İsrail hem Gazze’yi hem Beyrut’u vurdu, Hizbullah sözcüsü öldürüldü
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları 19'uncu gününde de devam ediyor. BM "Birkaç saat içinde yakıt gelmezse bütün yardım ve sağlık çalışmaları duracak" uyarısı yaptı. İsrail yetkilileri BM Genel Sekreteri Guterres'in istifa etmesinde israrlı. Ama BM geri adım atmıyor, Guterres'e sahip çıkıyor.
Filistinli örgütler ve İsrail arasındaki savaş 19’uncu gününde hız kesmeden sürerken insani kriz boyutu da giderek ağırlaşıyor. İsrail’in ağır eleştirilerine maruz kalan BM’den yakıt için son çağrı gelirken, Tel Aviv Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in “istifasını istemeyi” sürdürüyor.
BM Gazze’ye acilen yakıt sevkiyatı sağlanmaması halinde BM Yakın Doğu’daki Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) bu gece tüm yardım operasyonlarını durdurmak zorunda kalacağı konusunda uyardı. BM Sözcüsü Stephane Dujarric günlük basın toplantısında Gazze’deki son duruma ilişkin bilgi verdi.
“Gazze’deki mevkidaşlarımız insani krizin daha önce hiç görülmemiş bir noktaya ulaştığını söylüyor” bilgisini paylaşan Dujarric bölgede su olmadığı için hastalıkların da yayılmaya başladığına dikkati çekti. Dujarric Gazze halkının kuyu suyu içmeye başladığını, bunun da ciddi sağlık sorunları getirdiğini kaydetti.
Tükenmekte olan yakıtın sadece kritik tesisler için kullanıldığını aktaran Dujarric “Gazze’deki en büyük insani yardım sağlayan ajans olan UNRWA için “Gazze’ye acilen yakıt sevkiyatına izin verilmezse bu akşam tüm operasyonlarını durdurmak zorunda kalacak” uyarısı yaptı. İsrail’in kritik yardımların Hamas’ın eline geçmesi endişesini de yorumlayan Dujarric yakıtın kimseye dağıtılmayacağını, UNRWA’nın kendi operasyonlarını sürdürmesi için gerekli olduğunu ifade etti. Dujarric birkaç saat içinde yakıt sevkiyatının şart olduğunu vurguladı.
Dujarric gıda malzemesinin de tükenmekte olduğuna dikkati çekerek, Dünya Gıda Programı’nın elindeki malzemenin sadece 12 gün daha yeteceğini duyurduğunu açıkladı.
İsrail’in hava saldırılarından korunmak adına on binlerce Gazzeli İsrail’in “tahliye” uyarısı yaptığı hastanelere sığınmak zorunda. Kapasitesinin çok üstünde nüfus sığınan hastanelerdeki imkanların kısıtlı olması başka birçok sorunu beraberinde getiriyor.
Hamas’ın 7 Ekim’deki operasyonu ardından Gazze’nin su ve elektriğinin İsrail tarafından kesilmesi bölgede zaten yüksek düzeyde olan insani krizi büyük bir açmaza sokmuştu. Şimdi ise Gazze’nin dünyaya açılan tek kapısı olan Refah üzerinden geçen yardımların yetersizliği ve geçişin sadece Gazze’nin güneyiyle sınırlı tutulması zorluğu daha da pekiştiriyor. Üstelik bu yardımlara İsrail vetosu nedeniyle en başından beri “yakıt” dahil edilmemişti.
Hastanelerdeki yakıt yetersizliği sorunu her geçen gün ciddileşirken temiz su bulunmaması da salgın hastalıklarda artış yaşanmasına neden oldu. Gazze’deki Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada çok sayıda uyuz, ishal, su çiçeği, cilt hastalığı ve bronşit türü hastalıklar tespit edildiği duyuruldu. Açıklamada “Gazze Şeridi’nde bir günde sağlık ocaklarında çoğu çocuk olmak üzere 3 bin 150 salgın hastalık vakası saptandı” dendi.
İçme ve günlük kullanım suyunun yetersizliği ile kişisel temizlik ihtiyacının karşılanamadığına vurgu yapılan açıklamada “Barınma merkezlerindeki büyük kalabalıklar nedeniyle salgın hastalıklar hızla yayılıyor” vurgusu vardı. Hastanelerin durumunun kötüleştiği kaydedilen açıklamada “Gazze Şeridi’ni vuracak ve kontrol edilmesi mümkün olmayacak büyük bir salgın dalgasına” karşı uyarı yapıldı.
Şifa Hastanesi’nin bahçesinde yaşananları bir “sağlık krizi” olarak nitelendiren Filistinli sağlık görevlisi yalnızca 50 bin kişinin Şifa Hastanesi’ne sığındığını ve buradaki koşulların cilt ve solunum yolları hastalıkları gibi salgın hastalıkları tetiklediğini belirtti.
BM Genel Sekreteri Guterres önceki BM Güvenlik Konseyindeki konuşmasında Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’de gerçekleştirdiği saldırıları kınadıktan sonra şöyle demişti: “Ancak Hamas saldırılarının durduk yere ortaya çıkmadığının da bilincinde olmalıyız. Filistin halkı 56 yıldır boğucu bir işgale maruz tutuluyor. Topraklarının adım adım yerleşim yerleri tarafından ele geçirilmesine ve şiddete şahit oluyor. Ekonomileri yıkılmış, insanlar yerlerinden edilmiş ve evleri yerle bir edilmiş durumda. Siyasi çözüme olan inançları yok olmaya başladı.”
Guterres Hamas’ın İsraillilere yönelik saldırılarının “Filistin halkını toplu cezalandırmayı meşru kılamayacağını” belirterek “Savaşların bile kuralları vardır” demişti.
Bu sözler BM ile İsrail arasında krize neden olmuştu. İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen Guterres’in BM Güvenlik Konseyinde yaptığı açıklamalardan dolayı kendisiyle görüşmesini iptal ettiğini bildirmişti. İsrail’in BM Daimi Temsilcisi Gilad Erdan da Guterres’in BM’ye başkanlık etmeye uygun olmadığını savunmuş, Genel Sekreteri acil istifaya çağırmıştı.
İsrail tarafı sözkonusu tepkilerin ardından istifa çağrılarını dün de yineledi. BM Sözcüsü Stephane Dujarric de, Guterres’in “Hamas saldırılarının durduk yere ortaya çıkmadığının da bilincinde olmalıyız. Filistin halkı 56 yıldır boğucu bir işgale maruz tutuluyor” sözlerinin arkasında olduğunu duyurdu.
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı saldırı başlattı. İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırıya başladı. Gazze’den düzenlenen saldırılarda 308’i asker 1400 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 İsraillinin yaralandığı aktarıldı.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze’ye saldırılarında 2 bin 704’ü çocuk, 1584’ü kadın, 364’ü yaşlı olmak üzere 6 bin 546 kişinin öldüğünü, 17 bin 439 kişinin yaralandığını duyurdu. İşgal altındaki Batı Şeria’da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 100’ün üzerinde Filistinlinin öldüğü belirtildi.
Çatışmalarda 20’si Filistinli, 3’ü İsrailli ve biri Lübnanlı olmak üzere 24 gazeteci yaşamını yitirdi.
İsrail-Lübnan sınırında 8 Ekim’den bu yana İsrail ordusu ile Hizbullah arasında yaşanan çatışmalarda ise 43 Hizbullah üyesinin yanı sıra İslami Cihad Hareketi’nden 6, Hamas’tan 3, Hizbullah destekli Sünni Direniş Tugayı mensuplarından da 2 kişi öldü, biri gazeteci 4 sivil hayatını kaybetti.
Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri ve bir İsrailli sivil yaşamını yitirdi.