısıyla esas mesele Gazze’ye yakıt girmesi gerektiğidir. Aksi takdirde yardım operasyonları, temiz içme suyu ve hastanelerin işleyişi çarşamba gecesi duracak” sözlerini dile getirmişti.
Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere ve ABD liderleri ortak bir açıklama yayınlayarak İsrail’e verdikleri desteği bir kez daha yineledi. Ancak açıklamada İsrail’in “uluslararası hukuka uyması” ve “sivilleri koruması gerekliliği”nin de altı çizildi.
Ortadoğu’da “siyasi çözüm ve kalıcı barış” görmek istendiğinin belirtildiği açıklamada “çatışmanın yayılmasını önlemek için bölgedeki kilit ortaklarla diplomatik çabalara devam edecekleri” vurgulandı.
Hamas’ın elindeki iki ABD’li esiri serbest bırakmasını mutlulukla karşıladıklarını belirten ülkeler diğer rehinelerin de bir an önce serbest bırakılmasını istedi. Söz konusu bildiri ABD Başkanı Joe Biden’ın Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından yayınlandı. İki liderin görüşmesinin ardından Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada Refah Sınır Kapısı’ndan yardımların geçmeye devam edeceği belirtilmişti.
İngiliz haber ajansı Reuters’ın bildirdiğine göre Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis İsrail’e geldi. Yunan lider İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüştü. Görüşmenin sonuç bildirgesi İsrail hükümeti tarafından yayınlandı.
Buna göre Netanyahu görüşmesi sırasında “Her zaman söylerim, İsrail’in yanında durmanın en iyi biçimi İsrail’le İsrail’de dayanışmak. Ve siz bunu yapıyorsunuz. Bu karanlık zamanlarda sizin, hükümetinizin ve Yunan halkının bizimle dayanışmasını takdir ediyorum. Bu medeniyete karşı bir savaş. Medeniyet barbarlığa karşı. Biz medeniyet tarafıyız. Aslında IŞİD demek olan Hamas’a karşı birleşmeliyiz” dedi.
Miçotakis ise “Buraya sadece müttefik olarak değil, gerçek bir dost olarak geldim. Yaşananlar gerçekten korkunçtu ve biz ilk andan itibaren İsrail’in uluslararası hukuka uygun olarak kendini savunma hakkı olduğunu söyledik. Hamas ile Filistin halkı arasında çok net bir ayrım yaptık. Sizi desteklemeye ve ne yaşanırsa yaşansın çok fazla insani kayıp vermeden yaşanmasını ummaya devam edeceğiz. Desteğimize ve yardımlarımıza güvenebilirsiniz” sözlerini dile getirdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte de İsrail’e gelecek. Rutte’nin Netanyahu’nun yanı sıra Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ile de görüşeceği bildirildi.