Müze Gazhane’de büyük final: Metro müzisyenleri yarışıyor
Fotoğrafçı Ayşe Yavaş, 40 yıl önce İsviçre’ye göç eden babasının hikayesinden yola çıkarak 30 göçmenin hikayesini 3 nesil üzerinden fotoğraflarla anlattı. ‘Ve Sonra Hayat Başladı’ başlıklı sergi, Müze Gazhane’de bu hikayeye ortak olmaya davet ediyor.
Sene 1963. Yurtdışında gurbete gidip çalışmak birçok insan için bir umut. 24 yaşındaki Hüseyin Yavaş da Anadolu Hisarı’ndan o umutla çıkıyor yola. İlk hedefi, dünyanın bir ucundaki Kanada’ya gitmek. Fakat birtakım rastlantılar sonucunda 10 arkadaşıyla çıktığı bir tren yolculuğunun sonunda kendini İsviçre’nin Brugge kentinde buluyor. Yıllar içinde Karadeniz’deki Doğancılı köyünden ve İstanbul Anadolu Hisarı’ndan yaklaşık 70 kişi de bu gurbetçi olarak İsviçre’deki fabrikalarda iş bularak orada yaşamaya başlıyorlar.
En sonunda Türkiye’nin farklı yerlerinden göçen insanlar orada bir araya geliyor. Farklı geçmişleri, farklı hayatları olsa da göçmenlik deneyimi onları aslında aynı yollarda buluşturuyor.
Göçmenlik son yılların üzerine en çok konuşulan, yazılan, çizilen konularından biri. Dünyanın yeni gerçeği bu çünkü. Savaşlar, siyasi baskılar, ekonomik gerekçelerle dolu upuzun bir liste insanları dillerini dahi konuşamadıkları bir bilinmezlik içinde yaşama riskini atmaya itiyor. Tıpkı yıllar önce Hüseyin Yavaş’ın yaptığı gibi.
Göç etmek sadece göç eden kişiyi değil, sonraki kuşakları da etkiliyor. Hele ki göç etmiş bir ailenin çocuğuysanız geçmişle ya da geldiğiniz yerle aranızdaki bağ sizi meraklandırıyor. İlerlemek için hiç açılmaması gereken gizli bir kutuyu açma isteğini durduramıyor insan. Bu aileler neler yaşadı, neler hissetti ve neler umut etti? Çocukları ve torunları bugün nasıl yaşıyor ve düşünüyor soruları yanıtlanmayı bekliyor insan zihninde.
Hüseyin Yavaş’ın kızı fotoğrafçı Ayşe Yavaş da çocukluğundan beri içi fotoğraflarla dolu bu kutunun kilidini açmaya çalıştı:
“Ailem hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyordum. Ama bilirsiniz, aile içinde konuşulmayan ve konuşulmayacağını bildiğiniz bazı konular vardır. Hassas, acı verici konulardır bunlar. Hiçbir zaman bunun hakkında konuşmadık. Neden bize hiçbir şey anlatmadılar, küçük bir hikaye ya da herhangi bir şey bilmiyorum. Ama belli bir yaştan sonra bununla yüzleşmek istedim. Yoksa kendimi bile anlayamayacaktım. Aslında kendim hakkında bir şeyler öğrenmekti temel amacım.”
Bu hislerle zorladığı o kutuyu açtı da. Yavaş, kendi aile öyküsünden yola çıkarak etnolog Gaby Fierz ile birlikte İsviçre’ye göç etmiş ailelerin hikayesinin peşine düştü. Fotoğraflar, video röportajlarla gerçekleştirdiği araştırmayı ‘Ve Sonra Hayat Başladı’ sergisine dönüştü. Üç kuşağın göç hikayesini anlattı, ailelerinin izlerini takip etti.
Bu sergi aslında Ayşe Yavaş’ın kendini bulma yolculuğu. Zira aile öyküsünde boşluklar olduğunu söylüyor. Çünkü Yavaş, hatırlamayacağı kadar küçük yaşlarda Türkiye’ye gidip geldi, akrabalarıyla yaşadı. Ebevneylerin, çocuklarını Türkiye’ye, akrabalarının yanına gönderilmesinin bir kuşak göçmenler de yaygın bir davranış olduğunu söylüyor. Henüz küçük yaşlarda ailelerinin yanından ayrılması, ailesiyle ilişkisini de etkilemiş elbet. Tam da bu nedenle serginin kendi hikayesiyle büyük bir yüzleşme olduğunu anlatıyor. Ve göçmenlerden sık sık duyulan cümleyi o da kuruyor: “Nereye ait olduğumu bilmiyorum. Belki bu benim kaderimdir, bilmiyorum, bu iki parçayla yaşamak ve bu iki yaşamı bir arada yönetmek.”
Yavaş, nereye ait olduğu sorusunun cevabını buldu mu yoksa cevap onu tatmin etti mi bilinmez. “Bu kökleri çok derine uzana bir soru” diyor. Ancak serginin kendisi hikayesiyle bir yüzleşme olduğunu da söylüyor. Yavaş sergiyi ise şöyle tanımlıyor: Bu sergi, benim hikayemi ve sergide yer alan 30 kişinin, üç nesil üzerinde anlatılan hikayesi. Bu 30 kişi de 1960’ta ekonomik nedenlerle, yurtdışına göç eden kişilerin hayatını temsil edip anlatıyor.”
Fotoğraflar ve video röportajlardan oluşan sergi, birçok ailenin hikayesini araştırıyor. Gaby Fierz ise daha önce İsviçre’de göç ve göçmenlik üzerine çalışmış bir etnolog. Yavaş ile Fierz yaklaşık altı yıl önce birlikte bu araştırmaya çalışmaya başlamış. Fierz, “Hem sosyal, kültürel, ekonomik düzeyde hem de kişisel düzeyde önemli bir değişiklik. Nereye ait olduğumuz sorusu ve cevabını bulmak hiç bitmeyen bir süreç” diyor.
‘Ve Sonra Hayat Başladı’ sergisi, İstanbul yolculuğundan önce İsviçre’de de ziyaretçilerini ağırladı. Fierz, dünyanın farklı yerlerinden İsviçre’ye göç etmiş insanların sergiyi ziyaret ettikten sonra ‘Biz de aynı şeyleri yaşadık, bu bizim de hikayemiz’ dediklerini söylüyor. Buradan hareketle de nereye ait olduğunu bilmeyen göçmenlerin ortak bir aidiyet kurduğunu söylüyor. ‘Ve Sonra Hayat Başladı’ sergisi ile birlikte, görüşülen kişilerin portreleri, aile albümleri ve yaşam alanlarını yansıtan fotoğraflardan oluşan kapsamlı bir koleksiyon görünür hale geliyor.
Ayşe Yavaş’ın babasının göç hikayesinden hareketle çıktığı yolculuğu şu an Müze Gazhane C binasında sergileniyor. Sergide röportajlarıyla yer alan Hüseyin Yavaş birkaç yıl önce vefat etti. Dolayısıyla bu sergiyi ziyaret edemeyecek. Ancak Ayşe Yavaş, hazırlık süresini de yakından takip eden babasının bu işin bir parçası olmaktan çok mutlu olduğunu ve kendisiyle gurur duyduğuna inandığını söylüyor. Böylece hikayesindeki bir bilinmezliği de kapatıyor.
📌’Ve Sonra Hayat Başladı’ sergisi 14 Ocak 2024 tarihine kadar Müze Gazhane C binasında ziyaretçilerini bekliyor.